PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Basın Bildirisi

Daha Fazla Can Yitmeden Sesinizi Yükseltin!

Aralık 2000’de rejim, ordusu ve polisiyle cezaevlerine saldırıya geçip otuzu aşkın siyasi tutukluyu katlettiğinde ve yüzlercesini yaraladığında, yaptığı işe “hayata dönüş operasyonu” adını vermişti! Ecevit ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e göre içerdekiler “terörist örgütlerin baskısıyla” açlık grevine ve ölüm orucuna gitmişlerdi. Eğer koğuşlardan alınıp F-Tipi cezaevlerinin hücrelerine konurlarsa bu iş sona erecek, cezaevleri üzerinde denetim sağlanacaktı.

Ancak dört aydan bu yana olup bitenler onları yalanlıyor. Koğuşlardan alınıp F tipi cezaevlerinde soyutlanan politik tutuklular direnişlerine son vermediler. Yüzlerce tutuklu ve hükümlü açlık grevini ve ölüm orucunu sürdürdü. Üstelik bunlara dışardan dayanışma gösteren tutuklu yakınlarının ölüm oruçları eklendi.

Aylardır ve hayat pahasına süren bu direniş şimdi acı sonuçlarını vermeye başladı. Son günlerde 17 tutuklu ve yakını ölüm orucunda yaşamını yitirdi. Yüzlercesi ise ölüm sınırında; ölenlerin sayısı hergün artıyor.

Bu ölümleri durdurmak mümkün. Tutukluların istediği olmayacak şey değil. F-Tipi’nde tecritin sona erdirilmesini istiyorlar. Bu onların hakkıdır ve uluslararası hukukun gereğidir.

Oysa Ecevit,  H. S. Türk ve öteki sorumlular, ya da düpedüz sorumsuzlar, tam bir acımasızlıkla inatlarında direniyorlar. Hakları için hayatlarını ortaya koyan politik tutuklulara anlayış göstereceklerine, tecritin zaten ölüm orucundan farksız bir yok etme uygulaması olduğuna bakmaksızın, onları direnişten vezgeçmeye çağırıyorlar. Devlet örgütlerle pazarlık etmez diye.. H. Sami Türk, daha da ileri giderek, sözkonusu açlık grevlerinin ve ölüm oruçlarının “22 terör örgütü tarafından desteklendiğini” ileri sürecek kadar zırvalıyor. Belli ki bu baylar, gördüğü şeyleri dev sanan İspanyol şövalye gibi kafayı tümden üşütmüşler!

Devleti kutsallaştıran ve kendi vatandaşını hiçe sayan bu anlayış ortaçağdan kalma, acımasız, ilkel bir anlayıştır. Bu tutum, Türk devletinin nasıl bir sömürü, baskı, işkence ve ölüm aygıtı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Belli ki Türkiye’yi yöneten bu güruh, kendisi gibi düşünmeyeni düşman gibi görüyor ve ilkel bir öç alma duygusuyla hareket ediyor. Bu adamlar ülkeyi işte bu tutumla batağa sürüklediler, ekonomik ve siyasal planda kilitlediler. Böylesi zorbaların yönetiminde Türkiye’nin değişmesi, çağı yakalaması, uygar ülkelerle bütünleşmesi bir hayaldir. Bunlar ülkeyi batırdılar ve bu anlayış yönetimde oldukça ülkenin hiçbir temel sorununun çözüm bulması mümkün değildir.

Başta Ecevit ve H. S. Türk olmak üzere bu hükümetin ve olayları umursamaz biçimde seyreden bu parlamentonun üyeleri sözkonusu ölümlerden sorumludur. Onlar yakın bir zamanda bunun hesabını vermeseler bile, kuşku olmasın ki, adları tarihe bir kara leke olarak geçecektir. Gelecek kuşaklar bu dönemi ve onun sorumlularını lanet ve tiksintiyle anacak.

Partimiz bu zorbalığı, insan yaşamına karşı bu acımasızlığı şiddetle protesto eder ve herkesi, daha fazla can yitmeden tavır almaya, bu göz göre göre katliamı bir an önce durdurmak için çaba göstermeye çağırır.

Terörle Mücadele Kanunu’nun 16 maddesi bir an önce değiştirilsin, tecrit son bulsun.

Tutuklu ve hükümlülerin uluslararası çağdaş infaz hukukundan doğan hakları bir an önce kullanmalarına fırsat verilsin. 

Bugün kötülük karşısında susanlar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler, hatta onu onaylayanlar da birgün bu sorumsuz seyirciliğin ve akılsızca tavrın cezasını çekerler. Şu anda toplumun en geniş kesimlerini vuran kriz, biraz da bu türden aptalca ve bencilce suskunlukların cezasıdır.

Adalet günü gelir herkese lazım olur ve tecrit odaları bir gün sizi de yutabilir…

Kemal Burkay
Kürdistan Sosyalist Partisi
Genel Sekreter

23 Nisan 2001

 
PSK Bulten © 2001