|
EY İNSANOĞLU, KENDİNE GEL!!!
|
2015-01-25 20:03
|
Kemal Burkay
|
|
Sevgili okurlar, bizim CEMALİ, son zamanlarda kendi facebook sayfasında önce “Soytarıca İşler”, “Eşekçe İşler”, sonra da “Garip İşler” başlığı altında komik şeyler yazmakta.
Ben de ona özenip ilgimi çeken garip olaylara dair bir şeyler yazdım ve aşağıda sizinle paylaşıyorum.
UGANDALI MAYMUN ÇOCUK
Gazetelerin yazdığına göre dört yaşındayken annesinin, babası tarafından vahşice öldürüldüğüne tanık olan John Sesebunya ormana kaçar. Yıllar sonra bulunduğunda ormanda maymunlarla birlikte yaşadığı görülür.
Dört yaşındaki çocuğun annesini öldüren bir adamdan –babası bile olsa- kaçması doğal. Maymunlar ise ona kucak açacak, koruma altına alacak kadar “uygar„ mı desem, „hümanist“ mi desem, öyle işte!
Çocuk maymunlardan kaçmamış; belli ki onların erkekleri dişilerini öldürecek kadar vahşi ve canavar değillermiş…
Hani biz insanlar maymundan gelmiştik?.. Demek ki bunca evrim sonunda bu halimizle pek de ilerlemiş sayılmayız.
KAMBOÇYALI KIZ
Kamboçyalı Rochom adlı kız da ormanda hayvan otlatırken kaybolmuş, yıllar sonra bulunduğunda ormandaki vahşi hayata uyum sağladığı görülmüş. Çıplak bir halde ve maymunlar gibi yürüyormuş. İnsanlar içinde üç yıl kalmış ama, uyum sağlayamayıp yeniden ormana kaçmış…
Küçük kız pek de haksız sayılmaz. İnsanın, Pol Pot ve adamlarının, hem de devrimcilik adına Kamboçya’da yaptıklarını gördükten, hele şu Ortadoğu’da din-iman adına yapılanlara tanık olduktan sonra insanlardan kaçıp sığınacak bir orman araması doğal değil mi?
DÜNYA‘NIN ÖMRÜ
Bilim adamları kıyamet saatini „12’ye 3 kaldı“ diye belirtmişler. Bir nedeni dünyamızdaki nükleer silahlar,. Bir nükler savaş dünyadaki hayatın sonunu birkaç saatte getirir. Gerçi şimdiye kadar nükleer silahların kullanılmasına varacak türden bir 3. Dünya Savaşı yaşanmadı; ama bu risk ortadan kalkmış değil. Silahlar yerli yerinde, yenileri yapılıyor ve bunlar kullanılacağı günü bekliyor…
Diğer neden ise doğanın kirlenmesi nedeniyle doğal dengenin bozulması ve dünyanın altını üstüne getirecek büyük felaketlerin yaklaşması; hatta bir ölçüde, büyüyen ozon deliği, dünyanın şurasını burasını vuran aşırı kuraklıkla, geçmiştekilerle kıyaslanamayacak büyüklükte sel baskınları ve fırtınalarla başlamış olması…
Yani çevrenin kirlenmesi de nükleer silahlar kadar dünyamızda hayatı tehdit ediyor ve bu iş tehlike sınırlarını aşmış bulunuyor.
Bu dengenin bozulmasının sorumlusu ise ne maymunlar, ne kurtlar, domuzlar, ayılar... Bu sorumsuzlar insanların ta kendileri.
Ve tüm bunlar olurken insancıklar birbirlerini kurtların, sırtlanların, akbabaların bile yapmadıkları biçimde ısırmakla, doğramakla, biçmekle meşgul…
Yani Cemali’nin dediği gibi „Uçak düşmekte, yolcular koltuk kavgasında!..“
İnsanın bir tepeye, kilise kulesine ya da minareye çıkıp tüm gücüyle bağırası geliyor:
„Ey insanoğlu, kendine gel!!!“
Ama bu çılgınlar, daldıkları akıl almaz didişme, boğuşma, boğazlaşma içinde sesimizi duyarlar mı dersiniz?..
|
|
|
|