|
Hayatın gerçekleri ve komedi
|
2016-01-25 22:00
|
Kemal Burkay
|
|
Tarihi materyalizmin temel ilkelerinden biri değişimdir. Doğa, insan hayatı ya da sosyal hayat… Hiçbir şey donuk ve ebedi değildir, esas olan değişimdir.
Bazen değişimi anlamaz ve ona ayak uyduramazsak geride kalırız. Eskiye sımsıkı sarılırsak komik duruma düşeriz.
Donkişot neden bizi güldürür. Çünkü eskimiş, günü geçmiş bir dünyada yaşar. Artık gerçek olmayan bir hayal dünyası… Feodal sistem aktörleri, değerleri, araçlarıyla göçüp giderken o her şeyi eskisi gibi görüp yaşamak ister. Kahraman şövalyeleri, romantik aşkları, ahde vefası, atları, kılıç ve mızrağı ile… Atına biner, uşağı ile sefere çıkar, kötülerle savaşır ve iyilik ve adalet dağıtmaya çalışır. Bunun yaparken örneğin yel değirmenleriyle savaşır, düşman safları sanıp kılıcıyla bir koyun sürüsünün içine dalar…ve adalet
İyi niyetli olması onu komik duruma düşmekten ve her keresinde düş kırıklığına uğramaktan kurtarmaz.
Vakti geçen alışkanlıklar, simgeler, araçlar yararlı olmaktan çıkar, bir yüke, ayak bağına dönüşür. Bazen evlerindeki eski eşyaları atamayan, habire biriktiren yaşlı kadınların ilginç hikâyeleri gazetelere, televizyonlara yansır. Evlerinde çöplükler oluşur ve koku yayar, komşularını rahatsız eder. Sonunda işe belediye zabıtası karışır ve çöpler boşaltılırken çoğu zaman yaşlı kadının hıçkırıklarını tutamadığı, feryat ettiği görülür…
Yıllar önce seyrettiğim bir tiyatro oyununda yaşı ve hafızası oldukça geçkin bir emekli general vardı. Bir hayal dünyasında yaşamakta, hala kendisini komutan sanmakta ve yanından ayrılmayan eski sadık seyisine emirler yağdırmakta idi. Oturduğu odadan az ötedeki seyisine şöyle seslenirdi:
“Beyaz atımı getir!”
Seyis de kapı önünden cevap verirdi:
“Atınız hazır generalim!”
“Kılıcım nerde?”
“İşte kılıcınız, generalim!”
Diyalog böylece sürüp gider, seyirciler kahkahaya boğulurdu.
Şu günlerde bazı yaşadıklarımız bu tiyatro oyununu hatırlattı bana.
Siyasette de böyledir, eskiye saplanıp kalanlar, değişimi kavramayanlar, görüşlerini ve araçlarını yenileyemeyenler, örgütlerini eski yöntemlerle yönetmek isteyenler hayatın gerisinde kalır, gerçeklerle bağları kopar ve bunda ısrar ederlerse gülünç duruma düşerler.
Ocak 2016
|
|
|
|