Munzur
Vadisi’ni Kurtaralım!
Eşsiz
doğa güzellikleri ve bitki örtüsüyle Munzur Vadisi tehlikede.
Türk devleti buraya sekiz baraj kurup vadiyi tümden yok etmeye
hazırlanıyor.
Munzur
Vadisi Kuzey Kürdistan'da, vahşi doğası ile
ünlü Dersim yöresindedir. Burası yalçın dağlar,
derin vadilerle örülü, bir beldedir. Munzur Irmağı
Dersim'in Ovacık yöresinde, Munzur Dağları’nın
eteklerinden kaynar. Önce Ovacık düzlüğünden, sonra
kendi adını taşıyan derin ve dolambaçlı
bir vadiden geçerek Keban Baraj Gölü'ne ulaşır.
(Eskiden Murat Irmağı’yla birleşirdi).
Yol boyu
Munzur’a başka çaylar, dereler karışır.
Suyu pırıl pırıl, durudur, iyi cins alabalık
vardır. Çevresi sık ve gür ormanlarla, 1500 türe
ulaşan zengin bir bitki örtüsüyle kaplıdır.
Bu ormanlarda çok sayıda yaban domuzu, ayı, kurt,
tilki, tavşan, sansar gibi yabani hayvanlar ve yalçın
kayalıklarda yaban keçisi vardır. Munzur vadisi
yaklaşık 80 kilometre uzunluğunda bir doğa
harikasıdır.
Sözkonusu
doğal güzellikler nedeniyle bu vadi yıllar önce
"ulusal park" ve sit alanı olarak ilan edilmiş,
sözde korumaya alınmıştı. Oysa şimdi
bizzat devlet eliyle onun yok dilmesi sözkonusudur.
Munzur
Vadisi’nde pekçok Kürt köyü, ayrıca, uzak geçmişten
kalan Hıristiyan manastırları gibi değerli
tarihi eserler vardır.
Türk devleti
şimdi, Munzur üzerinde inşa etmeyi planladığı
sekiz barajla, sözde elektrik enerjisi elde etma adına,
bu güzelim vadiyi tümden ortadan kaldırmaya hazırlanıyor.
Bu, doğaya, tarihe ve insana karşı yeni ve
büyük bir cinayettir.
GAP projesi
çerçevesinde, Dicle ve Fırat üzerine yapılan pekçok
barajla yüzlerce Kürt köyü ve birçok tarihi kent sular altında
aldı. Samsat, Halfeti ve Romalılardan kalma ünlü
tarihi kent Zeugma (Belkıs Harabeleri) bunlar arasındadır.
Dicle
üzerine kurulması planlanan Ilısu Barajı ise
tarihi Hasankeyf`le birlikte yüzlerce Kürt köyünü daha su
altında bırakacaktır ve başından
beri tartışma konusudur.
Daha bu
tartışmalar sürerken gündeme Munzur Vadisi barajları
girdi. Üstelik eşi az bulunur bir doğa harikasını
ortadan kaldıracak, çevreye, tarihe ve insana zarar verecek
bu barajların üreteceği elektrik enerjisi önemsizdir
ve Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin ancak binde biri
kadardır.
Ülkenin
enerji üretimine yapacağı katkının çok
önemsiz olmasına karşılık, devletin bu
barajları inşa etmesinin asıl nedeni politiktir.
Türk devleti
bölgedeki Kürt halkından rahatsızdır. O, geçmişten
beri Alevi Kürtlerin yaşadığı Dersim'i
bir ”çıban başı”, Kürt ulusal mücadelesinin
önemli alanlarından biri olarak görüyor. Son 20 yıllık
kirli savaşta milyonlarca Kürt Kürdistan'dan sürüldü.
Dersim'in merkezi alanını oluşturan Tunceli
ilinin nüfusu da 200.000'den 80.000'e indi. Şimdi rejim,
bu barajlarla hem çok sayıda köyü daha boşaltıp
halkını yöreden uzaklaştırmaya, hem de
bir bütün olarak Dersim bölgesinin doğal iletişimini,
ekonomik hayatını daha da bozmaya, bölgeyi tümden
yaşanamaz hale getirmeye, insansızlaştırmaya,
böylece aynı zamanda özgün ve farklı bir kültürü
(Alevi Kürt) yok etmeye çalışıyor.
Rejim,
Kürt halkının haklarını tanıyıp
bölgeye barış getireceğine, bölgenin ekonomik
ve kültürel gelişimi ve bölge insanının refahı
için çaba göstereceğine, Kürt halkını sindirmek,
dağıtmak için en çirkin yol ve yöntemlere başvuruyor,
doğayı bile acımasızca ve onarılamıyacak
biçimde tahrip ediyor.
Ülkesini
ve doğayı seven, barışsever, demokrat
tüm iyi niyetli insanların dikkatini bu noktaya çekiyoruz.
Munzur vadisini kurtarmak için herkesi göreve çağırıyoruz.
Bu zorbaca ve ilkel tutuma karşı çıkalım.
İç ve dış kamuoyunu uyarmak, harekete geçirmek
için çaba gösterelim.
Bunun için herkes elinden geleni, üstüne düşeni
yapmalı.
Munzur Vadisi barajlarını finanse edecek
yabancı şirketlere, ayrıca UNESCO’ya ve ilgili
tüm uluslararası kuruluşlara da çağrıda
bulunuyoruz. Munzur vadisi yalnız Dersim’in ve Kürdistan'ın
eşsiz bir yöresi değil, aynı zamanda dünyamızın
bir parçası, eşi az bulunur bir güzelliğidir.
Bu doğa harikasının ve özgün kültürün katlini
engellemek için uluslararası kurumlar da üstlerine düşeni
yapmalı.
Munzur Vadisi’ni kurtarmak için seferber olalım.
Kemal
Burkay
Kürdistan Sosyalist
Partisi
Genel Sekreter
31 Ağustos
2001
|