Yurtsever, Demokrat Kurum ve Kişilere Açık Çağrı,
Kimliğine Sahip Çık, Bağımsız
Yurtsever, Demokrat, Sosyalist Kürt Adayları Destekle!
Yurtseverler, demokratlar!
AB’ye üyelik amacıyla anayasanın defalarca değiştirildiği,
birçok “uyum yasaları”nın çıkartıldığı
ama ne hikmetse anti demokratik seçim ve partiler yasasına
dokunulmadığı Türkiye’de, 28 Mart 2004 tarihinde,
yerel yönetimler için seçimler yapılacak.
Katı, merkeziyetçi, üniter yapısı, sömürgeci
ve militarist karakteriyle değişime direnen Türkiye
Cumhuriyeti devletinde, başta Anayasa olmak üzere, seçim
ve siyasi partiler yasasında varolan yasakçı, anti
demokratik düzenlemelerle halkın özgürce kendi yöneticilerini
seçme hakkı gasp edilmiştir. Yerel yönetimleri işlevsizleştiren,
onları merkezi otoriye bağlı hale getiren idari
düzenlemeler ise, yerel yönetimler için yapılan seçimleri,
aynı zamanda bir rant paylaşım savaşları
alanına dönüştürmüştür.
Kürt partileri kendi kimlikleriyle bu seçimlere de katılamıyorlar.
Kürt sorununun çözümünü programına alan partiler kapatılmış
veya HAKPAR örneğinde olduğu gibi, çeşitli
baskı ve engellemelerin yanısıra, haklarında
kapatılma davaları açılmıştır.
Bu yasalar çerçevesinde yapılan seçimlerde halkın
özgür iradesinin sandığa yansıması beklenemez.
Çünkü bu gün de Kürtlerin kendi kimlikleri ile politika yapmaları
yasaktır. Sömürgeci, faşist 12 Eylül Anayasası,
ırkçı, tekçi, yasakçı partiler yasası
ve anti demokratik seçim kanunu bu gün de yürürlüktedir.
Böylesi bir ortamda, sömürgeci devlet yapısında
siyasi değişikliklere yolaçmayacak olan bu seçimler
de, demokrasi ve Kürt sorununun çözümü için ciddi plan ve
programlara sahip olmayan partiler arasında gececek:
Kürt sorunun çözümü konusunda öteki düzen partilerinden, değişim
karşıtı statükoculardan farklı düşünmeyen
muhafazakar ve ürkek AKP ile militarist ve tutucu güçlerin
sözcüsü haline gelen CHP arasında. Bir de İmralı’dan
gelen talimatlar uyarınca ve “Türkiyelileşme sevdası”
uğruna, 1992’de Başbakan Yardımcısı
ve Dışişleri Bakanı olarak Kürt halkına
karşı yürütülen kirli savaşın sorumlularından
biri olan Murat Karayalçın ve öteki kaşarlanmış
kemalistlerle kol kola giren, kendi dışındaki
Kürtlerle ittifak yapmaktan kaçan Kürtlerin de içinde yer
aldığı birlik var...
Özgürlük, Barış ve Demokrasiden Yana Olanlar,
“Kırk katır veya kırk satırdan” birini
tercih etmek zorunda değiliz. Özgür irademizi yansıtmayacak
olan bu seçimlerde, seçim dönemlerinde politikaya artan ilgiden
de yararlanarak, özgürlük, barış, değişim
ve daha iyi bir yaşama dair taleplerimizi dile getirebiliriz.
Seçimleri,sömürgeci sistemin yeniden üretilmesi ve meşrulaştırılması
oyunlarını boşa çıkaracak, dayanışmamızı,
ulusal-demokratik birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek
bir platforma çevirebiliriz.
Bunun için seçimler sürecinde de;
- Kendimizle, geleceğimizle ilgili kararları verme
hakkımız olduğunu hep bir ağızdan
haykıralım.
- AB’ye üye olma sürecinde, sömürgeci rejimin, Kürt sorunu
konusunda izlediği geleneksel red ve inkar politikasını
makyajlayarak devam ettirmesine karşı sesimizi yükseltelim;
20 milyonluk bir halkın özgürlük ve demokrasi talebini,
birkaç saatlik dil kurslarıyla, haftada birkaç saatlik
radyo ve televizyon yayınlarıyla geçiştirme
çabalarını teşhir edelim.
- Türk devletinin Güney Kürdistan’daki ulusal kazanımları,
federal yapıyı ortadan kaldırmak amacıyla
sürdürdüğü saldırgan ve kaba müdahaleci politikasına
karşı duralım, Güney’deki kardeşlerimizle
birlik ve dayanışma içinde olduğumuzu bir kez
daha haykıralım.
- 12 Eylül faşist rejiminin ürünü olan Anayasa’nın
değiştirilmesini, yerine Kürtlerin varlığını
resmen kabul eden yeni bir anayasanın yapılmasını;
Şiddete baş vurmadıkça, düşündüğünü
söyleme ve örgütlenme özgürlüğünün yasal güvence altına
alınmasını;
- Kürtlere, anadillerini eğitimin her aşamasında
kullanma hakkının tanınmasını;
- Hiçbir kısıtlama olmaksızın, Kürtçe
radyo, televizyon ve her türlü yayın yapılmasını;
- Kirli savaşın ürünleri olan JİTEM, Özel
Tim, köy koruculuğu gibi paramiliter kurumların
dağıtılmasını, işledikleri suçların
hesabının sorulmasını;
- Kürt partilerine kendi kimlikleriyle serbestçe örgütlenme
hakkının tanınmasını, bunun için
gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını;
- Devletin elini dinden çekmesini, her cemaatin (Müslüman,
Hıristiyan, Yahudi, Yezidi, Süryani, Alevi) sivil kurumları
aracılığıyla dini vecibelerini özgürce
yerine getirme koşullarının sağlanmasını;
- Koşulsuz ve herkesi kapsayacak bir genel af çıkartılmasını;
- Yerel yönetimleri merkezi otoriteye bağımlı
kılan yasaların değiştirilip onlara geniş
yetkiler tanıyan yasal düzenlemelerin yapılmasını
talep edelim.
Mazlum ve Yiğit Kürt Halkı,
- 28 Mart günü sandık başına gittiğinde
oyunu düzen partilerine, değişim karşıtı
tutuculara, asker-sivil ve her türden gericilere, kemalistlere
karşı kullan. Vereceğin oyla, Kürtleri teslim
almaya, sömürgeci siyasi yapıya entegre etmeye hizmet
eden “İmralı Konsepti”ne, özgürlük mücadelesi ve
haklı taleplerinin yozlaştırılmasına,
Kürdistan’da silinen SHP ve öteki kemalist partilerin yeniden
canlanmasına yardım eden politikaları mahkum
et, kendi dışındaki Kürtleri görmezlikten gelerek
onlarla ittifak yapmaktan kaçınanları cezalandır.
- Kimliğine sahip çık, sesini özgürlük ve değişim
isteyen seslere kat, oyunu yurtsever, demokrat, sosyalist,
bağımsız Kürt adaylara ver.
1-Mart 2004
KÜRDİSTAN SOSYALİST PARTİSİ
|