|
OKUDUĞUNU ANLAMAYANLAR VEYA BİLE BİLE ÇARPITANLAR ÜZERİNE
|
2021-09-03 12:03
|
Kemal Burkay
|
|
Üç gün önceki “Face’teki Bazı Modalar Üzerine” başlıklı yazım, birilerini rahatsız etti. Bunların tepkileri yazımın altındaki yorumlara da yansıdı.
Bu yorumlardan bazılarına sıcağı sıcağına cevap verdim, yanlış anlamaları gidermeye çalıştım. Ama bazıları, yanlış anladıkları için değil, bile bile yazımı çarpıttılar, ondan söylemediğim anlamlar çıkararak şamata kopardılar. Kimileri de yazımı okuyup anlama zahmetine bile katlanmadan bu yalan ve çarpıtmaları doğru gibi kabul edip onların kervanına katıldılar.
Ben güya yazımda “Geçmişte Kürt milliyetçiliğini” bozguna uğrattık, demişim… Oysa yazı son derece açık. Onu okuyan ve okuduğunu anlayan iyi niyetli hiç kimse böyle bir iddiada bulunamaz.
Ben yazımın başında son dönemde bazı Kürt çevrelerinde bir modaya dönüşen ve sosyal medyaya yansıyan kimi yanlış görüşlerden söz ediyorum. Birçok kişi ağzını açtığında, Kürt davasını savunma adına, sosyalizme ve sosyalistlere atıp tutuyor. Sanki sosyalistler Kürt halkının birliğini ve özgür olmasını engellemiş!.. Birçok kişi ağzını açtığında “demokrasi istemi Kürtleri ilgilendirmez, Kürtlerin davası başka!” diyor… Birçok kişi ağzını açtığında “halkların kardeşliğini” savunanlara öfkeleniyor.
Kürt milli davası adına ileri sürülen bu görüşler yanlış ve Kürt halkının haklı davasına büyük zararlar veriyor. Bu nedenle bu yanlış görüşleri teşhir edip ilerici ve yurtsever çevreleri uyarmayı bir görev saydım. Yazımda, geçmişte de bu türden modaya dönüşen yanlış görüşler vardı ve biz onlarla mücadele edip bozguna uğrattık diyorum.
Diğer bir deyişle, “bozguna uğrattık,” dediğim, bu bayların ileri sürdüğü gibi “Kürt milliyetçiliği” değil, bu perde altında ileri sürülen yanlış görüşlerdir.
Bunu yaparken yaban arısı kovanına çomak soktuğumun da farkındaydım ve gelebilecek tepkileri hesapladım. Bir başka deyişle böyle bir saldırıyı bekliyordum.
Uzun siyasi hayatımda yüz yüze olduğum ilk saldırı, ilk itibarsızlaştırma kampanyası değil bu. Arkadaşlarım ve dostlarımla birlikte bunu da göğüslerim.
İçlerinde iyi niyetli bazı eleştirileri, edeplice dile getirilmiş farklı görüşleri bir yana koyalım, ama işi küfür ve hakarete vardıran kişilerin bu öfkeli tepkisi nedensiz değil. Çünkü onlar sözünü ettiğim yanlışların tam merkezindeler. Sosyalistlere atıp tutmaktan, Kürt halkının içinde bulunduğu zor durumu, bölünmüşlük halini onlara yüklemekten zevk alıyorlar. Demokrasi istemlerine, bunun için yürütülen mücadeleye dudak büküyor ve bunu da Kürt davasına zarar veren bir çaba gibi göstermeye kalkışıyorlar. Kürt halkına baskı uygulayan devlet mekanizması ile kendileri de bizzat kendi egemen sınıflarının sömürü ve baskısına uğrayan, bu halleriyle Kürt halkına müttefik olabilecek komşu halkları birbirinden ayıramıyor ve tümünü düşman safına koyuyorlar. Bu halkların dostluğunu kazanmak için çaba göstermenin önemini kavramıyorlar.
Buna karşı sessiz kalınabilir mi?
Şimdi oturup şu 60 yıl boyunca biz Kürt sosyalistlerinin Kürt halkını her türlü sömürü ve zulme karşı aydınlatmak, kitleleri bilinçlendirip örgütlemek için yürüttüğümüz mücadeleyi, ulusal güçlerin birliği için yıllar boyu sürdürdüğümüz çabaları, demokrasi mücadelesinin Kürt halkı için de önemini, yan yana yaşadığımız halkların ilerici güçleriyle dayanışmanın gereğini ve önemini uzun uzun yazacak değilim. Bu abesle iştigal olur. Yapılanlar ortada. Benim 3000 sayfaya ulaşan beş ciltlik anılarımda son 80 yılın hikâyesi var. Ama bu önyargılı kişilerde, bırakın bu kitaplardan birini bile okuyup gerçekleri öğrenme çabası, iki sayfalık bir yazıyı okuma sabrı ve anlama iyi niyeti bile yok.
Bu baylar, uyarılar üzerinde düşünüp onlardan ders çıkaracaklarına, öfke ile saldırı pozisyonuna geçiyorlar. Ama bu dertlerine derman olmaz.
Onlar bu anlayışlarıyla kitlelere doğru yolu gösteremez, ulusal birliğe katkı sunamaz, Kürt davasına dost kazanamazlar. Tersine olan dostları da kaçırtırlar.
3 Eylül 2021
|
|
|
|