|
Siyaset Bunaltınca
|
2017-03-11 18:19
|
Kemal Burkay
|
|
Bazen siyaset bunaltır adamı. Hatta bazen değil, sık sık bunaltır. Hele bu ülkede…
Televizyonu açarsın hep aynı adamlar… Sabah, öğle, akşam; günün 24 saati! Cümle televizyonları esir almışlar… Ne çok konuşuyorlar tanrım, ne çok!
Gazeteleri açarsın yine onlar; esir almışlar…
Öfke, tehdit, yalan yağmuru…
Ne demişti Nazım: “İnsanları sözle besliyorlar, domuzları patatesle…”
Ama sopayla eğitiyorlar…
Muktediri-Muhalifi, kamplarını kurmuş, kutuplarına çekilmişler. Zehirli okları birbirlerine çevrik…
Dudaklardan dökülen, kalemlerden damlayan, fikir değil, önyargı. Ezberler savaşıyor…
Siyaset siyah-beyaz… Daha doğrusu, ya siyah, ya beyaz…
İçerde herkes herkesle kavgalı. Dost veya yandaş değilse düşman; ortası yok…
Birileri barış fidanını sökerken ötekiler terör ekiyor; Ortadoğu’nun en bereketli bitkisi…
Dışarıda ise konu komşu, uzak-yakın, cümle alem bir gün dost, bir gün düşman… Tanrım, meğer ne çok düşmanı varmış bu ülkenin!..
Nerdeyse “Yüz Atlı” atlarına binip Tuna boyunda sefere çıkacaklar! Viyana kapılarına, Cebel-i Tarık boğazına…
Bazen düşünürüm: Acaba lanete mi uğramış bu ülke?..
Hani “boykotçu” arkadaşlar gibi, “uğradıysa uğrasın, bana dert mi?!” diyemiyorum. Ben de (biz de) bu gemideyiz. Batınca hepimiz birlikte batacağız. Yanınca birlikte yanacağız.
Yalnız “bizim mesele” (hani şu mesele!) değil, bu ülkenin bütün meseleleri beni ilgilendiriyor, trafiği bile…
Şoförü-yayası kural dinlemeyince ortalık kan gölüne dönüyor. Ben de bazen o araçlarda yolculuk eden, bazen kaldırımlarda yürüyen biriyim…
Evet, siyaset bazen bunaltır adamı. Hatta bazen değil, sık sık…
Böyle durumlarda ya doğaya sığınırım, ya şiire… Doğa da şiir de huzur verir bana; siyaset oklarının açtığı yaralara merhem gibi gelir.
Bazen doğayı anlatan bir şiiri dost ve okurlarımla paylaşırım.
Bazen bir rubaiyle, bir şiirle öfkemi dağıtırım.
Ne demişti Mevlana: “Her lafa verecek cevabım vardır; ama bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım, adam mı diye…”
Benim de siyaset meydanındaki bu tür laflar ve bu tür adam olmayanlar için yedekte bir şiirim hep bulunur. İşte onlardan biri:
SANA DÜŞMAN GEREKMEZ
Bunca öfke, bunca kin Bunca haset Sana düşman gerekmez Düşmanın yüreğinde
Önyargılarına tutsak olmuşsun Sana zindan gerekmez Prangalar beyninde
Gözlerin gerçeğe kör Kulağın sağır Kapalı bir kutusun Ne ses, ne söz gerekmez
Ocak 2016
|
|
|
|