|
EY İNSANOĞLU, KENDİNE GEL!- 2. Bölüm UYGARLIK VE BARBARLIK
|
2024-02-26 13:00
|
Kemal Burkay
|
|
Dünyamız, şu uçsuz bucaksız uzayda, hayatın olduğu bir gezegen. Hem de hayvan ve bitki olarak çok çeşitli, çok renkli bir hayatın olduğu…
Henüz güneş sisteminden uzaklara gidemediğimiz için uzayda benzer biçimde hayatın olduğu yerlere tanık olmadık; ama böyle gezegenlerin olabileceğini tahmin ediyoruz. Belki de çok sayıda. Bir şiirimde şöyle demiştim:
Hayatın şarkısı hep olacak olacak dostum Sen olsan da olmasan da Bu gezegende ya da başkasında Bin bir çeşit canlı, bin bir çeşit renk Belki düşlerimizin ulaşamayacağı kadar uygar Belki bizden daha barbar
Kendi gezegenimizde hayatın şarkısı hep olacak mı? Aslında bu tartışılır. Çünkü dünyamızda hayat, elbet kendi kişisel serüvenimizden çok daha sonra da devam edecek; ama sonsuz değil. Sonsuz zamanda güneşin ve dünyamızın ömrü şu anda birkaç milyar yıl; birkaç milyar yıl daha da süreceği söyleniyor. Yani güneşin ve onun yanı sıra dünyamızın da ömrü sonsuz değil.
Evrende hayatın olduğunu düşündüğümüz başka gezegenlere gelince… Geçmişten bu yana dünyamızı ziyaret eden uzaylılardan hep söz ederiz. Ama bunlar bir söylence olmaktan öteye gitmiyor. Onlar acaba “düşlerimizin ulaşamayacağı kadar uygar” mı, yoksa “bizden daha barbar” mı? İkisi de olabilir.
Okur, “bizden daha barbar” belirlemesine de dikkat etmiştir. Ama çoğu insan böyle düşünmez. Onlar insanlığın çok daha önceki dönemlerde uygarlığa geçtiğini hele şu dönemde ileri bir uygarlık aşamasında olduğu görüşündedir.
Buna göre insan, aklı sayesinde ve “alet yapmasını bilen hayvan” olarak öteki hayvanlardan ayrıştı; kazmayı-küreği, tekerleği keşfetti; yenebilir bitkileri ekip çoğalttı, hayvanları ehlileştirdi, ağaç kovuğundan, mağaradan çıkıp kendisine barınaklar yaptı, yazıyı buldu, bu ve benzer becerileriyle uygarlaştı…
Hele hele, otomobili, treni yaparak karada atlardan, buharlı gemiler, denizaltılar yaparak suda balıklardan, uçaklar yaparak havada kuşlardan hızlı yol alır oldu.
İyi güzel de, ya bunların yanı sıra yaptığı kılıç, mızrak; barut, top-tüfek; tanklar, savaş uçakları, füzeler; atom ve hidrojen bombaları… Bunlar ne işe yarıyor?..
İnsanlığın tarihi nerdeyse başından bugüne aynı zamanda bir savaş tarihi, diğer bir deyişle saldırı, yakma, yıkma, öldürme, yağma ve talan tarihi oldu. Yapılan güzel işlere acımasız bir şiddet eşlik etti. Günümüzde savaşlar çok daha acımasız, çok daha yıkıcı…
Bunu yapan insanlara uygar denebilir mi?
Gelecek yazımda bu konuya devam edeceğim.
25 Şubat 2023
|
|
|
|