|
Necla Çamlibel |
|
|
|
|
|
|
|
Bir şair, bir şiirle ülke-sini(leri) özgürleştirir bir zalim bir sözüyle binleri öldürtür
|
2021-04-20 12:20
|
Necla Çamlibel
|
|
Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu (ATYG) ve BALAD Şiir Vakfı’nın birlikte düzenlediği “Kemal Burkay ile Şiir ve Edebiyat Söyleşisi” 17 Nisan 2021 tarihinde saat 19:00’da (Avrupa saati ile - Tsi: 20:00) başlayan söyleşi, de Avrupa saatiyle 21:30"a kadar sürdü.
Bir salonda yüz yüze kapalı bir alanda değildi yapılan söyleşi, ancak onlarca insanı sosyal medya üzerinde aynı atmosferi salonlarda tıka basa yapılan okuma günlerinden daha sıcak, samimi ve verimli bir okuma günü olduğunu düşünüyorum. Herkes kendi bulunduğu ev ofis veya kendilerine ait ortamlarında, birbiriyle buluşması kendi başına bu yeni çağın bize erken adaptasiyonu halinde verimli çalışmalar içinde bulunmaya örnek teşkil edebilen nitelikteydi.
Bir kaç izelinimi paylaştıktan sonra, bu dinletiyle ilgili edindiğim notları siz okuyucularımla paylaşmak isterim. Çünkü oldukça kıymetli, kısa ve onlarca sayfayı dolduracak nitelikteki, gerek moderatörlüğünü yapan sayın Mevlüt Asar tabiki sayın Kemal Burkay"ın şiir edebiyattaki yerini ülkede gerek mensubu olduğu halkın etkilerini ve gerekse de ülkedeki Türk yazar, şair edebiyatçılar ve akademisyenler üzerindeki etkisin, o nezaketli, saygın tavırları ekranlara ve her katılımcının sözcük ve mimiklerine de yansımıştı. Tam da budur dedim o an, ülkemizin özgür olması, iki halkın kardeşçe yaşama şansı olsaydı tam da bu kadar daha fazla edebiyat,sanat kültür ve farklılıklarımıza rağmen zenginliklerimizi konuşma imkanı yakalayacaktı.
Gerek savunduğu politikalarıyla, şiirleriyle, edebi eserleriyle tüm ülke halklarının ve kendi halkının acılarını sevinçlerini, yaşama dair ne varsa güzel bir gelecek için barışın ve demokrasi dilini hiç bıkmadan yorulmadan sürdüren, şair edebiyatçı Kemal Burkay"ı okuyan ve takip edenlere yeni şeyler katığına inananlardanım. Dili dini, ırkı rengi, cinsi, ne olursa olsun. Kendini onun şiirleriyle diriltenler, onun yazdıklarıyla beslenenler azımsanmayacak düzeyde. Bu şiir ve edebiyat dinletisi bunun ufak ama kıymetli bir göstergesiydi.
Şunu da belirtikten sonra yazıma geçeceğim, iki üç saatlik bir şiir edebiyat söyleşisinde, sayın Muhside Arda hanımefendiyi tanımış olmak, Kürt alfabesi konusundaki sorusunu oldukça değerli buldum. Söz alıp konuşmak istedim ancak, o şiir ve edebiyat ortamını bozulmasına yol açmamak için, susmayı ve dinlemeyi sayın Muhsine Arda"nın sorusu ve Sayın Burkay"ın cevabını yazım da bulacaksınız. Sayın Muhside hanımla sosyal medyadan arkadaş olduk. Umarım bundan sonra kendisini yakınen takip eder, onun yazdığı edebi eserleri de en kısa zamanda okuma fırsatını bulurum. Ayrıca şu naçizane önerimi de kendisine buradan yapmak isterim. Eğer isterlerse, kendi anadili yasaklanıp, zorla öğretilen bir hemcinsi olarak, ayrıca başka dili kullanırken yazarken büyük bir keyifle yazan biriyim. Bir dilin bir insan, zenginlik olduğunu. Bunu yaşayarak tecrübe edenlerdenim. Bu nedenle de, eğer arzu etmesi halinde, seve seve anadilimi sizinle günlük konuşma da olsa, Kürtçe sözcükler, cümleler birlikte çalışarak az bir zamanda öğrenmesine yardımcı olmaktan onur duyarım. Konuşmasak da, şiirin ve edebiyatın birleştirici yönünde siz tüm katılımcılarla birlikte olmak çok keyifliydi ve değerliydi. Emeği geçen herkesi kendi adıma bir kez daha kutluyorum. Evet;
Söz konusu okuma gecesinin Modaretörlüğünü; Yazar,şair,eğitimci sayın Mevlüt Asar ve Cahide Ateş yaptılar. Ben konuşulanları olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum. Iyi bir şiir ve edebiyat dinletisinden geriye yazılı birşeyler bırakmaktı tüm yazmalar. Sayın Asar teknik konularda ve okumanın nasıl yapılacağı hakkında kimseyi yormadan, kısa bilgilendirmede bulundu şunları söyledi: „bu geceki dinleti üç bölüm halinde gerçekleşecek. Kemal Burkay şiirle olan ilişkisini, şiir ve siyaset, şiirle ilgili sunumdan sonra, ondan sonra sormak istediğimiz soruları soracağız. Eğer Kemal beyin değinmediği konular olursa, yönetici olarak ben soracam. Sonra konukların sorularını alacağız. Ve son bölümde sayın Kemal Burkay"ın bize bir kaç şiirleri okumasını diliyoruz.“ dedi.
Sayın Kemal Burkay konuşmasına; şiir ve edebiyatı severleri bir araya getirenleri, sanatçı, sanat severleri selamlayarak başladı. Edebiyatla oldukça küçük yaşta tanıştığını. Babam öğretmendi bu nedenle, erken yaşta Türkçe"yi öğrendim. Anadilim Kürtçe"ydi. Türkçe"yi erken yaşta öğrenmiştim. Erken yaşlarda edebiyat sever oldum. Ağabeyim de öğretmendi onun da olumlu etkisi oldu. Köy enstütülere gelen yayınları, gittiğim her yerde kütüphanenin iyi bir takipçisiydim. Yine, liseyi bitirdikten sonra daha o dönemde şiir ve hikayeler yazmaya başlamıştım. Öğretmenlik yıllarımda da sürdürdüm. Hukuk fakültesini bitirdiğimde ilk romanı mı yazdım. Birçok şiirim çeşitli edebiyat dergilerinde çıktı. Siyasete girince roman hikaye yazmayı bıraktım.
Onbir şiir kitabım var. 7 tanesi Türkçe 4 tanesi Kürtçe, ayrıca mizah romanı yazdım. Iki çocuk kitabı, iki tiyatro eseri Kürtçe ve Türkçe gezi notları, mizah hikayelerim yayınlandı. Siyasi yazılar teorik yazılarım toplam 70 eserim var. Üç bin sayfadan oluşan beş ciltten oluşan anılarımı yazdım. Edebiyatla tanıştığım zaman Kürtçe eserler hem kısıtlıydı, hem yasaktı hem de bulmak çok kolay değildi. 12 mart döneminde eser bulmak zordu. O dönemden sonra Kürtçe de yazmaya başladım. Hem Türkçe hem Kürtçeyi de, yani iki dilide rahat kullandım. Örneğin, yazdığım eserlerin otuza yakını anadilim Kürtçeyle yazdım. Yine edebi eserlerimin çoğu şiir, roman, hikaye, gezi notları, hikayelerden oluşuyor.
Şiirlerimden „Hêlîn“ şiiri ödül aldı. Bu aynı zamanda italyan dilinde bestelendi. Birçok şiirim müzik grubu ve sevdiğim sanatçılar tarafından seslendirildi. Bestelendi.
Dinletiye katılan, Türkçe bilmeyenleri de selamlayarak, edebiyat ve şiirle siyasetle ilişkisini özet olarak Kürt katılımcılar için anlattı.
Edebiyata neden Türkçe dilini seçtiğini ve verdiği eserlerini Kürtçe olarak da yayınlanığını yazım sürecindeki anadilininin yasaklanmasındaki zorluklarını ve anadilinin gelişimi konusundaki çabalarını anlattı.Ve konuşmasını şekilde sürdürdü:
„Edebiyata Türk diliyle başladım. Bu dili geliştirmek içinde, Türk dilini iyi kullanan ustaları okudum, örneğin, bunlardan sevdiğim Orhan Veli, Yaşar Kemal, Reşat Nuri Güntekin. Türk dilini iyi kullanan yazarları takip ettim. Ayrıca, Rus, Amerika, Fransız edebiyatın takip ettim. Dil ve tarih üzerine eser verdim Kürt ve Kürdistan isimli. Kürt dili üzerinde 1970 yıllarında ders niteliğinde eserim yayınlandı. Serbet şiir olarak başladım şiir yazarken. Rubailer de yazdım. İlk rubaimi yazarken 50 yaşındaydım.
Mevlüt Asar:„Şiir edebiyat üzerine. Aslında giriş konuşmanızı çok kısa tutsanız da, içine çok şey sığdırdınız. Şiir ve edebiyatla yolculuğunuz çocuk yaşlarda başlamış sürgün ve bu yaşa kadar sürmüş. Edebiyat ve şiirle olan ilişkiniz yaşamınızı nasıl etkiledi. Bir siyaset adamı, bir dilci, bir edebiyatçı olarak nasıl etkiledi. Özellikle şiirde?„
Ben başlangıçta edebiyatı düşünmüştüm. Yumuşak rahat ve akıcı konuşmasıyla sorulan soruları yanıtladı sayın Burkay, şunları aktardı, bu soruyla ilgili:
„Benim hayatım üzerinde düşünürken, ilgi alanlarından biri de fizikti, resimi de seviyordum. Edebiyata da eğilimim vardı. Lise ve üniversitede edebiyat eğitimi almak isterdim. Devam zorunluluğu olmadığı için hukukçu oldum. Asıl eğilimim edebiyattı.
Siyaseti de düşünmüyordum. Ancak, bizim ülkemizde halkımızın yüz yüze olduğu sorunlar o kadar ağırdı ki, bir aydın olarak siyasetin dışında kalmak çok zordur. Biz bir kuzey ülkesinde yaşayan insanlar değiliz.
Bir İsveç‘te, Norveç‘te Danimarka‘da olsaydım belki sadece edebiyat ve şiirle ilgilenirdim. Ancak halkımızın emekçi halkımızın, kadınların, hem de Kürt halkının sorunları. Ben Kürt aileden geliyorum, Kürdüm. Hem sosyal olaylarla karşılaştım hem de Kürt halkının mensubuyum. Halkımın sorunlarına duyarsız kalamazdım.
Halkımızın karşı karşıya kaldığı sorunlar öyle ağırdı ki, bir siyasetçi olarak, aydın olarak o sorunların dışında kalamazdım. Bizim halkın sorunları ağır. Daha genç yaşımda sosyal kimliğimle tanıştım. Kürt halkının yaşadığı sorunlarının dışında tutamazdım kendimi, edebiyatın yanı sıra siyasete de katıldım genç yaşta. Yine de edebi çalışmaları sürdürdüm. Hiç kopmadım.
Siyasete gönülsüz girdim. Girdikten sonra da gönüllü çalıştım. Türkiye İşçi Partisi ve edebiyat çalışmalarını bırakmadım. Edebiyat ve siyaset bende ayrılmaz bir yanım oldu. Veridiğim edebi eserlerden de olumlu etkilendim.“
Edebiyat siyaset birbirilerini etkilemiyor mu ?
„Siyasetteki yoğunluk roman yazmamı engelledi. Edebi eserler sosyal siyasal bakış açımın yansımasıydı. Iki tiyatro eseri „Dehaq"ın sonu“ hikayesini Kürtçe Türkçe 1970’de yazdım. Yine ‘Telefon‘ isimli tiyatro eserini yazdım. Bunun baş kahramanı başbakan Ecevit"ti, o da edebiyatla ilgilenen siyasetçiydi. Onu anlatıyor. Amerika gezisini, Avrupa gezisini ve Kürt sorununa bakışını.
Siyasi içerikli mizah hikayeleri Türkçe ve Kürtçe yazdım. 340 rubailerimin orjinali Kürtçedir. Servet Tanelli"nin önerisi üzerine, etkisi üzerine ben de onları Türkçe ve Türtçe olarak yayınladım. Siyaset çok zamanımı aldı ama yazmayı, edebi eserler yazmayı sürdürdüm. 31 yıl sürgünde kaldım. Çeşitli Avrupa ülkelerinde kaldım. Yazı hayatımda hep verimli oldu. Anılarımın beşinci cildini yayınladım. Bir bakıma rahatladım. „
Sanat ve edebiyat ortak tanımaz. Bir taraftan siyasi misyon birtaraftan hapis sürgün yaşarken, üretken halde edebiyata devam etmişsiniz. Bu hakkaten bu çok tutku gerektiren bir durum. Edebiyat ve siir siyaset hayatında bir taraftan da besledi. Bu kadar edebiyatın her alanında eser vermiş bir alanda. Sizin beslendiğiniz kaynaklar ne oldu. Kimliğiniz, çocukluğunuz, ikinci nazımdan bahsettiniz sait faikten bahsettiniz. Yazar olarak şair olarak, dil olarak sizi ne besledi. Ne oldu ki, bu kadar harika şiirler yazdınız.Kemal burkayı besleyen neydi.
„Türk edebiyatında severek okuduğum kişi az değildi. Belki yaşantım. Köyümde, büyüdüğüm köydeki en büyük bahçeye sahiptik. Zengin değildik. Kocaman bir bahçeye sahip olmanın zenginliğiydi, çocukken sincap gibi ağaçların dalındaydım. Doğanın içinde büyümem beni besledi. Bugün de doğa severim. Gazeteler dergiler okurdum. Ablam İnci"yle gelen her dergi ve gazeteyi okurdum. Babam Aşık Veysel"den şiir ve halk ozanlarından şiirler öyküler bize okurdu. Anlatırdı. Abim Köy Enstütüsüne gidiyorudu. Daha ilk okuldayken Fransız edebiyatıyla tanıştım. Tüm bunların etkisi oludu edebiyatı sevmemde. Yine hukuk fakültesindeyken de edebiyat grubumuz vardı. Grubumuzdakiler, hem sosyalist hem de edebiyat severdik. Tüm bu çevreler tüm hepsinin üzerimde etkisi oldu.“
Zaten belli oluyor. Sadece yazarlardan okuduklarınızdan etkilenmediğiniz belli. Yaşadığınız yer, iki dillisiniz. Anadiliniz Kürtçedir. Ikinci dil Türçe"dir. Iki dilli olmak edebiyatınızı nasıl etkiledi besledi.
„İki dilli olmak öğrenmeye engel mi? Benim gözlemim, iki dilli olan zengin bir imgeleme hazinesi bunu özellikle sizin şiirlerinizde görüyorum. Bu sizin için avantaj ya da dezavantaj oldu.
İyi bir yazar olmak için,iki veya çok dilli gerekir demiyorum. Her iki dilin de size vereceği şeyler vardır. Farklı iki kültürün birleşmesi gibidir. Iki ırmağın birleşmesine benzetebiliriz. Bizim dersim doğa olarak çok güzel bir yerdir. Dersimin ortusunda iki ırmak birleşir. Biri Munzur diğeri de Hırçıktır. Çok güzel manzara oluşturur. Kürtçe"nin de Türkçe"nin de katkıları oldu. İki dili iyi bilmemin yaranını gördüm.“
Yorulduysanız ara verebiliriz.
„Hayır yorulmadım.“
Uzun yıllar sürgünde kaldınız. Türk şiir ve üretilen edebiyatı takip ettiniz mi, günümüz edebiyatına ankaralı şairle bir araya geldiniz. Yeni şairlere ne durumda sizin bakışınızla. Yeni nesil şairler.?
Yurtdışına çıktıktan sonra, ülkedeki edebi eserleri tam takip edemedim. Ancak, ülkeye geldikten sonra, takip etmeye ve şairler de benimle iletişime geçtiler. Genç şairleri yeterince olmasa da kimileriyle tanışma takip etme imkanı yakaladım. Tam izlediğimi söyleyemem. Genç yeni nesil şair dostlarım darılmasın, ben ısınamıyorum yeni şiire. Bize uymasa da yeni bir tarz, biz belki izleyemedik. Belki biz geride kalmış olabiliriz yeni nesil şairlere göre. Bizim dönemin şiirlerinden farklı şimdiki şairlerin şiirleri.
Kürt edebiyatı bizim için yabancı bir alan. Nasıl görüyorsunuz. Engellenmiş yok sayılmış bir dille, son yıllarda çok üretilmiş eserler var. Nasıl görüyorsunuz değerlendiriyorsunuz. Bu alandaki gelişmeleri. Geleceğin Kürt edebiyatın gelişimi için ne olması lazım?.
Kürt edebiyatının geçmişi oldukça zengin, Kürt dili eski bir dil. Kürtlerin nerotik döneminden birinci dünya savaşına kadar olan sürecinin hikayesini yazdım. Kürt dili zengin bir dildir. Yerleşik hayata geçişle, bilim ve sanatın gelişimi, Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya da yansıyordu tüm bu gelişmişlikler. Kürtçe eski bir dildir bunu dilbilimciler söylüyor. İslamiyetin ilk döneminden itibaren yazılı edebiyat eserleri çıkıyor. Doğrudan Selehattin Eyübü"nün kurduğu devleti, orta çağda Kürt devletleri kurdular. Devletler ortadan kalktıktan sonra Kürt beylikleri, Bitlis beyliği örneğin bu konuda önemli bir yer tutuyor. Ahmedê Xanê"nin „Mem û Zin“ filozofik eseri önemli bir eserdir. Birçok şair yetişti son bin yıl içinde. Cumhuryet dönemine gelince Osmanlı"daki o hoş görü yok edildi. Yasak edildi. Kürt dili yasaklandı. Yok sayıldı.
Adil demokratik bir çözüm olmuş olsaydı, bu gün Kürt sorunu diye bir sorunda olmayacaktı. İki halk barış içinde yan yana yaşayacaktı. Kürtçe de bu kadar dumura uğramayacaktı. Birinci dünya savaşından sonra da etkilendi.
Sovyetlerde Kürt edebiyat eserleri çoktur. Orada Kürt nüfusu çok olmamasına rağmen o dönemlerde çok büyük eserler verilmiştir Kürt edebiyatı bakımından.
Eğitim dili olarak yasaktı. Bu koşullar altında Kürt dilinin gelişmesi zordu. Ama Güney Kürdistan"da gelişti, orada belirli okullar vardı. Sovyetler‘de gelişti ve sürgünde gelişti. İsveç‘de, Almanya‘da sürgündekiler Kürtçe okuma yazmayı öğrendiler. Şair, araştırmacı, romancı, edebiyatçı bir bakıma Kürt edebiyatı çiçeklendi yurtdışında.
2000 yıllarından sonra baskı hafifleyince, şimdi eserleri rahat basabiliyoruz. Bir dil, eğitim dili olmadan gelişimi zordur. O nedenle bizim taleplerimizden biri de Kürtçe dilinin de eğitim dili olması yönündedir.
Birçok dil , birçok ülkede kullanılıyor. Bu bir baskı unsuru değil. Aksine bir demokratik ortam yaratıyor. Yan yana serbetçe kullanılıyor.
Su, çay için ara verelim, modaretörün ilgili olması. Toplantının önemli bir güzel yönüydü. Sıraya göre bir su çay için on dakikalık bir ara verildi. Katılımcıların ortalama yaş grubu 50 üstüydü. Ve iyi modaretörlerin katkılarıyla harika bir dinletiye katılmaktan şahsen bir şiir sever olarak çok mutlu keyifle ayrıldım.
Ikinci bölümde söz alanlar direk sorularını Sayın Kemal Burkaya yönelttiler, Edebiyat şiir konularında sorular soruldu.
Murat Tuncel :. Gayret tepe cezaevlerinde onun şiirlerini okuyarak direngenliklerini artırdılar.
Yurtiçi ve dışında yazdıklarınızı edebiyat atmosferi içinde etkileri neler oluyor. Yurtiçi ve dışındaki yazdıklarınız okuyucu üzerinde aynı etki yapıyor mu?
Etkisini yeterince gözlemleme imkanım olmadı. Yurt içinde ve dışında siyasi düşüncem dışında, edebi ürünlerimle de ilgilenildi. Mamak Türküsü, Gülümse vb şiirlerim bestelendi. Siyasi çalışmalarımı yakinen bilmeyenler, edebi yönümü ve şiirlerimi bilirler.
Nazım yurtdışına çıktıktan sonra, Rusya"da yazdıktansa , kuru bir yönü var. Kendiliğinden kopunca, ülkeden kopunca böyle bir sorununuz olmadı.
Bizim bir şansımız vardı. Iletişim daha güçlüydü. Nazım"ın bu şansı yoktu. Tv, internet çıktıktan sonra, Türkiye"de olmakla; İstanbul ve Stokholm"da olmak arasında bir fark yoktur. Teknolojinin gelişimiyle, mesafeler ortadan kalktı.
Nevin Lutz; Şiir çevrilmez diye bir deyim var. Biz de eşimle çeviri yapıyoruz. Şiirin çevirisinde neye dikkat ediyorsunuz. Bir dilden başka bir dile çeviri olur diyoruz ve yapıyoruz da. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
Çeviri çok kolay iş değil. Çeviriyi iyi yapanlar da var. Örneğin; Orhan Veli, Sabahatin Eyüboğlu Fransızdan iyi çeviri yaptılar. Dile hakim olmak önemli. Kelime kelime olarak tercüme etmek olmaz. Mümkün de değildir. Anlam ve güzel bir biçimde ifade etmektir. Önemli olan hem anlam hem de bütünlüğü sağlamaktır. Örneğin; Nazım"ın bir şiirini Kürtçeye çevirirken, karısına yazdığı şiirinde, „bir tanem“, diye çevirirseniz direk „yeka mın“ Kürtçe de hiç hoş olmaz. Ama Kürtçe"deki tam karşılığı „Ronîya çavê min“. Yani „gözümün ışığı“ tam anlamını verir. Bunu demek istiyorum. Çeviride aynı güzellikte ifade edebilmektir.
Sizden duymak da çok değerli oldu bunu duymak bizim için.
Serap Baran; Yeni şairlere ne tür tavsiyelerde bulunursunu.z. Nelere dikkat etmeli, neleri kaybetmemesi gerekiyor?
Onlar kendi yollarını kendileri bulacaklardır. İyi şiir yazmak için iyi şiir okuru olmak lazım. Okumadan yazmayı seçenler var. Onlar okumasız yazarlar. Her iyi şair yazdıkça, kendi yolunu kendisi bulacaktır. Bu konuda „genç bir ozana ögütler“ şiirimde var. Kısacası, şiir her yerde var. Yeterki onu göresiniz. Esen rüzgrada, çimende, ona dokunmak görmek ve dile getirmektir.
Muhsine Arda; saygılarımı sunmak istiyorum. Bunca güzel esere imza atmışsınız dileğim o dur ki, kaleminiz durmasın. Kürtçe dediğimizde Zazaca başka lehçe söylenildi. Kürtçe hepsini kapsıyabiliyor mu? Kürtçe alfabe Kürtçe konuşma sözlü bir dilde. Hangi kurum hangi üniversetede yapıldı oluşturuldu. Bize o alfabeyi öğretecek yayın var mıdır?
Kürtçe"nin büyük lehçeleri Kurmanci, Sorani, Gorani, Zazaki, dil bilimciler Kürtçeyi tahlil ederlerken bu dört lehçeye dikkat çekerler. Zazaca ayrı bil dildir diye bir eğilim de vardır. Kimi Zaza aydınları böyle düşünüyor. Diller tek kaynaktan geliyor. İran, Sılav, German, Latin grubu … farklı lehçeler ama farklı dillere dönüşebilir. Kürtçe eğitim dili olduğunda, ikiside eğitim dili olur. Kurmanclar ve Zazalar için iki dilde eğitim dili olur.
Modern çağda, Latin alfabesi , Irak İran, Suriye Kürtleri, Arap alfabesini, Türkiye‘de de Kürtçe de Latin alfabesini kullanıyorlar.
Bu çalışmayı ilk yapanlar Bedirxanlardır. Bunlar seçkin Kürt aydınlarıdır. Cizire beyliğinin çocuklarıdırlar. Şu an kullandığımız alfabe o dur.
Türk arkadaşlarımız bu konuda çok bilgili değiller.
Sürgünde ve diğer ülkelerde kürtçe kaynaklar iki dilli kaynaklı edebi eserler kitaplar zamanla karşımıza çıkacaktır.
Kimi teknik konular yaşansa da verimli geçti.
Ozan Şexo, Sayın Kemal Burkay, siz ülkeye döndükten sonra, şiirin başına neler geldi? Diğer bir sorum hangi şairleri takip etmeliyiz?
Ozan Şexo şiirlerimi besteleyen iyi bir ozan, şiirin başına neler geldiği geniş kapsamlı bir durum. Yeni eski durumunu gözlemliyorsunuz. Siyaseten zaman zaman bunaldığım oluyor. Bizim ülkede siyaset ne yazık ki yorucu, ömrünü siyaset içinde geçiren bizlere bile zor geliyor. Siyasete girdiğim için pişman değilim. Siyasette de güzellikler var. Siyasette sadece iyi ünlenmez. Kötü kahramanlar da siyasette ünlü olur. Ama zaman kötü şiiri eler. Ülkeden ve yurtdışından sevdiğim şairler var. Az sayıda, izleme tanıma fırsatım yok. Her dönem iyiler de yeni kuşaklar içinde iyi eserler verenler olacaktır.
Kürtçe sorular yazılı olarak, moderetörlere iletildi. Yazılı ve Kürtçe yazılı olarak iletilen sorulara da anladıklarını söylememesi halinde Türkçe olarak da yazıldı sorular. Ve sıcak samimi, birbirini anlamaya ve şiir kalbinde bir araya gelen onlarca yazar ebediyat ve şiir severlerle sıcak bir ortamda bir arada olmak oldukça kıymetliydi.
Ben de kendi adıma emeği geçen her iki kurum temsilcisine ve özellikle motorörlere sayın Cahide Ateş"e, Ziya Laçin"e, Cem Duman"a, Mevlüt Asar"a güzel sıcak ve sevecen yüzleriyle bu okumanın verimli geçmesine katkıları çoktu. „Bir şair, bir şiirle ülke-sini(leri) özgürleştirir bir zalim bir sözüyle binleri öldürür“ başlıklı makaleyi yazmama sizin verimliliğinizin de katkısı olduğunu özellikle belirtmek isterim.
Yıllarca saatlerce emek sarf edilerek, kilometrelerce yol gidilerek ulaşıp dinlemeye ve katınılan etkinlikler ve okuma günleri, şimdi bir iki kişinin bilinçli ve biraz emek sarf edişiyle gerçekleşti. Sayın Cem Duman ve Ziya Laçin"in okuma gününe katılmamı bildirmem halinde, anında bilgilendirmeleri oldukça kıymetli ve işin kıymetli başka yönüydü.
Ben de şiir okuma gününe hazırlanırken, oniki mumumu birbirinin ateşinde yakmayı, balkonumda baharın ilk çiçeği mor sümbülü de masamın üzerine koymaktan ve geniş bir salonda yüzlerce kişinin bir anda yan yana durup kulak vermesinden geri kalan bir ortam değildi. Bu söyleşiden harika bir şiir edebiyat gecesi geçirmemize imkan yaratanlara bir kez daha teşekür ediyor. Edebiyat ve şiirin barış diline dönüştüren şair ve şairlerimizin, ön ayak olacağı ülkemizde yan yana duruşlarımızın çoğalacağı, çok dilliğin zenginliğini tüm ülke halklarının yarına olacağı özgür ülkemizde yaşamak her dilin ve halkın, hakıdır.
Dip not: Soru soran katılımcıların ünvanlarını bilmediğim için, sadece isim ve soyisimlerini ekranda okuyabildiğim için, sadece isim ve soyismini yazdım. Ve tüm soru soranların sorularını yazma ve cevaplarının da bu yazımda yer almadığını özellikle belirtmek istiyorum. Sona doğru sadece dinlemekle yittindim. Selam ve sevgilerimle. 19.04.2021
|
|
|
|
|
|
|