|
Bırakın Cumhuriyetlerini Kutlasınlar
|
2012-10-25 20:33
|
Yıldıray Oğur
|
|
“Cumhuriyetin ilanını kutlamak isteyen göstericiler polisle çatıştı, gazlı ve tazyikli suyla dağıtılan grup Harbiye Marşı söyleyerek ara sokaklara kaçtı, lastik yakan grup ‘Atatürk’ün izindeyiz’ diye bağırdı. İzmir’de Kemalist terör örgütüne yönelik operasyonda...”
Şimdilik bu kadar olmasa da 29 ekimde yasa dışı gösterilerle kutlanacak bir resmî bayram bekliyor bizi.
Bu yüzden birkaç gündür neredeyse artık kıymeti bilinmediği için söylenen eski bir Yeşilçam yıldızı, gazino assolisti kadar küskün ve öfkeli Kemalist gazeteler. Bir zamanların hepimizi aydınlatmaya, eğitmeye, çağdaşlaştırmaya ant içmiş elitlerin kibirli dili yerini, neredeyse kültürlerine saygı isteyen bir azınlığın mağduriyet diline bırakmış durumda.
Ama bunu kendileri istedi.
Cumhuriyeti diğerleriyle paylaşmamaya, onu demokratikleştirmeye yanaşmadılar, sonunda ellerinde küçük ama bizim bir cumhuriyet nostaljisinden başka bir şey kalmadı.
Bugün içinde cumhuriyet geçen cümlelerin hepsi bize negatif şeyler söylemek için kuruluyor. Negatif ve geçmişle ilgili cümleler bunlar. Bizi bir hatırayı korumaya, yaşlı bir adama hürmet göstermeye çağıran cümleler. Gelecekle ilgili hiçbir şey vaat etmeyen cümleler. Ama en çok itham eden, suçlayan, büyük harflerle yazılan öfkeli cümleler.
Kendi Perestroikasını ve Glasnostunu yapmamak için direnen Cumhuriyet, ülkenin resmî adından marjinal bir ideolojinin adı olmaya doğru hızla irtifa kaybetmekte.
Cumhuriyet bugün artık bu ülkenin rejiminin adı değil. Cumhuriyet bugün bu ülkede bir muhalif grubun ve görüşün adı. Cumhuriyet, dindarların, liberallerin, Kürtlerin, azınlıkların yani halkın çoğunluğunun karşı cephesindeki şeyin adı. Onların ihanet ettikleri, yıkmaya çalıştıkları şey artık cumhuriyet.
Kemalizm’in en yılmaz kalemlerini artık devletin büyük gazetesi Hürriyet bile taşıyamıyor. En Kemalist emekli öğretmenler memleketin en ırkçı, en frapan, en lümpen gazetesinin manşetlerinde kendini bulabiliyor bugün.
Cumhuriyet’in en yılmaz savunucuları hukuk dışı işleri nedeniyle yargılanıyor. Silivri Anıtkabir’den sonra Kemalizm’in ikinci hac merkezi hâline geliyor.
Bugün Kemalizm’in en hararetli savunucuları Türkiye’nin kapaklarına bile bakılamayacak en ırkçı dergisini çıkarıyor. Atatürkçülüğün bundan 10 yıl kadar önce simgesi olmuş Anayasa Mahkemesi Başkanı ancak o derginin kanlı sayfalarında huzur buluyor.
Cumhuriyetçileri artık Cumhuriyet’in resmî bayrağı bile kesmiyor. Amerikan İç Savaşı’nda köleci Güneylilerin konfederasyon bayrağı neyse bugün Atatürk’ün kalpaklı resminin olduğu bayrak da o artık.
Dün Twitter’ına şöyle yazdı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu:
“Dün sırtını işgalcilere verip Cumhuriyet’in kuruluşunu engellemeye çalışanlar, bugün Cumhuriyet kutlamalarını yasaklamaya çalışıyorlar.”
Ortada yıldönümü kutlanacak hepimize ait bir cumhuriyet olmadığı bundan daha iyi nasıl anlatılabilirdi. Cumhuriyet’in kurulmasına karşı işgalcilerle işbirliği yapan “hainler” halkın yüzde 50’sinin oyuyla bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyor.
Kılıçdaroğlu haklı bu kesinlikle AK Parti’nin değil onun cumhuriyeti artık. Özellikle de onun. Dersim’i bombalamış bir cumhuriyetin en büyük başarılarından biri çünkü Dersimli Cumhuriyetçi Kılıçdaroğlu.
89 yıl sonra Cumhuriyet’ten geriye dededen kalma bir bakır bakraç kadar politik manası kalmış sembollerin korunmasıyla ilgili bir beka kaygısı ve o sembolleri irrasyonel biçimde de olsa korumaya kodlanmış öfkeli bir sempatizan kitlesinden başka bir şey kalmadı.
Bugün, Cumhuriyet’in altın çağına dönelim diyerek çözülecek hiçbir sorunu yok Türkiye’nin. 89 yıl sonra Cumhuriyet ideolojisi bugün Türkiye’nin sorunlarını çözmek için sırtından atmaya çalıştığı bir yük hâline geldi.
Cumhuriyet denince artık hepimizi ifade eden tek bir değer bile akla gelmiyor. Aksine Cumhuriyet bugün Türkiye’deki siyasi kavganın bir cephesinin adı. Bir kesim için artık Cumhuriyet ne olmadığının da adı.
Yani artık bu ülkeye söyleyecek hiçbir şeyi kalmamış Birinci Cumhuriyet bundan sonra muhtemelen yasadışı törenlerle, öfkeli yürüyüşlerde bağıran insanlarca, taşlı sopalı gösterilerle kutlanacak bir süre daha. Bir süre sonra Moskova’da her 17 ekimde toplanıp devrimi kutlayan yaşlı komünistler kadar kararlı bir azınlık kalacak geriye.
O yüzden bırakın Cumhuriyetlerini kutlasınlar. 89 yıl sonra bu cumhuriyetten geriye zaten kutlanacak ne kaldı ki...
------------------------------------------------
Taraf- 25 Ekim
|
|
|
|