PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

KÖLN TOPLANTISI

KÖLN DEKLARASYONU

KEMAL BURKAY`IN MEKTUBU

Bildiriye imzalarıyla katılmak isteyenlere:

KÖLN TOPLANTISI

Mart ayında yapılan Stokholm Toplantısı'nın ve 104 Kürt aydını tarafından imzalanan "Stokholm Bildirisi"nin ardından, geçtiğimiz 18 Haziran'da Federal Almanya'nın Köln kentinde, Kürt sorununa ilişkin son gelişmeleri değerlendirmek üzere Kürtler arası önemli bir toplantı daha yapıldı. Toplantı çağrısı yine PSK Genel sekreteri Kemal Burkay tarafından yapılmıştı.

Toplantının gündemi şöyleydi:

1-Politik durumun değerlendirilmesi;

2-Yurt içinde ve dışında Kürt hareketinin birliği ve Kürt potansiyelinin harekete geçirilmesi için neler yapılabileceği:

a)Yurt içinde ortak bir legal partinin yaratılması;

b) Yurt dışında demokratik örgütlerin birliği;

c) Türkiye'nin AB'ye adaylık sürecinde yurti içinde ve dışında diplomatik planda, yayın planında ve kitlesel eylemler planında hedefler;

c) Bir sonuç bildirisinin yayınlanması.

Bu toplantıya Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Îngiltere, Îsviçre ve Avusturya'dan, değişik örgütlere mensup ya da bağımsız olan 200 dolayında aydın ve yurtsever Kürt katıldı. Danimarka'dan ve diğer ülkelerden toplantıya katılma olanağı bulamayan çok sayıda aydın ve yurtsever de gönderdikleri mesajlarla dayanışma dileklerini ilettiler. Burkay'ın açış konuşmasının ardından çağrılılar söz alarak görüşlerini belirttiler. Sabah saat 10.00'dan akşam 18. 30'a kadar devam eden toplantının sonunda, toplantıya katılanların seçtiği bir komisyonun hazırladığı bir bildiri tartışıldı ve oybirliğiyle ve ayakta alkışlanarak onaylandı.

 Burkay'ın davet mektubu ve "Köln Deklarasyonu" aşağıda sunulmuştur:


Burkay`ın Mektubu

1 Haziran 2000

Değerli dost,

 Ülkemizde, son bir-bir buçuk yıl içinde Kürt sorunu bakımından son derece önemli politik gelişmeler yaşandı. Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışı ve ele geçmesinden bu yana, Türk devleti, Öcalan'ın durumundan ve onu izleyen partisinin tavrından yararlanarak Kürtleri sindirmek, demoralize etmek, Kürt ulusal hareketini pasifize etmek için vargücüyle çalışıyor.

PKK'nın başından bu yana niteliği, Kürt hareketinde yolaçtığı sonuçlar, 15 yıllık silahlı eylemin getirip götürdükleri ayrı bir konudur. Bu konuda görüşler farklı olabilir. Ancak, Öcalan'ın yakalanmasıyla birlikte o ve partisi, politikalarını temelden değiştirmiş, düne kadar söylediklerini bir yana bırakmış, "barış ve demokratik cumhuriyet projesi" adı altında, Türk rejiminin yıllardır savunduğu üniter devletçi, tek ülkeli, tek uluslu, kemalist bir söylemi benimsemişlerdir. Bu Kürt ulusal varlığının, Kürt vatanının ve Kürt halkının yıllardır uğruna bunca ağır bedeller ödediği haklı istem ve değerlerin terki demektir. Bu Kürt ulusal mücadelesinin inkarıdır.

Rejimin kendisi, Kürtlere hak ve özgürlük tanıyan adil bir barış için hiç bir adım atmazken; Kürt ulusal varlığını yok etmeye yönelik inkarcı ve zorba tutumunda bir milim değişiklik bile yapmazken, Öcalan ve PKK eliyle geliştirdiği bu içi boş, sahte barış ve demokrasi söylemiyle Tüm Kürt ulusal hareketini uyutmaya, ideolojik ve politik planda teslim almaya çalışmaktadır.

Bu, halkımıza karşı yeni ve büyük bir oyundur. Kürt ulusal hareketi tehlikededir.

Dost,

Kuşku yok ki Kürt halkı ve tüm yurtsever insanlarımız bu durumdan üzgündür. Ancak tek başına ne gerçeği görmek ne de bundan üzüntü duymak sorunu çözmeye yetmez. Kürt yurtsever hareketi olup biteni eli kolu bağlı biçimde izleyemez. Mevcut geniş potansiyel uyarılıp harekete geçirilmedikçe bu oyunu ve planı önlemek imkansızdır. Her örgüte, her aydına, her yurtsevere bu konuda görevler düşüyor. Bir araya gelmeli, olan biteni birlikte değerlendirmeli ve yapılabilecekler konusunda birlikte adım atmalıyız.

Bu amaçla sizi Almanya'nın Köln kentinde, 18 Haziran 2000 tarihinde yapılacak bir toplantıya davet ediyorum.

Kendi payıma, bu toplantının oldukça geç kaldığını daha baştan belirtmeliyim. Böyle bir toplantının Kuzey Kürdistanlı Örgütler Platformu'nca düzenlenmesinden yanaydık. Ancak platform bu işte oldukça gecikti. Oysa durumun beklemeye tahammülü yoktur. Bu nedenle toplantıya ev sahipliği yapmayı biz üzerimize aldık. Bu toplantıya Federal Almanya'dan ve çevre ülkelerden, değişik yurtsever örgütlere mensup ya da bağımsız çok sayıda politikacı, aydın ve yurtsever insanımız davet edilmiştir.

Toplantının gündemi, yer ve zaman ekte sunulmuştur.

Umarım ki bu toplantıya katılır ve katkıda bulunursunuz.

En içten dileklerimle..

Kemal Burkay

Kürdistan Sosyalist Partisi

Genel Sekreter


KÖLN DEKLARASYONU

 Biz, Federal Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda, Belçika, İngiltere ve Avusturya'da bulunan Kürt yurtseverleri, 18 Haziran 2000 tarihinde Köln'de biraraya geldik. Kürt ulusal hareketinin son durumunu ve Türk rejiminin buna ilişkin politikalarını değerlendirdik ve kamuoyuna aşağıdaki bildirinin yayınlanmasını kararlaştırdık:

Kürt ulusu Ortadoğu'nun en eski ve büyük uluslarından biridir; zenğin bir tarihe, dile ve kültüre sahiptir. Tüm uluslar gibi Kürt ulusu da kendi kaderini özgürce belirleme, kendi toprağı üzerinde özgürce yaşama, ülkesini yönetme, onun zenginlik kaynaklarından, çağdaş bilim ve teknikten yararlanma, dilini ve kültürünü özgürce kullanıp geliştirme hakkına sahiptir.

Ne yazık ki, ülkemizi bölüşmüş olan bölge devletleri bugüne kadar Kürt ulusunun varlığına ve haklarına saygı göstermediler ve Kürtleri zorla yok etmeye çalıştılar. Kürt halkının özgürlük istemine her keresinde baskı, zulüm ve soykırımla karşılık verdiler.

Türk devleti Kıbrıs'taki yüzbin Türk için federasyonu bile az bulup konfederasyon isterken, kendi sınırları içindeki 20 milyon Kürde, basın-yayın ve eğitim hakkı dahil, hiçbir hak tanımak istemiyor.

Kürt halkının bugüne kadarki direnişlerinin nedeni işte bu eşi görülmemiş baskı, zulüm ve asimilasyon politakalarıdır.

Türk rejimi özellikle, PKK Genel Başkanı Öcalan'ın yakalanmasının ardından, Kürt ulusal hareketini tümüyle sindirmek ve teslim almak için yoğun çabalar içindedir.

Biz Kürt ve dünya kamuoyunun dikkatini Türkiye'nin sözkonusu plan ve oyunlarına çeker ve açıklarız ki:

Bunlar yanlış ve başarı şansı olmayan yöntemlerdir. Türk devleti bu tür boş hayallerden vazgeçmelidir. Kürt sorunu ancak Kürt halkının kendi geleceği üzerinde özgürce karar verme ilkesine uygun olarak çözülebilir. Böylesi adil ve barışçı bir çözüm için bir an önce diyalog yolu açılmalıdır.

Şimdi Avrupa Birliği'ne aday üye olan Türk yönetimi, gecikmeden Kopenhag Kriterlerinin gereklerini yerine getirmelidir. Bu cümleden olarak:

1- Olağanüstü Hale son verilmeli; köy korucuları, kontrgerilla, JİTEM, Özel Timler ve benzeri örgütler dağıtılmalıdır;

2- Köy ve kasabaları yıkılıp sürülen, ya da göçmek zorunda kalan milyonlarca Kürdün kendi topraklarına dönmelerine olanak tanınmalı, zararları tazmin edilmelidir;

3- Katılımcılar sivil ve savunmasız kimselere karşı yapılan katliamları, kadınlara yönelik, taciz, tecavüz ve aşağılayıcı uygulamaları bir savaş ve insanlık suçu sayar, faillerinin yargılanıp cezalandırılmasını talep eder;

4- Îdam cezası kaldırılmalı ve genel bir af çıkarılarak siyasal tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmalı ve yurt dışındakilerin dönüşüne olanak sağlanmalıdır;

5- Türkiye'nin yasal sistemi demokratikleştirilmeli, yeni ve demokratik bir anayasa yapılmalı, Kürt kimliği bu anayasada tanınmalıdır;

6- Tam bir düşünce ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmalı; Kürt partileri de kendi özgün adları ve programlarıyla legal planda serbestçe çalışabilmelidir;

7- Kürt diliyle eğitim, basın, radyo ve televizyon serbest olmalıdır.

Bunlar Türkiye'ye barış ve demokrasiyi getirecek, Kürt sorununun nihayi çözümü önündeki yolu açacak, atılması gereken acil adımlardır.

Biz, Türkiyedeki tüm demokratik çevreleri, Kürt sorununun çözümü önündeki engellerin aşılması, barış ve demokrasi ıçın çaba göstermeye çağırıyoruz.

Yine, uluslararası kamuoyunu, özellikle de Avrupa Birliği'ni, Türk rejiminin üstlendiği yükümlülükleri, bu arada Kopenhag Kriterlerini dejenere etmeden, iç ve dış kamuoyunu oyalamadan yerine getirmesi için çaba göstermeye çağırıyoruz.

Tüm yurtseverler,

Kürt halkı tarihin nice zorlu sınavını vererek bugünlere geldi. Bugün de yaşanan tüm zorluklara ve acılara rağmen, umutsuz olmak için bir neden yoktur. Kürt halkının mücadele potansiyeli geniştir, hiçbir güç ve hiçbir oyun bunu bitiremez.

Hak ve özgürlüklerimizi elde etmek için yurt içinde ve yurt dışında güçleri birleştirmeli, bu potansiyeli harekete geçirmeliyiz. Rejimin oyun ve planlarına hep birlikte hayır demeliyiz.

Döneme uygun örgüt ve mücadele biçimlerini bulmalıyız. Yurt içinde, Kürt yurtsever hareketinin en geniş kesimlerini biraraya getirecek kitlesel, legal bir parti bu aşamada büyük önem taşıyor ve bu yöndeki çalışmaları destekliyoruz.

Kürt politik ve demokratik örgütleri yurt dışında, Kürt halkının istemlerini uluslararası kamuoyuna duyurmak, etkin diplomasi çalışması yapmak ve yurt dışındaki Kürt kitlesini bu doğrultuda barışçıl eylemlere yöneltmek için güçlerini birleştirmelidirler.

Basın-yayın planında daha etkili araçlar yaratmak da yapılacak işlerin önemli bir parçasıdır. Bunun için ortaklaşa girişimlerin başlatılmasından yanayız.

Köln, 18 Haziran 2000

Bilge Acar, Ziya Acar, Şuayip Adlıg, Bilal Akdeniz, Kemal Akyüz, Ali Alkan, Ramazan Altıntaş, Cıvan Amedi, Ferhad Amedi, Hıdır Aslan, Ruşen Aslan, Mehmet Aşkın, Ümit Aşkın, Necati Ateş, Nurettin Ateş, Mücahit Aytaç, Azad Ayyıldırım, Serkan Ayyıldız, M. Ayyıldız, W. Barak, Ali Baran, İshak Bayram, Mesut Bayram, Mehabat Bedirhan, Sidar Bingöl, Nazlı Bingöl, Çetin Bozdağ, M. Sait Bozkuş, Sertaç Bucak, Necdet Buldan, Mustafa Burçak, Serdar Burçak, Kemal Burkay, Ali Metin Can, Nusret Can, Seydo Can, M. ömer Canbeyli, Ömer Cangöz, Hasan Canpolat, Selma Cimen, C. Coşkun, G. Çakmak, Ahmet Çamlıbel, Macide Çamlıbel, Namdar Çamlıbel, Murat Çapar, Naciye Çelebi, Sabri Çelebi, Rojda Çelikkan, Munzur Çem, Ş. Çetin, Aysel Çürükkaya, Selim Çürükkaya, Murat Dağdelen, Hüseyin Dağdeviren, A. Demir, Yusuf Demir, Kazım demirbaş, M. Demirdili, Abdullah Demirel, İbrahim Demirkaya, H. Derwiş, Ali Doğan, Gül Doğan, M. Ali Doğan, Necdet Doğan, Abdurahman Dürre, F. Ekmen, Çetin Ekinci, Mehmet Elbistan, Hüseyin Emin, Ergun Eraslan, Şorış Erdoğan, Serdar Eren, Bedirhan Epözdemir, Kemil Ermiş, Muhsin Erkıran, Çiler Fırtına, Dr. Muhammed Salih Gaburi, Ahmet Göçer, Kamil Görgü, G. Gülbeyaz, Hüseyin Güler, Erhan Gündüz, H. Güntaş, H. Görgülü, Mehmet Halitoğlu, Ali Hoca, Ali Kaçar, E. Kamuran, Cahit Kaplan, Düzgün Kaplan, Sabah Kara, Şükrü Karaaslan, Sedat Karakaş, Şexo Kartal, Rıza Katurman, Ali Kaşıkkırmaz, Abdullah Kaya, Ali Kaya, Emin Kaya, Halis Kaya, Nizamettin Kaya, S. Metin Kelekvan, A. Kestan, H. Keyasettin, Hasan Klavuz, Aziz Kılıç, Mahmut Kılınç, K. Kışın, Mustafa Kısabacak, Mustafa Konyalı, Osman Koç, Çetin Kori, A. Korkmaz, Mahmut Koru, Derviş Kutlu, Seyidxan Kurij, C. Küçükyıldız, Ziya Laçin, Cemal Miran, Caner Mirkan, Kamuran Oto, V. Ölmaz, Ö. Öner, G. Özcan, Bilent Özdemir, Kazım Özdemir, M. Ahmet Özdemir, Mustafa Özgür, İsmail Öztürk, B. Paydaş, S. Pekgül, Abdurahman Polat, Mehmet Reşit, Z. Revşan, K. Rojda, Mazlum Roni, Ali Saltık, Doğan Sarıbaş, Abubekir Saydam, Hıdır Seven, Halit Sezer, Öznur Sezgin, Fırdevs Sinemilioğlu, A. Sütçü, Çetin Taşçı, Nuran Taşçı, Fazlı Taşkan, M. Tayan, Güner Taze, İbrahim Tazebektaş, Nazif Telek, Mesut Tek, Zerin Tek, Fetah Timar, Tekin Timar, Rıza Topal, Ali Toprak, Bekir Topgider, İhsan Türkmen, T. Uçar, R. Uçar, Cabar Usta, Bekir Üçgen, Hasan Yalçın, Yusuf Yalçın, Ünal Yardımcı, Celal Yaşık, Mustafa Yenigül, Nerettin Yekta, Yücel Yeşilgöz, Fikret Yıldız, Hasan Yıldız, Hıdır Yıldız, Kemal Yılmaz, Atilla Zengin, Aydın Zengin

---------------------------------------------

NOT: Bu bildiriye imzalarıyla katılmak isteyenler aşağıdaki telefon, faks ve E-mail kanalıyla iletebilirler:

Tel: 0049-(0)202-370 25 05

Fax: 0049-(0)202-370 25 60

E-mail: sertacbucak@web.de

 
PSK Bulten © 2001