|
Yetenek-sizsiniz PKK
|
2012-09-04 10:04
|
Yıldıray Oğur
|
|
Üç at, iki eşek, bir katır, 20 koyun-keçi. 22 gün bir ahırda aç kalan hayvanların son hâlini gösteriyor televizyon.
Burası Şemdinli’ye bağlı Qelaşk (Günyazı) köyü. Televizyon mikrofonuna konuşan yaşlı adam ağlamaklı. “Aslında biz ne gerilla ne asker gördük, şuradaki ağaca bir kurşun isabet etti, o kadar” diyor ama yine de çatışmalardan kaçıp şehre gitmiş. Yarın dönerim diye de hayvanlarını ahıra kilitlemiş. Kimse ona adına Devrimci Halk Ayaklanması başlatıldığını söylememiş anlaşılan. Tam 22 gün sonra dönebilmiş köyüne.
Önceki gün Selahattin Demirtaş’ın açıklamasından öğreniyoruz ki meğerse hayvanların ahıra kilitli kaldığı o köyün de içinde olduğu 400 kilometrekarelik alan uzun süredir PKK’nın kontrolündeymiş.
İki gün aç kalan minik kedilerin sesi bile bir mahalleyi gece ayağa kaldırmaya yeter. 22 gün açlık ve susuzluk çeken atların, eşeklerin, katırların seslerini düşünün.
Herhalde gürültüden uzun süredir kontrolleri altındaki köydeki ahırdan yükselen hayvan bağırtılarını duymadılar. Yoksa PKK, alan hâkimiyeti sağladığı 400 kilometrekarelik alanda bir ahırın kapısını bile açamayacak bir örgüt mü?
1 ekimde Meclis açılana, PKK kışlığa çekilene kadar yaz kampında gerillacılık oynayacakları anlaşılan BDP’nin eşbaşkanı Demirtaş’ın PR’ını yaptığı bu alan hâkimiyetinin pek kimseye bir faydası yok anlaşılan. İnsan merak ediyor. Bu bir ayda o 400 kilometrekarede acaba ekmek fiyatlarını PKK mı belirledi, peki evlenenler imam nikâhının üstüne resmî nikâh yerine devrim nikâhı mı yaptı?
Yoksa 400 kilometrekare boyunca dağa taşa hâkimiyet için onlarca gerilla canını vermedi herhalde. Peki, ya dağdakinin silahıyla ovadakine hava atan bir savaş PR’cısı gibi konuşan Demirtaş, “PKK her yere hâkim, devlet bir şey yapamıyor ki” çocuksu sevincinin devleti yeni operasyonlar için kızıştırmaktan, daha çok ölüme davetiye çıkarmaktan başka ne işe yarayacağını düşünüyor olabilir?
Bu elde kalmış malını satmaya çalışan tüccar usulü fazla reklam kokan açıklamalardan tek bir sonuç çıkıyor aslında. Evet, PKK’nın devrimci halk savaşının her şeyi var. İstanbul’dan Ankara’ya uzanan 400 kilometrekarelik kurtarılmış bölgesi, cephede ne muzaffer bir orduları olduğunu anlatan genel başkanları, “ordularımızın top sesleri Polatlı’dan duyuluyor” haberleriyle elini korkak alıştırmayan medyası, Batı’da “Şemdinli’de neler oluyor” diye sorup sorup harareti yükselten aydın desteği. Ama bu devrimci halk savaşının bir tek eksiği var: Halk yok.
Öcalan aylar önce bunu görüp görüşme notlarında PKK’ya kaç kere “Yapabiliyorsan Diyarbakır’da yap, ama bu eski gerillacıkla olmaz Devrimci Halk Savaşı” diye seslenmişti.
En son görüşme notundaki sözlerini müzakereci demokrat avcıları savaş çağrısı zannetti/sundu. Hâlbuki orada konuşan 90’larda Türkiye içinde Botan-Behdinan Savaş Hükümeti bile ilan etmiş bu örgütü en iyi tanıyan lideriydi. Şu sözler (tabii bunlar sansürsüz versiyondan) İmralı-Kandil arası gidip gelen mektuplarda “müzakereyi boş ver, devrimci halk savaşı yaparız, bu işi hallederiz” diyen Kandil’e “aynı aptallığı bir daha yapma” demekten başka türlü nasıl yorumlanabilir:
“Kandil’de, o ucuz eskiden 30 yıldır, bu ucuz sahte bir türlü gerilla tarzı tutturamayan şeye de son vermek zorunda. Ben halk savaşını yapmaya hazırım diyor, yap. Bir hafta içinde yapmazsan senden alçağı yoktur... Bir de KCK’yı uyarıyorum. Mektubunda şunu söyledi, bu cümleyi de kendileriyle sözlü konuşun. Bak! Bana ikide bir mektupta yazacağınıza ne ... yiyecekseniz yerseniz, dersiniz. Hazırız her türlü şeye, hazırsan hazırlığını hayata geçir beni ilgilendirmez. Ya bunu şantaj olarak değerlendiriyorum. Yani KCK şantajı! Savaşacaksan savaş bana ne ya! O seni ilgilendirir, tabii görevin.. Şimdi mektupta şöyle yazıyor, yani yani bunu anlamanız için söylüyorum; ‘Eğer Devlet, işte Hükümet bizim şeyimizi yapmazsa biz de hazırlıklıyız, her an büyük savaşa başlayabiliriz’, mektubundaki.. Yap! Salak!” Son sözleri “Kandil beni taşeron olarak kullanıyor” olan Öcalan 15 temmuzdan itibaren Devrimci Halk Savaşı’nı bitirdiğini açıklamıştı ki tesadüfün böylesi 14 temmuzda Silvan oluverdi.
Öcalan yine haklı çıktı. Geçen hafta KCK’nin yönetim kurulu üyelerinden Bozan Tekin, devrimci halk savaşının serhildanlarla desteklenmesi çağrısı yaptı. Yani özetle “Devrimci savaş var ama halk nerede” diye sordu.
Halk nerede mi?
Bir adres vereyim. 8 eylül günü İstanbul’da olacaklar. Sonra sırasıyla Diyarbakır, Van, Mardin, Mersin, Batman, Hakkâri, Muş, Ağrı, Kars, Tunceli, Şanlıurfa’da. Binlerce Kürt gencin katılması bekleniyor. Yok hemen “kaos planı” diye yasaklamayın. Erbil’de yayın yapan Zağros Tv’nin Kürtçe Yetenek Sizsiniz programı “Min Ciyavaz im- Ben Farklıyım”ın elemeleri için toplanacak gençler. Şimdiden binlerce başvuru var. Devrimci Halk Savaşı sürerken Diyarbakır’da binlerce genç Osman Baydemir’in de destek verdiği elemelerde farklılıklarını ve yeteneklerini ortaya koyacak. Üç at, iki eşek, bir katır, 20 koyun-keçi. PKK’nın hâkimiyeti altındaki topraklarda kilitli oldukları bir ahırda bağıra bağıra öldüler. PKK, Kürdistan’ın 400 kilometrekaresinde dağlara, taşlara hâkimim diye böbürleniyor ama galiba “Ben farklıyım” diyen Kürt halkı üzerindeki alan hâkimiyetini kaybediyor. 2012 yılında hâlâ Şaban taklidi yapmaya çalışan PKK artık pek komik değil. Ne diyelim galiba yetenek-sizsiniz... 30 Ağu. 12, Taraf
|
|
|
|