PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
"TÜRKİYE ÖNCELİKLE GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATMALIDIR"
 
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Sekreteri Kemal Burkay, 11 Aralık günü Helsinki'de yapılacak olan Avrupa Birliği doruk toplantısı için, ilgili ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına bir mektup gönderdi. Burkay, 1 Aralık tarihli mektubunda, Türkiye'nin, AB'nin kapısının kendisine aralanması için gerekli asgari koşulları yerine getirmemekte direndiğini dile getirerek, üyelik perspektifini hak etmediğini, öncelik güven verici adımlar atması gerektiğini belirtti.
 
Burkay mektubunda şöyle dedi:
 
11 Aralık günü, Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı Helsinki Doruk Toplantısı'nın gündeminde Türkiye'nin aday üyeliği de yer alacak. Türkiye yıllardır Avrupa Birliği'ne aday üye olmayı gerektiren asgari koşulları yerine getirmediği için, birliğin genişleme halkası içine alınmadı. Türkiye, öteki koşulların yanısıra, Kıbrıs sorununu çözmek, İnsan haklarında Avrupa standartlarına uyum sağlamak ve Kürt sorununa barışçı bir çözüm bulmak için gerekli adımları atmamakta direndi.
 
Bugün de durum değişmiş değil. Buna rağmen son dönemde Birlik ülkelerinin çoğunun tutumunda, Türkiye'ye yönelik olarak bir değişim gözlenmektedir. Türkiye'ye aday üyelik perspektifi verilerek kapının aralanması, süreç içinde Kopenhag kriterlerine uyum sağlama yönünde teşvik edilmesi düşünülmektedir.
 
Biz, Kürdistan Sosyalist Partisi olarak, daha önceki bazı açıklamalarımızda da dile getirdiğimiz gibi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmasına karşı değiliz. Bunu istiyoruz; çünkü ülkemiz Kürdistan'ın en büyük parçası, Kürt halkının en büyük bölümü Türkiye sınırları içindedir. Öte yandan, Türkiye'nin bugünkü durumuyla, Kıbrıs ve Kürt sorununun çözümü ve insan hakları alanında hiçbir ciddi adım atmadan birliğin içine alınmasından yana değiliz. Bunlar olmadan, en azından bu doğrultuda, Kopenhag Kriterlerine uygun ciddi, güven verici adamlar atılmadan Türkiye'ye birlik kapısının aralanması, ona, haketmediği bir mükafat olur, bugünkü olumsuz, değişime kapalı politikada direnmesi için ona cesaret verir.
 
Nitekim Gümrük Birliği içine alındığı zaman da, bunun Türkiye'deki demokratik değişimi teşvik edeceği düşünülmüştü. Oysa, aradan yıllar geçti ve Türkiye verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı. Şimdi aday üyelik kapısının aralanması durumunda da Türkiye baskıdan kurtulup, yapması gerekenleri yıllarca erteleme olanağına kavuşacak, birliği oyalıyacaktır. Türk devleti bu türden şark kurnazlığında deneyimlidir.
 
Boş ve yuvarlak lafların ötesinde, rejimin değişime açık ve niyetli olduğunu gösteren ciddi bir işaret yoktur. Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, daha AGİT zirvesi öncesi yaptığı açıklamalarda, Kürtçe radyo ve televizyon yayınına bile karşı olduğunu dile getirmiş ve bunun ülkeyi böleceğini ileri sürmüştü. Türkiye, 100 bin Kıbrıs türkü için federasyonu bile az bulup konfederasyon isterken, 20 milyonu bulan Kürt halkına, ana dilinde eğitimi, radyo ve televizyon yayınını bile çok görmektedir. Bunun akıl almaz bir ırkçı uygulama olduğu, Türkiye'nin uluslararası sözleşmelere, insan haklarına ve AB'nin değer ve normlarına aldırmadığı açıktır.
 
Bizzat Partimizin durumu bir başka örnektir: Biz 25 yıllık bir partiyiz. Halkımızın yüzyüze olduğu eşi az görülür baskı çarkına rağmen, başından beri şiddetten uzak durduk, siyasal ve barışçı mücadele yöntemlerini seçtik. Ama her zaman yasaklı olduk ve bugün de öyledir. Rejim bir yandan sözde terörden yakınırken, öte yandan yasal ve siyasal çalışma kapılarını bize ve bizim gibi partilere ısrarla kapalı tutuyor. Gerçekte demokrasiye kapalı olan rejim, terörü sömürüyor.
 
Bütün bu nedenlerle, bizce Türkiye aday üyelik perspektifini hak etmemiştir ve öncelikle bu doğrultuda güven verici adımlar atmalıdır. Dileğimiz, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarını barışçı yöntemlerle çözmesi, demokratikleşmesi ve uygar uluslar içindeki yerini almasıdır.
 
Helsinki'de alınacak kararın ülkemizin barış ve demokrasi güçlerine destek olması dileği ile ve en derin saygılarımla.
 
PSK Bulten © 2001