PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

KÜRT GÖÇÜ SÜRÜYOR

Göçü önlemenin yolu iç barıştır,

Kürt sorununun adil çözümüdür

Kürt sürgünlerin köylerine dönmesine fırsat verilmeli,

yaraları sarılmalı

Avrupa’ya Kürt göçü tüm hızıyla sürüyor. Son günlerde tıka basa insan dolu köhne gemiler yine Türkiye’den İtalyan sahillerine, Yunan adalarına Kürtleri ve öteki Asyalı göçmenleri taşıyorlar.

Kürt göçünün temel nedeni Kürtlerin Türkiye, Irak ve İran’da yaşadıkları trajedidir. Kürdistan’ı parçalayan ve yıllardır yağmalayan, Kürt halkına kültürel haklar bile tanımayan zorba devletler, Kürt halkının özgürlük mücadelesini de herkeresinde kanla bastırarak öz vatanlarını Kürtler için yaşanmaz hale getirdiler.

Irak’ta Saddam rejimi altında Kürtlerin yıllardır çektikleri ortada. Körfez Savaşı sonrası Güney Kürdistan’ın bir parçası nisbi olarak özgürleşti; ama buranın statüsü de hala belirsiz. Kürt halkı burada da tehdit altında olmaya devam ediyor.

İran’daki Mollalar rejimi de yıllardır otonomi isteyen Kürtlere karşı acımasız bir savaş yürütüyor. Türkiye’de ise son 15 yılda dört bin dolayında köy ve onlarca kasaba Türk ordusu tarafından yakılıp yıkıldı, 4 milyon Kürt yerinden yurdundan sürüldü.

Kürt aydınları ve yurtseverleri için can güvenliği yoktur. Son 15 yılda binlercesi sokak ortasında kurşunlandı, evlerinden alınıp götürülerek yok edildi.

Cezaevleri binlerce Kürt yurtseveriyle dolu.

Milyonlarca sürgünün bir bölümü Kürdistan’daki kentlerin varoşlarına yığıldı, büyük bölümü İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Bursa gibi Batıdaki metropol kentlere göçtü. Bu insanlar evlerini, topraklarını, işlerini yitirdiler. Geldikleri yerlerde işsiz, aç ve perişanlar. Üstelik batıda, yani Türk bölgesinde istenmiyorlar..

Geçen yıl ve evelsi yıl Ordu ilinde yaşananlar bunun somut örneğiydi. Fındık toplamak için Kürdistan’dan üstü açık kamyonlarla bölgeye gelen Kürtler Ordu valisinin emriyle kente sokulmadılar. Bu yıl da aynı şey oldu. Ordu’da ve öteki illerde fındık toplamak için gelenler ya kentlere sokulmadı ya da çadır kurmalarına bile izin verilmedi. Bunlar, kadın-erkek, yaşlı-çocuk açık alanlarda, sağlığa aykırı koşullarda yatıp kalkıyor ve bir ekmek parası peşinde koşturuyorlar

Kürdistan’da kırsal kesim geniş biçimde mayınlanmış. Yaylalara çıkmak yasak. İş yok, doktor yok, okulların birçoğu kapalı. Açık olanlar da zaten halkın kendi diliyle, yani Kürtçe eğitim yapmıyor.

Kısacası, şu 2000’li yılların başında da Kürt halkı görülmemiş bir barbarlıkla yüzyüze.

PKK’nın yürüttüğü silahlı eylem durdu; ama rejimin tutumunda bir değişiklik yok. Kürdistan’da olağanüstü hal devam ediyor. Baskı çarkında bir hafifleme yok. Sözde Avrupa Birliği’ne girmeye hazırlanan ve Kopenhag Kriterleri’ne uymaya söz veren rejim, 20 milyonluk Kürt halkına siyasal ve kültürel alanda haklar tanımak için, Kürtlerin yaşam düzeylerini iyileştirmek için en basit adımları bile atmıyor.

Rejim Kürt sorununun barışçı çözümü için hiçbir şey yapmıyor. Diyaloga yanaşmıyor.

Kürtlerin özgürce siyasal çalışma yapmasına fırsat tanınmıyor. Kürt siyasal partileri yine yasak.

Kürtçe radyo ve televizyon yasağı devam ediyor. Kürt basını engelleniyor.

Çıkarılması düşünülen genel afta Kürtler yok, politik tutuklular yok.

Kürt sürgünlerin köylerine dönmesine izin verilmiyor. Böylece milyonlarca insanın büyük kentlerin varoşlarındaki trajedileri sürüyor. İnsanlar baskıdan, işsizlikten ve çözüm bulamıyan öteki sorunlardan bunalıp çareyi yurt dışına kapağı atmakta buluyorlar. Bunun için varlarını yoklarını satıp insan kaçıran şebekelerin elinde tehlikeli maceralara girişiyorlar. Yollarda perişan oluyorlar. Bir bölümü sınır boylarında, denizlerde yaşamlarını yitiriyor.

Türkiye bu göçü teşvik ediyor. İnsan kaçıran şebekelere göz yumuyor, onları el altından destekliyor. Çünkü Türkiye Kürtlerin bölgeyi terk etmelerinden memnun. Bu bir etnik arındırma.

Ve uluslararası kamuoyu ne yazık ki bu trajediyi seyrediyor. Göçmen akınından rahatsız olan ülkeler de, göçmenlerin kendi ülkelerine girişlerini önlemek için polisiye tedbirlerle yetiniyor, sorunu kaynağından çözmek için çaba harcamıyorlar.

Çözüm Kürt sorununun adil çözümündedir, barıştadır.

Öncelikle işkence ve baskı çarkı son bulmalı, politik tutukluları da kapsayan bir genel af çıkarılarak ortam yumuşatılmalıdır.

Kürt sürgünlerin köylerine dönmesine fırsat verilmeli, yaraları sarılmalıdır. Bu insanların yıkılan evlerini yapmaları ve yeniden üretime geçebilmeleri için destek olunmalıdır. Mayınlar temizlenmeli, yaylalara çıkış serbest bırakılmalı; böylece Kürdistan kırsalında tarım ve hayvancılık yeniden canlandırılmalıdır.

İçi boş ekonomik paket vaatleriyle kalmayıp, bölgede ekonominin canlandırılması, işsizliğin azaltılması için ciddi tedbirler alınmalıdır.

Kürdistan Sosyalist partisi (PSK)

11 Ağustos 2000

 
PSK Bulten © 2001