Anadilde Eğitim evrensel bir haktır
Eğitim Sen’ in Kapatılması
Kararını Kınıyoruz!
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Eğitim-Sen'in kapatılmasına
karar verdi.
Bu karar ırkçı, statükocu, değişime
karşı direnen güçlerin, demokratikleşme karşıtlarının
ve Kürt düşmanı çevrelerin, Türkiye’de, demokrasi
mücadelesi tarihine düştükleri bir “utançtır!
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim
Sen ) hakkında, tüzüğünde yer alan “Toplumun bütün
bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda
demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini,
bireylerin anadillerinde öğrenim görmesini ve kültürlerini
geliştirmesini savunur” ifadeleri nedeniyle açılan
kapatma davası, yargılama süreci ve gelinen aşama;
Avrupa Birliği Üyeliği sürecinde, ”devrim niteliğinde”
reformlar yaptığı yalanlarıyla kamuoyunu
aldatan rejimin gerçek yüzünü göstermektedir.
Eğitim Sen, 1997 yılında Demokratik Eğitim
Kurultayı dolayısıyla hazırlanan kitapta,
anadilde eğitimi savunan görüşleri ifade etmiş,
bu nedenle Ankara 2 nolu DGM’de açılan dava beraatla
sonuçlanmıştı.
Yine, 2002 yılında yapılan tüzük değişikliği
hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
takipsizlik kararı verirken, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı yaptığı incelemede,
yasaya aykırı bir durum görmemişti.
Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü güvence altına
alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin açık
ihlali olan ve Genelkurmay'ın emri ile 2004 yılında
açılan kapatma davası için , Ankara 2. İş
Mahkemesi tarafından; "Farklı lehçe ve dillerin
resmi dil dışında özel olarak öğrenilmesi
bir farklılık yaratmayacağı gibi, öğrenenler
de ayrı bir azınlık statüsünde olamaz. Dilin
bölücülük unsuru olmak yerine ulus bütünlüğü içinde bir
değişiklik unsuru olması doğaldır.
Sendika tüzüğündeki hükümler mahkememizce Türkiye Cumhuriyeti'nin
toprak bütünlüğü, devletin tekliğine karşı
bir tehlike olarak görülmemiştir.” biçiminde karar vermişti.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda 45 üyenin oy birliğiyle,
adeta “askeri bir disiplin” ile verdiği bu karar, demokratikleşmeye
karşı direnen statükocu güçlerin; Kürtler söz
konusu olduğunda ne kadar pervasız olabildiklerinin
de bir göstergesidir.
Zira bu kararın altında, Türkiye’ de yaşayan
20 milyon Kürdün temel hak ve özgürlüklerini, kendi dillerini
kullanmalarını “bölücülük” olarak algılayan,
ilkel, ırkçı, Kürt düşmanı zihniyet yatmaktadır.
Anadilde Eğitim evrensel bir haktır.
Uluslar üstü belgelerde bu hak en temel insan haklarından
sayılmaktadır.
Bu hak aynı zamanda kültürel bir haktır.
Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı
Belgesi'nde yer alan “Kültürel çeşitliliğin sağlanması
ve kökenlerine bakılmaksızın tüm vatandaşların
kültürel haklarının güvence altına alınması.
Bu hakların kullanılmasını engelleyen
her türlü yasal hüküm-eğitim alanındakiler de dahil
olmak üzere-kaldırılmalıdır." İfadeleri,
Kürtler söz konusu olduğunda yasaklamalara, 200 bin üyeli
bir sendikanın kapatılmasına gerekçe olmaktadır.
Kapatma kararı, bir kez daha Avrupa Birliği’ne
üyelik sürecinde yapılan yasal düzenlemelerin kağıt
üzerinde kalan bir dizi aldatmacadan ibaret olduğunu
göstermiştir.
Rejim, hala geleneksel ret ve inkar politikalarında
ısrar ediyor, başta Anayasa olmak üzere taraf olduğu
pek çok uluslararası sözleşmeyi ihlal etmekten,
ırkçılığı, şovenizmi körükleyerek
Kürtlere,Türkiye’nin demokratikleşmesinden yana olan
kesimlerine gözdağı vermekten geri durmuyor.
Eğitim Sen hakkında verilen bu karar ilk değil.
Geçmişte de pek çok parti, gazete , dergi, sivil toplum
örgütü, sırf Kürtlerden bahsettikleri için kapatıldı.
Çok sayıda aydın, cezaevlerini, mahkeme koridorlarını
doldurdu.
Bu çağdışı zihniyet bu günde, programına
Kürt sorununun çözümünü koyan ve kapatma davası süren
Hak ve Özgürlükler Partisi başta olmak üzere, çok sayıda
kurum ve aydını tehdit ediyor.
Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün;Türkiye’nin demokratikleşmesi,
AB ile bütünleşmesi, Türkiye’de yaşayan insanların
huzuru ve refahı açısından en büyük engel olduğu
görülmelidir.
Eğitim Sen’i kapatmak, Kürt halkının temel
hakları için yürütülen mücadeleye, çağdaş,
demokratik bir Türkiye taleplerine karşı verilen
beyhude bir gözdağıdır.
Yapılması gereken ;Türkiye’nin, çok uluslu, çok
kültürlü yapısına uygun olarak, federasyon temelinde
yeniden yapılanmasıdır; Kürt kimliğini
tanıyan, Kürt halkının varlığını
ve haklarını güvence altına alan yeni, demokratik,
çoğulcu ve evrensel hukuka uygun bir anayasa yapmak,
örgütlenme,ve düşünce özgürlüğü önündeki tüm yasakları
kaldırmaktır.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Eğitim
Sen’e yönelik bu yasakçı ve ilkel tutumu şiddetle
kınıyoruz.
26 Mayıs 2005
PSK
Kürdistan Sosyalist Partisi
|