Sılopi
de orman kanunu
Sılopi de HADEP ilçe başkanı
Serdar Tanış ve ilçe yöneticilerinden Ebubekir Deniz,
güpegündüz Jandarma karakoluna götürülüp kaybedildiler. Onları
karakola götüren şoför belli, kapıdan girdiklerini
gören tanıklar var. Ama aradan 15 günden
fazla zaman geçti, kendileri ortada yok!
Yakınları, HADEP’liler,
demokratik kamuoyu bu iki genç insana ne yapıldığını
jandarmadan soruyor, ama jandarma yetkilileri duvar gibi..
Hükümet suspus…
Yani, bir süre aradan sonra iki
"faili meçhul" daha! Daha doğrusu
iki politik cinayet. Hem de güpegündüz, kamuoyunun gözü önünde,
herkesle alay eder gibi… Üstelik insan hakları örgütleri
temsilcilerinin, hatta HADEP yöneticilerinin, onların
akıbetlerini soruşturmak için Sılopi’ye girişlerine
bile izin verilmiyor!
Katiller ise –tam da kendi deyişleriyle-
adları sanları, adresleriyle apaçık ortada.
Sılopi’deki Jandarma Alay Komutanı, olay öncesi
Serdar Tanış’ın babası Şuayip’e aynen
şunu demiş:
“Serdar Şırnak’a bir
daha ayak basmasın. Bastığı taktirde kendisini
öldüreceğim. Kime giderseniz gidin. Yerim, mekanım,
rütbem bellidir!..”
Ve albay, gerçekten de dediğini
yaptı. İlan ede ede iki genç insanı jandarmaya
getirtip yok etti. Albay’ın Serdar Tanış’la
sorunu, görüldüğü kadarıyla HADEP yüzünden. Albay
HADEP’in silopi’de kuruluşuna karşı, Serdar
Tanış’ı da istifaya zorlamış, dediğini
yaptıramayınca da, geçmişte çokça yaşanan
türden, kestirme yoldan, bir siyasi cinayetle sonuç almaya
yönelmiş…
Yani adam La Fountaine’in masalındaki
kurt gibi: hem savcı, hem yargıç, hem
cellat!..
Daha önce de Şırnak
İl merkezinde HADEP İl Başkanı ve yanındakilere
karşı bir komplo düzenlenmiş, sözde arabalarında
silahlar bulunmuş, kendisi ve arkadaşları gözaltına
alınmıştı..
Oyun açık oynanıyor.
HADEP yasalara uygun kurulmuş ve yasal çerçevede faaliyet
gösteren bir parti. Ama birileri buna katlanamıyor. Ondan
öncekiler, HEP, DEP, DDP, DKP, Kürt sorunundan söz ettikleri
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldılar.
HADEP de kapatma istemiyle iki yıldan beri aynı
mahkemenin önünde. Ama
birtakım yetkililer mahkeme kararı filan da beklemeden,
legal bir partiyi yok sayıyorlar. Onun örgütlenmesini,
çalışmasını engellemek için tehdite, baskıya
başvuruyor, bu yetmeyince komplo kuruyor ya da düpedüz
insanları öldürüyorlar.
Bunu yapanlar TC’nin
bölgedeki asker-sivil yetkilileri. Kimlikleri ortada. Zorbalıklarını
açıkça yapıyor, cürümlerini açıkça işliyorlar
ve kimse onlardan hesap sormuyor. Bunu yapanlar kimseye hesap
vermeyeceklerinden eminler, rahatlar, tam bir eşkiya
gibi davranıyorlar!..
Hükümet suskun, parlamento denen
göstermelik kurum suskun, savcılar suskun, her olayda
zırt pırt demeç veren Genelkurmay başkanı
suskun!..
Peki bu eşkiyalardan, örneğin
Sılopi Jandarma Alay Komutanı’ndan kim hesap soracak?..
Bu ve benzer eylemlerle nereye
varılmak isteniyor? Amaç halkın sabrını
taşırıp yeniden silahların patlamasını
sağlamak mı?
Evet, vampirler kan istiyorlar!
|