|
Ramazan Yoldaş, seni unutmadık, unutmayacağız
|
2016-05-03 16:36
|
Kemal Burkay
|
|
Ramazan Adıgüzel Yoldaşımızın ölümünün üzerinden 29 yıl geçti. Apocu provokatör hareket, sistem tarafından örgütlendiği ilk günden itibaren bizim ve öteki devrimci yurtsever örgütlerin kadrolarına saldırdı. Mustafa Çamlıbel bu provokatör hareketin hedef seçip katlettiği ilk seçkin kadrolarımızdan biriydi. Bu hareket 1980"li yıllarda Avrupa’daki seçkin kadrolarımıza yöneldi. Hüseyin Ali Akagündüz Paris’te, Ramazan Adıgüzel (Ali Hoca) Hannover’de vuruldu. Bu dönemde başka devimci örgütlerden de birçok kadro PKK’nin hedefi oldu.
O dönemde bu sistemli saldırıların arkasında Faşist Cunta’nın olduğuna kuşku yoktu. Böylece o, yurt dışında kendisine karşı aktif bir muhalefet yürüten Kürt ve Türk devrimci hareketini sindirmeye, etkisiz kılmaya çalışıyordu. PKK bu lanetli projeye bir kez daha alet olmuştu.
Ramazan Yoldaşımız saldırı tehditinin nereden geldiğini gören ve bilen bir yoldaştı. Saldırıya hedef olmadan önce yazıp Partiye bıraktığı mektubunda o güne kadar hiçbir yurtseverin kanına girmediğini, yurtseverler arasında çatışmaya karşı olduğunu söylüyor, ama Apocu hareketin sömürgeci rejim tarafından bu iş için kullanıldığını belirterek şöyle devam ediyordu:
“Kardeş kanının akıtılmasını sömürgeci Türk burjuvazisi istiyor. Apocu hareketi TC’nin gazeteleri, emperyalist ajanslar, BBC radyoları propaganda ediyor. Kürt ulusal hareketini o yanlış kanala çekip boğmak istiyorlar. Apocuların tabanı okumayan, kulaktan vaaz bekleyen mürit hareketi gibidir. Şeyh müride ne derse mürit doğruluğuna inanır.
“Kürt ve Türk devrimcilerine düşmanlık Evrenlerin, Özalların, tekellerin görevidir. PKK, ne zamana kadar onların görevini üstleneceksin?!. Yazık o insanlara! Burjuvazi sahte, kukla bir aslan yaratmış, işine geldiği gibi kullanıyor….”
Ramazan yoldaş daha sonra ise şöyle diyordu: “Bir maşa tarafından öldürülürsem, halkımdan istediğim doğruyu korkmadan, usanmadan haykırmaktır.” (Bu mektubun tamamı Riya Azadi’nin Mayıs 1987 tarihli 104. Sayısında yayınlanmıştı.)
Ve o, ne yazık ki, tahmin ettiği üzere, “bir maşa tarafından” 3 Mayıs 1987 günü vuruldu. Biz ise yoldaşları olarak onun anısına ve vasiyetine sadık kaldık, gerçekleri korkmadan, usanmadan dile getirdik. Şu ya da bu bölge devletinin elinde bir maşa görevi yapanların rolü de bizim gerçekleri dile getirme kararlılığımız da o günden bu yana devam etti, ediyor.
Söz konusu sevgili yoldaşlarımızı katleden maşaları ve tetikçileri hatırlayan var mı? Onlar ve onlara bu lanetli işi yaptıranlar ise ancak nefretle anılacaklardır. Ama sistem ve maşaları tarafından katledilen tüm yoldaşlarımız gibi Ramazan Yoldaş da Kürt halkının özgürlük ve sosyalizm mücadelesinin sayfalarına silinmez harflerle yazıldılar. Onlar bugün de mücadelemizde yaşıyor yaşayacak.
Aşağıdaki şiirim sistemin işkencehanelerinde acı çeken ya da genç yaşta aramızdan koparılan böylesine yoldaşlar için yazılmıştır.
3 Mayıs 2016
UNUTMA
Dağda belde Ilgıt ılgıt esen yelde Meşeler göverince Kasım bağlarına mor düşünce Bacaların ince dumanında Ak bir sakalın mutluluğunda Sevdada, şenlikte, gülümserken Geçmişi unutma!
Piyanoda usul usul gezinen Güngörmüş yüreğin sesini Suyun yaşam dolu türküsünü Kızaran karanlığı Bitmez bir yankı gibi Acının çağrısını Geçmişi unutma!
Yurdunda ya da denizler ötesinde İşte, telaşta, gün ortası Uykusuz gecenin dehlizinde Göğün barışında, denizin ninnisinde Şiirde, çimende, bulutta Bir çift gözün ve bir gülün büyüsünde Geçmişi unutma!
Bıçak izi değil, yaralı onurun sesidir Gelip geçemez İşkencede yoldaş yüzüdür Gözden silinmez Kuruttular nice umut pınarlarını Kararttılar nice sevdayı, baharı Toprağın, şiirin, yüreğin düşmanı onlar Bir yürek varsa sende Onları unutma!
Kasım 1993 (Can Taşır Dicle adlı kitabımdan)
|
|
|
|