|
Şam’da kimyasal silah kullanıldı mı, kim kullandı?
|
2013-08-22 22:34
|
Kemal Burkay
|
|
Dün (21 Ağustos Çarşamba günü) Suriye ordusunun Şam’ın bazı mahallelerine karşı kimyasal silah (zehirli gaz) kullandığı, bunun sonucu binin üstünde kişinin öldüğü, binlercesinin ise yaralandığı ileri sürüldü. Bu iddia muhalefetten geldi ve bunun kanıtı olarak medyaya bir dizi resim yansıdı.
Ancak Suriye hükümeti hemen bu iddiayı yalanladı. Ardından İran ve Rusya bu olayın rejime karşı savaşan muhalefetin bir provokasyonu olduğunu ileri sürdüler.
Şimdi uluslararası kamuoyunda yoğun biçimde bu konu tartışılıyor. Suriye’de gerçekten kimyasal gaz kullanıldı mı? Kullanıldıysa kim kullandı, hükümet mi, El Nusra türünden bir örgüt mü?
Öncelikle böyle bir eylem oldu mu? Bunu tespit etmek zor değil. Ölü ve yaralı binlerden söz ediliyor. BM gözlemci heyeti zaten Şam’da bulunuyor. Kimyasal silah sonucu öldüğü veya yaralandığı söylenenlerin bir bölümü üzerinde inceleme yapılarak pekâlâ gerçek anlaşılabilir.
Öte yandan, gerçekten kimyasal gaz kullanılmış da bu boyutlarda bir kayıp varsa, bu acımasız eylemi kim yaptı?
Suriye iç savaşında her iki tarafın da acımasız olduğu malum. Savaş akıl almaz kanlı bir boğazlaşmaya dönüştü. Hükümetin elinde kimyasal silahlar var. Öte yandan böylesi bir silah muhalefetin eline de geçmiş olabilir. Nitekim, Reyhanlı olayının ardından Adana’da El Nusra örgütüne karşı yapılan bir operasyonda sarin gazı ele geçirilmiş ve örgütün büyük bir terör eylemine hazırlandığı açıklaması yapılmıştı.
Yorumcuların bir bölümü, Suriye hükümetinin kendisini zor duruma düşürecek ve belki de uluslararası bir müdahaleye yol açacak böylesine çılgınca bir eylemi yapması için neden olmadığını, Hükümetin iç savaşta son dönemde yeni mevziler kazandığını ve askeri bakımdan örneğin Şam ve Halep’te kontrolü büyük çapta sağladığını söylüyorlar. Yani o, kimyasal kullanacak kadar sıkışmış değil. Ayrıca son günlerde BM gözlemcilerinin tam da Şam’da bulunduğu bir dönemde bu pek de akla yatkın değil, diyorlar.
Muhalefete gelince, bu muhalefet içinde El Kaide’ye bağlı El Nusra Cephesi gibi, bu tür bir eylemi yapacak düzeyde gözü kara kesimler var. Bu muhalefet uluslararası güçlerin rejime karşı harekete geçmesi için böylesi bir provokasyona başvurabilir. Örneğin ABD, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanmasını kendisi bakımından kırmızı çizgi olarak ilan etmişti.
Nitekim Reyhanlı olayının arkasında da muhalefetin bulunma kuşkusu vardı.
Şimdi öncelikle yapılması gereken BM’nin gecikmeden gerekli araştırmayı yapıp hem kimyasal silah sonucu böylesi bir kıyımın gerçekleşip gerçekleşmediğini, hem de eğer gerçekleşmişse onun sorumlusunu ortaya çıkarmaktır.
Bu işin bir yanı. Diğer yanına gelince… Görüldüğü üzere Suriye iç savaşı günden güne kanlı bir hal alıyor. Daha şimdiden yüz bini aşkın insan savaşta hayatını kaybetti, milyonlar sürgün yoluna düştü, kentler, kasabalar, köyler viran oldu. Savaş yangını komşu ülkelere de sıçradı ve bölgeyi bir bütün olarak tehdit ediyor. BM Örgütü ve diğer uluslararası kurumlar, büyük güçler, bir an önce bu yangını söndürmek, soruna barışçı bir çözüm bulmak için harekete geçmeli.
Silahlar susturulup taraflar bir görüşme masasında bir araya gelmeli. Cenevre konferansı bir an önce toplanıp barışçı bir çözüm için çalışmalı.
22 Ağustos 2013
|
|
|
|