|
BALIK HAFIZASI
|
2018-10-13 18:18
|
Kemal Burkay
|
|
Görüp yaşadıklarını tez unutan insanlara “balık hafızalı” denir.
Böyleleri iyi ya da kötü nitelikteki işleri de çabuk unuturlar. Bu nedenle hem iyi ile kötü arasında kıyas yapamazlar, hem geçmişten ders almazlar.
Peki, balıkların hafızası böyle bir şey midir? Diğer bir deyişle bu denli zayıf mı? Hiç sanmam. Belki de balıklara haksızlık ediyoruz.
Aptallara “eşek” , bönlere “öküz” diyerek eşek ve öküzlere haksızlık ettiğimiz gibi… Aptal ve düşük zekâlı kişilere “kuş beyinli” dediğimiz gibi…
Oysa eşekler ve öküzler doğaya uygun yaşarlar ve hiç de sandığımız kadar aptal veya bön değiller. Kurban bayramlarında boğaların bıçak altına yatmamak için nasıl direndiklerini, kaçtıklarını, ortalığı birbirine kattıklarını hatırlayın. Kuşlar ise, uçmak dahil, doğa tarafından harikulade yeteneklerle donatılmışlardır. Bu yeteneklerle emin yerde iyi bir yuva yapmasını bilir, kendilerini türlü tehlikelerden dikkatle korurlar; her an tetiktedirler.
Peki balıklar, onlar bu zayıf hafızalı nitelemesini hak ediyorlar mı? Bunun kanıtları ne? Oltaya takılmak mı?
Bir balık oltaya takılınca bunu hayatıyla öder. Ama bu genellikle balığın hayatında bir kez olur. O, bir oltaya takılı yemi yutar ve bu ilk hatayı yapınca da bir daha kurtulma şansı yoktur. Diğer bir deyişle balığın deneyim kazanma, hatayı tekrarlamama şansı yoktur. Eğer bu şansı olsaydı ve oltaya tekrar tekrar takılsaydı, onu zayıf hafızalı diye niteleyebilirdik.
Eşek için bile “çamura bir kez daha girmez” derler… Ben kendi hayatımda, çocukluk yıllarımda bunu yaşadım. Bindiğim, ya da ipini tuttuğum eşeğin veya katırın batak bir yere gelince, oradan geçmemek için nasıl inatla direndiğini gördüm.
Hani “eşek inadı” sözü de boşuna söylenmemiştir, o tam da böyle durumlar içindir…
Peki ya insanlar öyle mi? Onlar, hayret uyandıracak biçimde çamura tekrar tekrar girer, oltayı tekrar tekrar yutarlar. Sözde aklın ve deneyimin çoğu insan için bir işe yaramadığına, onların geçmişten ders çıkarmadıklarına, kurnaz ve düzenbaz kişiler tarafından tekrar tekrar aldatıldıklarına çok tanık olmuşuzdur.
Böyleleri iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, haklıyı haksızdan ayıramaz, çoğu kez her kesi aynı kefeye koyar ve aldanırlar.
Böylelerine “balık hafızalı” deriz. Ve böyle demekle aslında balıklara haksızlık etmiş oluruz.
Görüldüğü üzere bu tür unutkanlık, bu zaaf insanların kendi kusurudur, ne balıkların, ne kuşların…
Ve insanlardaki bu unutkanlık, bu kıyas zaafiyeti onların sosyal yaşamda, hele hele siyasette doğru yolu bulmalarını engeller. Hele hele bir de beyinleri yıkanmışsa doğru yolu seçmek daha da zordur.
Beyni yıkanmış kişi robot gibidir, seçim hakkı elinden alınmıştır.
Hayvanlar hiç değilse beyin yıkamasını bilmezler ve onların beynini yıkamak insanlarınki kadar kolay değildir. Her ne kadar evcil hayvanları, özellikle de köpekleri koşullandırmak mümkünse de…
Ben şu uzun siyaset hayatımda, balıklardaki değil, ama insanlardaki “balık hafızasının” onları doğru yola yöneltmekte ne büyük bir engel olduğunu çokça görüp yaşadım…
Ne yazık ki gerçek böyle!
Son zamanlarda birileri sık sık yurtsever güçlerin birliğinden söz edince ve birileri de, uzak geçmiş bir yana, ama en azından şu son 30-40 yıl içinde olan biteni, kimin birlik için canı gönülden çalıştığını, kimin ısrarla ve inatla birlikten kaçtığını hatırlamayıp yaşanan durumdan herkesi sorumlu tuttukça, diğer bir deyişle suyu getireni de testiyi kıranı da aynı kefeye koydukça, hatta kimin hem birlikten söz edip hem de olan örgütleri de bölüp dağıtmakla iştigal ettiğini görmedikçe işte bu “balık hafıza” meselesi aklıma gelir.
Evet, kimi insanlar balık hafızalı olmasa işimiz çok daha kolay olurdu. Ve böylelerinin sayısı ne yazık ki az değil.
13 Ekim 2018
|
|
|
|