PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

Roja Teze Kapandı

İstanbul’da Kürtçe ve Türkçe olarak yayınlanan haftalık Roja Teze gazetesi yayınını durdurdu. Son sayısında (74. Sayı) yapılan açıklamaya göre bunun nedeni gazetenin sahip ve sorumlularına yönelik ağır hapis ve para cezaları, ayrıca gazeteye yönelik diğer baskı ve engellemelerdir. Şimdiye Kadar Roja Teze’nin 36 sayısı hakkında toplama kararı verildi. Sahibi, sorumlu müdürleri ve yazarları hakkında yüzlerce dava açıldı, ağır hapis ve para cezaları verildi. Gazeteye yönelik süreli kapatma cezaları peşpeşe dizildi. Kürdistan’a sokulması ise, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nin kararıyla zaten uzun zamandan beri yasaklanmıştı.

Kürtçe yayın yapan bir gazetenin mehkeme kararıyla kapatılması, ya da baskılar sonucu yayınını durdurmak zorunda kalması ilk değil. Okurlar üzülmesinler, Roja Teze’nin yeri de boş kalmayacak, yeni yayınlar devreye girip mücadele bayrağını ayakta tutmayı sürdürecekler.

Ferhad Can’ın bu konuya ilişkin ve Roja Teze’nin son sayısında çıkan yorumunu, Kürtçe orijinalinden Türkçeye çevirerek aşağıda sunuyoruz:

Şimdilik Hoşçakalın..

Ferhad CAN

Sevgili okurlar,

Bir kez daha, yüreğimiz sızlayarak size hoşçakalın diyoruz. Çünkü Roja Teze de daha önceki haftalık gazetelerin (Azadi, Dengê Azadi, Ronahi ve Hêvi) akıbetine uğradı. O da zorba rejimin baskı ve engellemeleri nedeniyle yayınını durdurmak zorunda kaldı.

Bildiğiniz gibi, rejim geçmişte Kürt diliyle dergi, gazete ve kitap yayınlarına hiç fırsat vermezdi. Bir dergi ya da gazetede azıcık da Kürtçe ya da Kürt sorunuyla ilgili yazılar olsa hemen saldırıya geçer, sahip, sorumlu ve yazarları tutuklar, Kürt devleti kurmaya teşebbüs suçlamasıyla yargılar ve cazalandırırdı!

Ancak son on yılda bu konuda ufak bir değişiklik var. Rejim artık Kürtçe dergi ve gazetelerin yayınına kağıt üzerinde, ya da biçimsel olarak izin veriyor. Ama onları yaşatmamak için de ne lazımsa yapıyor. Dağıtım ve satışı engelliyor, okurları ürkütüyor. Yayınların sahip, sorumlu ve yazarları hakkında koğuşturmalar açılıyor, hapis ve para cezaları yağıyor. Bazan da bu kişiler fiili saldırılara hedef oluyor, hatta öldürülüyorlar… Diğer bir deyişle, rejim bu yayınlara sözde izin vermiş olsa bile, gerçekte onları boğuyor. Daha da olmazsa mahkeme kararıyla kapatıyor.

Bu politika, yaşamasını istemediği küçük bir çocuğu bir anda değil, ama sille tokatla, aç susuz bırakarak yavaş yavaş öldürmeye benziyor.

Türkiye’yi yönetenler hem böyle yapıyor, hem de yabancılara dönüp şöyle diyorlar: “Bakın, Kürt dili üzerinde hiçbir baskı yok, Kürtçe gazeteler, dergiler, kitaplar ve kasetler serbest…“

Bu zorbalar bir de utanmadan Kürtlerle alay ediyorlar, Kürtçe dergi ve gazetelerin serbest olduğunu, ama Kürt halkının onlara iltifat etmediğini, bu nedenle kapandıklarını ileri sürüyorlar.

Bu geçmiştekinden çok daha ustaca ve zalimce bir uygulama…

Kürtler arasında anadilini rahatça okuyup yazabilenler elbet oran olarak azdır. Bunun nedeni ise açık, bu Kürtlerin suçu değil. Zorba rejim Kürtlerin kendi anadilleriyle okuyup yazmasını engellemek için ne lazımsa yapmıştır. Kürtçe okullar yasaktır.

Bir halkın dilinde eğitim yasaksa ve dil üzerinde bunca baskı varsa sonuç başka türlü olabilir mi? Türk dili de 15-20 yıl süreyle böylesine yasaklansaydı, Türklerin durumu ne olurdu?.

Ama bu zorbalarda ne mantık, ne de insaf var. Dünyanın hiçbir yerinde bir halkın dili ve kültürü üzerinde böylesine bir baskı mekanizması, böylesine bir ilkellik ve vahşet görülmemiştir.

Sevgili okurlar, yüzyüze olduğumuz bunca haksızlığa ve zorbalığa rağmen, yılgınlığa düşmemeli, umutsuz olmamalı. Sorunun çözümü yine de mücadeleye, çalışmaya, üretmeye bağlı.

Kürt halkı yüzlerce yıl direndi, varlığını, dilini ve kültürünü bugünlere kadar korudu. Kuşku olmasın ki bundan sonra da koruyacak. Kürt aydınları, yüzyılı aşkın süreden beri, son derece zor koşullarda Kürtçe yayınlar çıkarıyor, Kürt dilini basın yayın alanında yaşatıyorlar. Bundan sonra da yaşatacaklar.

Türkiye’de Kürtçe haftalık gazete yayını 1991 yılında Azadi ile başladı, onun kapanmasının ardından, zorluklara yiğitçe göğüs gererek başkalarıyla sürüp bugünlere geldi.

Kürt dili ve kültürü günümüzde 100 yıl, hatta 20-30 yıl öncesinden çok farklı; önemli bir gelişme var.

Bu yürüyüş durmayacak, durmamalı.

Bir çıra sönse de bir başkası yanacak. Çıranın yerini fanus, ya da lüks lambası alacak..

Ola ki kısa bir süre soluk alacağız, ama bu daha ileri adımlar atmak için güç biriktirme dönemi olacak. Siz yüreğinizi ferah tutun. Dörtlükte şöyle deniyordu:

Birbirinden doğar ölüm ve yaşam
Umut acıların toprağında yeşerir
Kuru toprakta ölür ilk damlalar
Sonrakiler akar, ırmak olurlar

Siz de kendinizi bu yeni adımlara hazırlayın, kendi damlalarınızı ötekilerinkine katın; öyle ki bundan bol sulu pınarlar, gür akışlı çaylar oluşsun…

Sevgili okurlar, yeniden buluşuncaya kadar size ve Roja Teze’ye hoşçakal diyoruz!

 
PSK Bulten © 2001