PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Federasyon Üzerine

Mesud Tek

Güney Kürdistan’da, “Referandum Hereketi”nin başta Süleymaniye ve Kerkük olmak üzere birkaç şehirde gerçekleştirdiği kitlesel eylemler, federasyon ve bağımsız devlet konusunda yoğun bir tartışmayı gündeme taşıdı. Televizyonlarda konu ile ilgili programlar yapılıyor. Bölgede yayınlanan gazete sayfalarında konu ile ilgili makalelere sıkça rastlanıyor. Aydınlar, kitle örgütleri değişik vesilelerle konu ile ilgili görüşlerini dile getiriyorlar.

Olgun bir havada yürütülen bu tartışmalardan olumlu sonuçlar çıkacağından kuşku duymamak gerekir. Diğer parçalardaki Kürt örgütlerine düşen ise, Güney Kürdistan’daki siyasi partilerin, demokratik örgütlerle bağımsız aydınların tartışmaları sonucunda oluşacak iradeye saygı göstermektir.

Ama tartışmalar, Güney’deki kadar sıcak olmasa da diğer parçalardaki ulusal hareketi de ilgilendiriyor. Bu nedenle konu ile ilgili görüşlerimizi bir kez daha dile getirmede fayda var diye düşünüyorum.

Sol açısından Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı turnusol kağıdı gibidir. Bu konuda gösterilen tavır, gerçek devrimcileri sahtelerinden ayırır. Bu,Türkiye’de de böyle olmuştur.

Başta BM Sözleşmesi olmak üzere bir çok uluslararası anlaşmayla güvence altına alınan Kendi Kaderini Tayin Hakkı, her ulusun vazgeçilmez temel bir hakkıdır.

Kendi kaderini Tayin Hakkı devredilmez bir haktır. Ulusların, gelecekleriyle ilgili konularda kendilerinin karar vermesi, toprakları üzerinde kimlerle ve nasıl yaşayacağını, hiç bir dış baskı olmadan özgürce belirlemesidir.

Özünde Kendi Kaderini Tayin Hakkı, devlet kurma hakkıdır. Ezilen uluslar açısından ayrılıp, bir başka ulusla birlikte yaşama, ya da kendi bağımsız-ayrı devletini kurma hakkı anlamına da gelir.

Devlet kurma bir hakdır. Ama bu hak mutlak değildir.

Medeni Kanun çiftlere boşanma hakkı tanımıştır. Bu, evli çiftlerin mutlaka boşanmaları anlamına gelmez. Boşanma hakkı birlikte yaşamanın şartları kalmayınca kullanılır. Mutlu, uyumlu bir beraberliği olan çiftlerin bu haklarını kullanmaları için hiç bir neden yoktur.

Ezilen uluslar da Kaderini Tayin Hakkını kullanırlarken, her zaman ayrılıp bağımsız-ayrı devletini kurma yoluna başvurmazlar. Kendi Kaderini Tayin etmenin değişik biçim ve yöntemleri vardır. Tarih, bu konuda zengin bir deney birikimine sahiptir.

Kaderini tayin Etmenin biçimleri de mutlak ve değişmez değillerdir. Mutlak olan hakkın kendisidir. Biçimler ise ülkede, bölgede ve dünyadaki gelişmelere uygun olarak değişirler.

Kürt örgütleri, Kaderini Tayin Etme konusunda 4 temel biçimi öneriyorlar. Ayrı-bağımsız devleti savunanların yanısıra, federasyonu savunanlar da var. Bazı Kürt örgütleri otonomiyi önerirken, bazıları da demokratik ve kültürel hakların elde edilmesini savunuyorlar.

Kürt ulusal demokratik hareketi, Kaderini Tayin Etmenin bir biçiminden ötekine geçiş konusunda zengin bir deneye sahiptir.

Güney Kürdistan’ın önde gelen iki örgütü Kürdistan Yurtsever Birliği (YNK) ve Kürdistan Demokrat Partisi (PDK)’nin, 1992 yılına kadar sloganı “Irak’a Demokrasi Kürdistan’a Gerçek Otonomi” idi. Her iki örgüt, Saddam rejiminin tanıdığı otonomoyi “kartoni” olarak değerlendiriyor, yerine gerçek otonominin kurulmasını savunuyorlardı. Bu uğurda uzun yıllar partizan savaşı da yürüttüler.  

Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan gelişmeler sonucu Saddam rejimi ve ordusu zayıf düştü, Kürdistan’ın bir bölümünde “Güvenlikli Bölge” ilan edildi. Kısaca bölgede şartlar değişmiş, Kürtlerden yana olumlu bir hava oluşmuştu. PDK ve YNK de gelişmelere uygun olarak “Gerçek Otonomi” yerine federasyonu talep etmeye başladılar. Bugün de, yaşanan son tartışmaların da ortaya koyduğu gibi, “eğer Araplar bizimle federal Irak çerçevesinde yaşamaya razı olmazlarsa ayrı-bağımsız devletimizi kurarız” diyorlar.

Aynı şeyleri İran KDP için de söyleyebiliriz. İKDP kuruluşundan birkaç ay öncesine kadar “İran’a Demokrasi Kürdistan’a Otonomi”yi savunuyordu. İKDP birkaç ay önce gerçekleştirdiği 13. Kongresi’nde, eski sloganının yerine “Demokratik ve Federal İran Çerçevesinde Kürt Halkının Ulusal haklarını Gerçekleştirme”yi koydu. Kuşku yok ki bu değişikliğe bölgedeki gelişmeler yol açtı. Saddam rejiminin yıkılması, Güney Kürdistan’daki yapının kalıcılaşması ve başarıları, başta ABD ve İngiltere olmak üzere batılı ülkelerin bölgeye gelmeleri, uluslararası topluluğun İran’ın üstüne gitmesi, vb. faktörlerin, sözkonusu değişiklikteki etkileri büyüktür.

Görüldüğü gibi, ülkenin, bölgenin şartlarına uygun olarak tesbit edilen hedefler, sloganlar, keyfi isteklere göre değil, bölge ve ülkedeki gelişmelere paralel olarak değişikliğe uğruyorlar.

Kuzey Kürdistanlı örgütler başından itibaren ayrı-bağımsız devlet ve federasyon taleplerini ileri sürdüler. 

Biz Kürdistan’ın, Türkiye’nin, bölgenin şartlarını, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini gözönünde bulundurarak, Kürt sorununun çözümü için federasyonu öneriyoruz. Bize göre federasyon verili şartlarda makul ve gerçekleşebir bir öneridir.

Bizim anlayışımıza göre eşitlik temeli üzerinde oluşturulacak bir federasyon bağımsız bir devletten farksızdır. Batıda ve Kürdistan’da federasyonların oluşturulmasını, bu federasyonların üst düzeyde, ortak bir yapıda bir araya gelmesini savunuyoruz. Kürdistan’da kurulacak federasyon, Kürtlerle ilgili her konuda söz ve karar sahibi olacak, bağımsız (ayrı değil) bir devlet gibi davranacaktır.

Deniliyor ki “Önce Kendi Kaderini Tayin Hakkını elde edelim, bu hakkın nasıl kullanılacağına halk karar versin.”

Elbetteki bir halkın geleceğiyle ilgili kararların verildiği merci o halkın kendisidir. Ama siyasi partilerin halka doğru bildikleri yolu göstermek, halk yığınlarını doğru hedefler etrafında örgütleyip, eğitmek diye bir görevleri de vardır.

Bu görev Türkiye’nin AB üyeliği için görüşme tarihi alması ihtimalinin çok yüksek olduğu bir dönemde daha bir önem kazanmaktadır. Görüşme süreci, Türk devleti istemese de bazı değişiklikleri birlikte getirecektir. Legal siyasi mücadele, sivil toplum örgütlenmeleri, Kürt kimlikli siyasi partilerin kurulması, vb konular, önümüzdeki dönem gündemini oluşturacaktır.

Dönemin getireceği görevleri yerine getirmek, görüşme sürecinde AB nezdinde ortak çalışmalar yapıp, bu çalışmaların ürününü almak için, herşey önce hedefleri mümkün olduğunca ortaklaştırmak gerekir.

Bu nedenle de federasyonun, aynı zamanda  Kürt örgütlerinin üzerinde ittifak yapabilecekleri döneme uygun bir talep olduğunu düşünüyorum.

 
 
PSK Bulten © 2004