Bilindiği üzere “Ohaa!” Türk devletinin Kürdistan’daki yönetim tarzı, ya da sistemidir.

Bu tarzın adı önce “Ohal” idi, uzatıla uzatıla “Ohaa!” oldu..

Gençler bilemezler, orta yaşlılar zor hatırlarlar, bu nedenle öyküyü hatırlatalım:

Türk devleti 23 yıl önce, 1978 yılında Kürdistan’da ve Türkiye’nin bazı büyük illerinde sıkıyönetim ilan etti. 12 Eylül 1980’de ise bir faşist darbeyle ordu yönetimi ele aldı ve sıkıyönetim ülkenin tamamına yayıldı. Bir kaç yıl sonra Türkiye’nin büyük bölümünde, daha sonra tamamında sıkıyönetim kaldırıldı. Kürdistan hariç. Kürdistan’da ise sıkıyönetim zamanla olağanüstü hale (Ohal) çevrildi. Böylece bölgede temel hak ve özgürlükler yine askıda kaldı, ya da yine valilerin, asker ve polislerin keyfine bırakıldı.

Türk devleti sözkonusu yıllarda Kürt halkına karşı kirli bir savaş yürüttü, Kürdistan’da hertürlü kötülüğü yaptı, ama Ohal sayesinde kürtlerin ve demokratik güçlerin sesinin duyulmasını engelledi

Ohal son yıllarda Kürt illerinin bir bölümünden de kaldırıldı; ama Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Dersim’de devam ediyor. Birkaç gün önce bu dört ilde dört ay daha uzatıldı.

Gerçi Ohal’in kaldırıldığı illerde de durum değişmedi. Onlarda da hak-huk yine hak getire! Onlarda da rejimin tüm zulmü zorbalığı devam ediyor.

Kısacası aradan 23 yıl geçti, sürekli sıkıyönetim ve Ohal altında. Türk rejiminin tutumunda hiçbir değişiklik yok.

Görünen o ki bu devlet normal koşullara dönemez, Kürdistan’ı olağan yöntemlerle yönetemez. İyilikle, sopasız, zulümsüz, adam gibi yönetemez. Bu ilkel bir devlettir, zorba ve barbardır. Ona uygun düşen bu yönetim tarzıdır.

“Ohaa!” deyişi bizim memlekette öküzler içindir. Edepsizce ve kaba davranışta bulunana da söylenir. Türkiye’yi yönetenler de bu deyişi tam hak ediyorlar.

Ohaa, efendiler, ohaa!..

Yeriniz Avrupa Birliği’nde hazırdır, ohaa!..