Atabeyler Çetesi tümüyle serbest!
Mustafa Metin
Okurlarımız hatırlar, Şemdinli olaylarının
ardından, geçen ilkbahar ve yaz başı, bol yağmurlardan
sonra dörtbir yanda dışa vuran mantarlar gibi çeteler
yüze vurmuştu. Bir başka deyişle, Türkiye’nin
çeteleri öylesine çoğalmış, palazlanmış
ve pervasızlaşmıştı ki artık
kabına sığamıyor, yeraltında duramıyor,
orda burda açığa çıkıyordu.
Bunlardan biri bir yüzbaşının yönetimindeki
Sauna Çetesi idi. Darbe krokileriyle, C-4 patlayıcılarıyla
ve de “gizli anayasa” da denen, bakanların bile
ulaşamadığı Milli Güvenlik Siyaset
Belgesi ile yakalandı. Ayaş Tüneli’nde kontrgerilla
eğitimi veriyordu… Mafya elemanlarıyla çalışıyordu…
Bunun ardından, Haziran 2006’da, “Atabeyler Gerilla
Grubu” adlı diğer bir çete, kimi politikacıların
evlerine ve birkısım işyerlerine ait krokilerle,
C-4 patlayıcılarıyla, bomba yapımına
yarayan malzeme ve düzeneklerle, hazır bombalarla, uzun
menzilli silahlarla yakalandı. Ve yine Milli Güvenlik
Siyaset Belgesi ve Kontrgerilla Talimnamesiyle birlikte… Yakalanan
krokiler arasında Başbakan’ın
ve danışmanı Cüneyt Zabsu’nun,
bir bölüm Kürt kökenli milletvekillerinin evlerine, işyerlerine
ait olanlar vardı…Kadroları ise muvazzaf ve emekli
subaylar, astsubaylar, emniyet müdürleri ve yine mafya elemanlarından
oluşuyordu.
Şemdinli buzdağından söz etmiyor ve öteki
çeteleri saymıyorum. Ama en azından bu ikisi bile
ülke bakımından dehşet vericiydi. Bu çeteler
biraz da hükümetin kendini savunma refleksiyle ortaya çıkmıştı.
Bu nedenle basın da üzerinde durdu ve kamuoyunda bir
parça yankı yaptı, çetelerin üzerine gidilsin diyen
sesler yükseldi.
Aynı zamanda, Genelkurmay olayı örtbas etmek
için ilk günden harekete geçti. Emniyeti basan subaylar gözaltındaki
subayları polisin elinden alıp Merkez Komutanlığı’na
götürdüler..
Peki sonra ne oldu? Sonra sözde iş yargıya intikal
etti ve bu çetelerin akıbeti adeta unutuldu. Üstüne kül
serpildi!
İki gün önce Atabeyler Çetesi ile ilgili gazetelerde
ufak haberler vardı. 15 Eylül günü Ankara 11. Ağırceza
Mahkemesi’nde duruşmaları yapılmış.
Çetenin başı olduğu söylenen Yüzbaşı
Murat Eren, daha önce verdiği ifadeyi inkar etmiş
ve şöyle demiş:
“Merkez Komutanlığında ‘ordu aleyhinde
bir şey söyleme’ dendiği için tedirgindim ve
bu yüzden suçu üstüme aldım” demiş. Ayrıca,
“bu bombaları Güneydoğu”da görev yaparken
aniden ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı
kullanmak üzere yaptık” diye de eklemiş..
Her şey bir yana, bu sözler de olup biteni anlamaya
yetiyor. Yüzbaşı da, öteki subay ve astsubaylar
da doğrudan ordudan, hiyerarşik kanallardan emir
alıyorlardı. Bu bir Kontrgerilla, ya da özel harp
örgütlenmesi. İşin içinde bir cunta hazırlığı
olduğu da besbelli. Ama kendisine “sakın orduyu
bu işe katma!” dendiği için (bir baskınla emniyetin
elinden alınıp götürülmelerinin nedeni de zaten
bu tenbihatı yapmak), o da bunu ordudan, üst komuta kademesinden
habersiz kendimiz yaptık diye ifade vermiş.
Şimdi ise “Güneydoğu’da kullanacaktık” diyor.
Yani Kürtlere karşı… Örneğin şu son Diyarbakır’da
bir parkta patlatılıp çoğu çocuk 11 kişiyi
katleden, onlarcasını da yaralayan bomba gibi… Böyle
olursa ne ordu ne de düzen açısından bir sakıncası
yok!
Okurlar belki hatırlarlar, bu çetenin bazı üyeleri
daha baştan tutuklanmayı bile atlatmayı başardılar.
Bunlardan biri emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’di,
arandığı dönemde Orduevi’nde kalmış
ve polis onu oradan alamamıştı. Sonra güya
intihara teşebbüs etti, göğsünde hafif bir bıçak
yarasıyla teslim oldu, bırakıldı…
Tutuklu beş kişi ise, hani şu bunca kroki,
gizli belge, patlayıcı, bomba, tüfek vs ile yakalanıp
da bunu Kürdistan’da kullanacağını söyleyenler,
15 Eylül günü yapılan duruşmalarının sonunda
toptan serbest bırakıldılar. Bunlar Yüzbaşı
Murat Eren, Üsteğmen Yakup Yayla, Astsubay Erkut
Taş, Astsubay Yasin Yaman ve bir “sivil” (yani değerli
mafyamızdan) Yunus Akkaya…
Herhalde bir sonraki duruşmada da cümleten beraat ederler.
Ne demeli, yüce Türk adaletinin kararı vatana ve millete
hayırlı olsun!
Öteki çetelerin mensupları da, eğer hala tutuklu
olan varsa, kaygılanmasınlar. Bu ülkede çetecilere
bir şey olmaz, çok çok birkaç ay yatıp çıkarlar.
Çünkü onlar devletimizin perde arkasındaki görevlileri,
“terörle mücadele eden” kahramanlar.. Onlar “iyi çocuklar..”
Memleket onlarla gurur duyuyor!
Yargıçlar da bu memleketin evaladı değil mi,
onlar da gurur duyuyorlar!
Evlerinin krokisi ele geçen politikacılar belki biraz
korkmuştur. Ama “politikada çareler tükenmez..” Nitekim
görüşmeler, uzlaşmalarla iş tatlıya bağlanmıştır.
Şemdinli kapatılmış, Büyükanıt Genelkurmay
Başkanı yapılmış, ortalık yatışmıştır..
Ayrıca Lübnan’a asker gönderilmiş, ABD’ye ise yakında
bir ziyaret yapılacaktır..
Yani Erdoğan da belayı şimdilik atlatmış
görünüyor ve cumhurbaşkanı olma umutları sürmektedir..
Önemli olan bunlar, sevgili okurlar!
Çeteciler mi? Onlar da artık serbest olduklarına
göre işlerine rahat rahat devam edebilirler.. Ediyorlar
da zaten!
Bu ülkede kimi iyi niyetli insanlar, hala saf saf, sağda
solda patlayan bombalara, dökülen masum insanların kanına
bakıp, suçlular yakalansın diye hükümete ve güvenlik
güçlerine çağrıda bulunuyorlar. Oysa yakalanmaz!
Yakalansa da bir şey çıkmaz.
İşte örneği ortada.. Balık baştan
kokmuş.
|