Basın Açıklaması
Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK, AKP hükümeki tarafından
meclise sunulan Anayasa Değişiklikleri Teklifiyle
ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada, hükümet yetkililerinin,
tasarıyı AB sürecine yetiştirmek amacıyla
hazırladıklarını itiraf ettikleri belirtiliyor.
Bugüne kadar yapılan değişikliklerin birer
rötuş olduğu, Anayasa değişikliklerin
kağıt üzerinde kaldığı, keyfi uygulamaların
tüm hızıyla devam ettiği belirtilen açıklamada,
kürtler başta olmak üzere tüm dini ve etnik grupların
haklarını sağlayan ve güvence altına alan
yeni bir anayasa olan ihtiyaç dile getirdi. Açıklamada
şu görüşlere yer verildi.
30.04.04
PSK Basın Bürosu
Basın Bildirisi
Gerekli Olan Rötuş Değil Yeni
Bir Anayasadır
Hükümetçe, Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi
amacıyla hazırlanan tasarı, meclisde görüşülmeye
başlandı.
Hükümet yetkilileri tarafından da “AB sürecine yetiştirilmesi
için” hazırlandığı belirtilen son Anayasa
değişikliği tasarısı da, öncekiler
gibi Anayasa’da köklü değişiklikler yapmayı
amaçlamıyor.
12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan bugünkü Anayasa, vatandaşların
hak ve hukukunu güvence altına almanın yerine, devleti
vatandaşa karşı korumayı amaçlayan bir
Anayasa’dır.
Yapılan bunca değişikliğe rağmen
1982 Anayasası’nın, baskıcı, ırkçı
şoven anlayışı bugün de devam etmektedir.
Baştan sona antı demokratik hükümlerle dolu olan,
ırkçı ve şoven bir anlayışla hazırlanan,
Türk soyu ve kültürünü göğe çıkartıp, öteki
halkları ve kültürleri yok sayan bir anlayışla
hazırlanan, Yargıtay eski başkanı Sami
Selçuk tarafından, “Polis tüzüğü” olarak nitelendirilen
1982 Anayasası, hak ve özgürlükleri sınırlayan,
kullanılmaz hale getiren bir Anayasa’dır.
1982 yılından buyana, özellikle AB’ye üyelik için
yapılan değişiklikler, Anayasa’nın bu
anti demokratik yapısına dokunmamış, birer
rötuştan ileri gidememiştir.
AB’ye uyum sürecinde, 2001 yılında itibaren hız
verilen Anayasa değişikliklerinin, demokrasi ve
insan hakları açısından önemli olanları
askerlerin engeline takıldılar. Asker engelini aşarak
yapılan değişiklikler ise uygulanmıyor.
Pratikde, keyfi uygulamalar tüm hızıyla devam ediyor.
Anadilde eğitim isteyen Kürt öğrencileri ve velilerine
reva görülen uygulamalar, İçişleri Bakanlığı’nın
emri ve “Türk kültürüyle bağdaşmıyor” gerekçesiyle
Kürt isimlerinin yasaklanması, savcıların
kazara Kürt isimleri alanlar hakkında, adlarını
değiştirmek amacıyla davalar açması, geçen
bunca zamana karşın radyo ve televizyonda Kürtçe
yayınların başlamaması, vs. bunun somut
örnekleridir.
Hükümet sözcülerinin de itiraf ettiği gibi, günü kurtarmak
amacıyla hazırlanan son değişiklik teklifleri
de, yaşananların gösterdiği gibi birer rötuştan
öteye gitmeyecek, ülkenin sorunlarına çare olamayacaktır.
Çözüm, topluma giydirilmiş deli gömleği olan 1982
Anayasası’nı rötuşlarla süsleyip, bezemek değil,
onu ortadan kaldırmak ve yerine Türkiye’nin gerçeklerine
uygun yeni bir anayasa yapmaktır.
Türkiye’ye gerekli olan, başta Kürtler olmak üzere,
tüm etnik grupların varlığını, kültürlerini
tanıyıp, koruma altına alan yeni bir anayasadır.
Yeni anayasa, Alevi, Süryani, Yezidi, Yahudi, Hıristiyan
ve benzeri inançların varlığını tanıyan,
inanç ve ibadet özgürlüğünü kayıtsız şartsız
sağlayan ve güvence altına alan bir anayasa olmalıdır.
Yeni anayasa, vatandaşların İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere, öteki uluslararası
anlaşmalarda yer alan hak ve özgürlüklerini tanıyan,
onları devletin ve siyasi iktidarların saldırılarına
karşı koruyan bir yapıda olmalıdır.
Ve yeni anayasa, günü kurtarmak için değil, tüm toplumsal
kesimlerin, etnik ve dini grupların özgürce katıldıkları
bir süreç sonunda yapılmalıdır.
Böylesi bir anayasanın yapılması, düzen partilerinden,
Kürt sorunu gibi Türkiye’nin temel sorunlarında sistemden
farklı düşünmeyen AKP hükümetinden beklenmez.
Bu işi ancak gerçekten değişimden, demokrasiden
yana olan güçler başarabilir.
30.04.04
Kürdistan Sosyalist Partisi
|