|
EKONOMİK VE SOSYAL KRİZİN TEMEL NEDENLERİ VE ÇÖZÜM YOLLARI
|
2022-06-21 19:40
|
Kemal Burkay
|
|
Türkiye şu dönemde büyük bir ekonomik kriz yaşıyor ve bunun nedenleri iktidar bloku ve muhalefet arasında yoğun biçimde tartışılıyor.
Türkiye 1990’lı yılların sonunda, 2000’li yılların başında da böylesine derin bir ekonomik kriz yaşamış ve bu kriz o dönemde iktidarda olan partilerin hızla yıpranıp baraja takılmalarına, AK Parti’nin de iktidara gelmesine yol açmıştı.
Şimdi AK Parti de benzer bir durumla karşılaşacak mı, en azından bu kriz onun 20 yıl süren iktidarının sona ermesine yol açacak mı? Önümüzdeki seçimler, eğer bir kaza belaya uğramazsa ne olacağını göreceğiz. İktidar blokunun (AKP ve MHP’den oluşan Cumhur İttifakı) bir hayli yıprandığı açık. Bunun tek nedeni ekonomik kriz olmasa bile, onun önemli bir neden olduğuna şüphe yok
Muhalefetin ekonomik krize gösterdiği nedenler arasında yolsuzluklar, kötü ekonomi yönetimi, örneğin izlenen faiz politikası ve benzeri şeyler var. Ama kanımca, 1990’lı yılların sonundaki ekonomik kriz gibi bu ikincisinin de asıl nedeni söylenenler değil.
Bence Türkiye’nin yalnızca-son 20-25 yılda değil, son 50 yılda, hatta son yüz yılda yaşadığı ciddi ekonomik ve sosyal krizlerin temel nedeni şunlar:
1- Kürt sorununa adil bir çözüm bulunmaması ve bu konuda izlenen, şiddete dayalı yanlış politika;
2- İnsan hak ve özgürlüklerinin çağdaş standartlarda var olmayışı ve yine kitlelerin hak ve özgürlük taleplerinin şiddetle bastırılışı.
Her iki nedenle de Türkiye barıştan ve demokrasiden yoksun kaldı. Gelip geçen yönetimler Kürt halkının ve emekçi kitlelerin özgürlük ve demokrasi taleplerini bastırmak için şiddete başvurdular.
27 Mayıs darbesi, ardından gelen 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleri bunun en belirgin örnekleridir. Tüm bu darbelerde mevcut parlamento ve hükümetler de feshedildi, yöneticiler zindana gönderildiler. Kürt aydınları ve yurtseverleri, bunun yanı sıra ülkedeki solcu ve ilerici kesim; gençler, aydınlar, yazarlar, sendikacılar; yani emekçilerin temsilcileri cezaevlerine dolduruldu, işkenceden geçirildi. İdamlar ve yargısız infazlar, kıyımlar birbirini izledi.
Militarizm güçlendi. Ülkenin kaynakları silahlanmaya ve çatışmalara gitti
Salt şu son 50 yılda, Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşta Yüz milyonlarca değil, trilyonlarca dolar harcandı. 60 bin dolayında genç insanımız –Kürt ya da Türk- bu savaşta yaşamını yitirdi. Kürdistan’da binlerce köy, onlarca kent ve kasaba yakılıp yıkıldı, yerle bir edildi. Milyonlarca insanımız köylerini kentlerini terk edip bölgedeki Diyarbakır, Van gibi büyük kentlere, daha çok da Batı’ya, İstanbul, İzmir, Ankara, Çukurova gibi merkezlere göç ettiler. Bu nedenle hem kendileri işsizlik ve açlıkla yüz yüze kaldılar, hem de söz konusu merkezlerdeki sosyal ve ekonomik sorunlar daha da büyüdü.
Yine bu nedenle, yani bölgede köyler boşaldığı, tarım ve hayvancılık yapılamadığı için, Türkiye’nin yanı sıra, birçok Ortadoğu ülkesinin et, peynir, yağ, yün gibi hayvan ürünleri deposu olan bölgede söz konusu üretim büyük ölçüde durdu ve Türkiye bu alanda da ciddi sıkıntılarla yüz yüze kaldı.
İşte Türkiye’de yaşanan ekonomik ve sosyal krizlerin temel nedeni budur.
Eğer Kürt halkının haklı talepleri eşitlik temelinde, yani adil biçimde çözülse–ki bize göre federal çözüm tam da böyledir- o zaman, Osmanlı’nın son dönemi bir yana, Cumhuriyet döneminde Kürt halkıyla bunca sorun, çatışma yaşanmaz, bunca kan dökülmez, ülkenin kaynakları savaşa ve şiddete gitmez, trilyonlar ülkenin kalkınması için harcanır ve ülkeye barış gelirdi.
Bunun yanı sıra, temel insan hak ve özgürlükleri çağdaş standartlarda, örneğin AB ölçülerinde benimsense; örgütlenme, düşünce, basın ve inanç özgürlükleri tanınsa, emekçilere, solculara, ülkenin aydınlarına bunca zulüm yapılmaz, ülkede gerçek bir laiklik geçerli olur, inanç ayrımından ve baskıdan kaynaklanan Alevi sorunu ve benzer inanç sorunları da olmazdı.
Türkiye’ye barışı ve demokrasiyi getirecek, ülkeyi ekonomik ve sosyal gelişme yoluna sokacak politika budur.
Böyle bir ülkede böylesine büyük ekonomik krizler yaşanmaz ve kitleler işsizlik ve yoksulluktan bunalmaz.
Ama tüm olup bitenlere, bunca acı tecrübeye rağmen ülkenin iktidar ve muhalefetteki başlıca partileri, şaşırtıcı biçimde işin bu tarafına hiç dokunmuyorlar. Kürt sorununda izlenen yanlış politikadan, bunun yol açtığı ekonomik ve sosyal yıkımdan, kirli savaşa giden yüz milyarlardan ve trilyonlardan söz etmiyorlar. Yüzyılı aşkın süre emekçilere uygulanan ağır baskılardan, insan hak ve özgürlüklerinin yokluğundan söz etmiyorlar.
Bu ülkede yaşanan büyük ekonomik krizlerin de, diğer temel sorunların da nedeni işte izlenen söz konusu yanlış politikalardır ve işin püf noktası budur.
Baylar, bayanlar, gelin bu yanlış politikalardan dönelim, sorunlarımızı uygarca, eşitlik ve adalet temelinde çözelim; öyle ki ülkeye özgürlük, barış ve demokrasi gelsin.
21 Haziran 2022
|
|
|
|