PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

YÖK'ün Marifetleri Devam Ediyor

BİLİM ADINA YÜZ KARASI

Daha kısa süre önce "Türk üniversiteleri Kütçe Eğitime Karşı" diye bir haber-yorum yayınlamıştık. Üniversiteler Arası Kurul'un, Kürtçe eğitim istemine karşı çıktığını ve Türkiye'de resmi dilin Türkçe olduğu, Türkiye`nin "üniter" bir devlet olduğu ve benzer safsatalarla "Kürtçe eğitimin kabul edilemez" olduğunu ileri sürdüğünü yazmıştık.

YÖK'ün marifetleri devam ediyor. Basına yansıyan son haberlere göre YÖK Yürütme Kurulu bu konuya ilişkin yeni bir karar almış. YÖK Başkanı Kemal Gürüz imzasıyla rektörlüklere gönderilen bu kararda, verdikleri dilekçelerle Kürtçe eğitim isteyen veya buna yönelik gösteriler yapan öğrencilerin üniversitelerden atılması isteniyor! Sözkonusu kararda şöyle deniyor:

"Yüksek öğrenim kurumlarımızda `Kürt kimliğini öne çıkarma; Kürtçe eğitim öğretim yapılması için dilekçeler verme; derslerde Kürtçe konuşma, yazma; sınavlarda Kürtçe cevaplar verme; Kürtçe panel, konferans ve tiyatro oyunları sahneleme; afiş ve pankart asma' gibi eylemlerin planlandığı ve bu plan gereğince son günlerde bazı üniversitelerimizde toplu dilekçeler verildiği, afiş ve pankart asma gibi eylemlerin yapıldığı görülmüştür."

Yazıda "Kürtçe eğitim talebinde bulunmanın masum bireysel hareketler olmadığı" ileri sürülüyor ve bu öğrencilere bir veya iki yıl süreyle üniversiteden uzaklaştırma veya tümüyle üniversiteden atma cezası verilmesi isteniyor.

Bu olay, Türk üniversitesinin bilim adına yüz karası uygulamalarının yeni bir örneğidir. Bu adamlar baskı rejiminin polisinden farksız.

Bunlara göre Kürtçe eğitim istemek, bu amaçla dilekçe vermek, aynı amaçla demokratik bir gösteriye katılmak bile suç! Bunu yapan öğrenci okuldan atılmalı!

Bu kararı veren sözde bilim adamları, "prof"lar, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin önüne koyduğu "Katılım Ortaklığı Belgesi"nde yazılı koşullardan birinin de "Türkçe dışındaki dillerde eğitim hakkı" olduğunu ve Türkiye`nin buna ve bir bütün olarak Kopenhag Kriterleri’ne lafta da olsa evet dediğini bilmezden geliyorlar.

Evet, Türk devleti AB'ye girmek için kagıt üzerinde bu hakka evet diyor, ama gereğini yapmayı düşünmüyor bile. Üstelik hakkın sahipleri onun hayata geçirilmesini isteyince, bunun için dilekçe verince, bir de onları suçlu sayıyor, cezalandırıyor!

Bunu yapanlar da sözde bilim adamları, üniversite hocaları... Onlar böyle yaptıktan sonra sen gel de uzatmalı çavuştan, karakol polisinden hak hukuka saygı bekle.. Sen gel de bu ülkeye demokrasinin geleceğine, ya da bu ülkenin AB'ye katılacağına inan!.

Anlaşılan bu adamların böyle bir niyeti yok. Kıbrıs'ta suyu yokuşa sürüyorlar. Kürt sorununda aynı şeyi yapıyorlar. Düşünce özgürlüğüne evet diyemiyorlar. İşkence, zulüm ise berdevam..

Baylar karar verin! Değişmeye, adam olmaya niyetiniz var mı yok mu?

Bu kararı verirken şunu da unutmayın: Dünya öyle bir çağa giriyor ki, Avrupa kapısından pişman olup dönseniz, hatta, gerisin geri Orta Asya'ya gitseniz bile, bu globalleşen dünyada değişime direnmekten bir sonuç alamazsınız, sonunda sizi de değiştirirler!

Afganistan'a bir bakın, anlarsınız!.

Kıbrıs'ta 100 bin Türk için federasyonu bile az bulup konfederasyon isterken 20 milyon Kürdün anadilinde radyo-TV yayınına ve eğitime bile karşı çıkmanız pek gülünç değil mi?

Biraz mantıklı olun! Kürtlere vermeniz gereken hakların yanında böyle şeyler devede kulaktır.

Ya eşitlik temelinde Kürtlerle birlikte yaşamayı öğrenin, ya da Kürtlerin sizden ayrılmasına saygı gösterin. Çünkü bu eşitliği tanımadığınız sürece ayrılma isteği Kürt halkının saflarında daha da güçlenecektir.

Üstelik korktuğunuz bir gün başınıza gelecek, bundan kuşkunuz olmasın! Bu işi iyilikle yapsanız daha iyi değil mi?.

 
PSK Bulten © 2001