PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

"Yüce Meclis"in Cüce İşleri..

Türk Parlamentosu'nun adında "büyük" sıfatı var: "Türkiye Büyük Millet Meclisi.."

Geçenlerde gazeteci Mine Kırıkkanat buna dikkat çekmiş, hiçbir parlamentonun adında "büyük" sıfatına veya bir benzerine rastlanmadını söylemiş ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadan pekçok örnek vermişti.

Bizim de bildiğimiz kadarıyla Türkiye'den başka parlamentosuna bu sıfatı yakıştıran yok. Sizin bildiğiniz böyle bir ülke ve meclis var mı sevgili okurlar?

Kimbilir, belki Patangonya'da veya bilip tanımıdağımız bazı Afrika ülkelerinin, Pasifik adalarının aşiret demokrasilerinde böyle alengirli adlar taşıyan parlamentolar vardır.

"Ulu Lulu Millet Meclisi" falan gibi... Ya da:

"Yüce Tutu Parlemontosu", "Büyük Patagonya Millet Asamblesi" filan gibi...

Dr. Kasımlo'nun hoş bir sözü vardı: "Komele çıqas pıçûk e, şiar ewqas mezın e!" (Dernek ne kadar küçükse, sloganları da o kadar büyük!)

Herhalde bu parlamentolar için de geçerli: Demokrasi ne kadar iğreti ise, parlamentoları da o kadar şatafatlı!. Adıyla ve yapısıyla..

Türkiye Parlamentosu da, hakkını vermek lazım, yalnız adıyla değil, binası, içerinin tezyinatı, ceylan derisinden kırmızı koltuklarıyla da öylesine muhteşem!..

Zaten Türk siyaset adamları kendi parlamentolarından söz ederken "büyük"le de yetinmeyip "Yüce Meclis" derler hep..

Ne var ki, 12 Eylül 1980 darbesinden bu yana ülkeyi, önce "Cunta", sonra ise MGK olarak generaller yönettikleri, tüm temel politikaları ve çıkarılacak yasaları onlar belirledikleri için, adına "hükümet" denen kuruluşlar gibi, bu "büyük" ve "yüce meclis"in de hangi işleri yaptığı, ne işe yaradığı pek de malum değildir.

Buna rağmen tümüyle işsiz sayılmaz! En azından, MGK'dan, IMF'den ve ABD'den gelen emir ve önerilere yasa biçiminde kılıf uydurur..

Son zamanlarda bu yasaların birçoğu, bir hukuk adamı olan Sezer'in duvarına çarparak geri döndüler. Ama "Yüce Meclis" her keresinde, yasayı aynen geçirerek bu duvarın üzerinden de aşmasını bildi.

Bunlardan sonuncusu, adına Devlet Güvenlik Mahkemeleri denen ucubeyle ilgili. "Yüce Meclis" cunta ürünü olan bu faşist kuruma yıllardır dokunmadı. Son olarak, yalnızca çete suçlarını onun kapsamından çıkardı. Böylece uyuşturucu ve cinayet çeteleri, banka hortumcuları, hayali ihracatçılar, ülkeyi soyup soğana çevirerek yüklerini tutan, her biri yüzmilyonlarca, milyarlarca doları aşıran şebekeler, hırsız-uğursuz takımı rahat bir soluk aldı.

Sezer bu yasayı geri çevirdi. Ama "yüce meclis" aynen kabul ederek bir kez daha Sezer`in duvarından aştı.

DGM'ler bundan böyle yalnızca siyasileri yargılayacak! Yani Türk solcularını, Kürt yurtseverlerini, düşünen ve konuşan insanları..

Elbet, hırsızlar ve zorbalar düzeni için tehlikeli olan da budur: söz ve düşünce!

Yani adamlar kendilerine gerekli olanı yapıyorlar: Hırsızlar ve katiller dışarı, düşünce içeri!

 
PSK Bulten © 2001