|
Necla Çamlibel |
|
|
|
|
|
|
|
Almanya’nın yeni hükümetinde kadınlar önemli görevlerde, Darısı olmayanların başına
|
2021-12-14 12:45
|
Necla Çamlibel
|
|
26 Eylül 2021’de gerçekleşen genel seçimlerle Almanya’da yeni bir Federal Meclis seçildi. Yeni Federal Meclis de 16 yıldır ülkeyi yöneten Merkel, ilk kadın şansölyedi. Son seçimlerde birinci parti olarak çıkan SPD’den, Olaf Scholz"un seçilmesiyle birlikte Almanya"da 16 yıllık Angela Merkel dönemi son erdi.
Partilerin renkleri nedeniyle "trafik lambası koalisyonu" diye tanımlanan koalisyon görev başına geldi. Almanya’da 83,1 milyonluk bir nüfusa sahip. Oy kullanma hakkı olan 18 yaş üzerindeki Alman vatandaşların sayısıysa 60,4 milyon Seçmenlerin yaklaşık yarısı üç eyalette ikamet ediyor: Kuzey Ren-Vestfalya (12,8 milyon), Bavyera (9,4 milyon) ve Baden-Württemberg (7,7 milyon).
Almanya, dünyanın hem ticari hem de merkezi anlamda, en önemli ülkeleri arasında yer alıyor. Almanya, ekonomi açısından da gelişmiş, Avrupa ülkeler arasında yer alıyor. Almanya’nın nüfusunun yüzde 25,5’ini göçmen kökenliler oluşturmaktadır. Bu oranın ülkedeki siyasal yapısı üzerinde etkisi son yarım yüzyılda daha arttığını görmek mümkündür. Yine henüz bu konuda akademik bir çalışma yok. Ancak, Almanya’daki Kürt nüfusunun 1 milyon 200 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Diyebilirim ki, Almanya çok ciddi bir Kürt diasporasına evsahipliği yapıyor. Buradaki üçüncü nesil adeta yeni bir politik, kültürel, sosyal yaşam alanı yaratmış durumda.
Kürtler’in Almanya’ya gelişleriniden bugüne kadar, burada dünyaya gelmiş üç kuşağımız var. Bu, Kürt toplumsal sosyolojisi açısından yeni bir durum veya olgu oluşturmaktadır. Hemen her alanda artık bir Kürt realitesi ve olgusu var. Geliş tarihleri yarım yüzyılı geride bıraktı. İlk gelenler 60-70‘li yılların misafir işçileriydi.
Evet. Ağırlık çalışmaya gelenlerdi. Fakat siyasi nedenlerden dolayı gelip yerleşenlerin sayıları da oldukça fazla. Bir kesim ise yükseköğrenimini yapmak için gelmişti tüm bu birikimler Almanya’da yeni bir sosyolojik tabaka bilinç ve ona bağlı olarak da kendilerini içinde ifade edebilecekleri kurumlar oluşturdu.
Yaptıkları sosyal, siyasal, kültürel çalışmalarla Alman toplumuyla uyumluluğu ve kültür kaynaşmasında özellikle, 2015 yılına kadar ciddi diplomatik ve siyasal kültürül çalışmalarda önemli katkıları olan oluşumlardır. Bu gücü yeterince kullanabildimi bu kurumlar. Bu üzerinde, akademik, sosyolojik, poltik olarak düşünülmesi ve ilerisi için ders çıkarılacak ayrı bir konu. Almanya’da kurulan kurumların ilk sıralarında; şunları sıralayabiliriz
IMK e.V. – Kürtler için Uluslararası İnsan Hakları Merkezi; KOMJİN;
KOMKAR – Kürdistan Dernekler Federasyonu; KOMCIWAN – Almanya Kürdistanlı Gençler Birliği; Almanya Kürt Demokratik Platformu; Alman-Kürt Dostluk Derneği – Hevalti; KKH –Kürdistan Kültür ve Yardımlaşma Derneği... bu kurumların her biri diyasporada, sosyal, siyasal ve kültürel çalışmaları ve iki kültürün kaynaşmasında ve Kürt barışçıl yüzünü Almanya’da yürüten. Kürtlerin diyasporadaki yüz akları konumundaki kurumlardır.
Diyasporadaki Kürtler açısından, somutlamam gerekirse zaman içinde, Almanyalı –Kürt kimliğiyle kendini ifade eden nesiller oluştu. Değer yargıları, beğenileri, tavır ve davranışları kendine özgü bir nesil. Ve bu kuşağı artık Alman parlamentosunda ve eyaletler bazında yönetimlerde görüyoruz. Bu kesinlikle umut verici.
Yeni hükümetinin benim açımdan, en dikkat çekici başka bir yönü de; yaş ortalaması 50 olan kabinede 9 erkek, 8 de kadın bakan yer alıyor olmasıdır. Geçmiş hükümetlere göre kabineden kadın bakanların sayısı artarken, savunma, içişleri, dışişleri ve eğitim bakanlıkları gibi önemli makamlar da kadınlar görev aldı. En genç bakanlar ise 41 yaşındaki Annalena Baerbock ile Anne Spiegel oldu. Tüm bunlar, dünyadaki siyasal değişim rüzgarıdır. Kadın bakış açısının, yeniden dünyada etkin olacağının sinyaleridir. Almanya’da kadınların önemli bakanlıklarda görev verilmesi. Avrupa’nın ve dünyanın gözü üzerinde olacak gelişmeye açık bir ülke resmini yansıttıyor.
Örneğin; SPD’den -Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı: Svenja Schulze
Koalisyon hükümetinde Dışişleri Bakanlığı görevini hükümetteki genç bir kadına verilmesi oldukça manidardır. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Annalena Baerbock, Almanya’nın Dışişleri Bakanı oldu.
Yine aynı partiden, Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı: Anne Spiegel’e.
İçişleri Bakanı - Sosyal Demoktarlar - Nancy Faeser Almanya’da İçişleri Bakanlığı görevini yapacak ilk kadın. Yine önemli bakanlıklarda birine de, Savunma Bakanlığına Sosyal Demokratlar’dan hukukçu, Christine Lambrecht oldu. Bu tablo Almanya ve Avrupa’da farklı bir güç dengesini getirecektir. Almanya’nın Avrupa ve dünyada güvenlik kolunu güçlendirecektir.
Tüm bu tabloya bakıldığında; Kadınların karar alma mekanizmalarına dahiliyeti olmadan hiçbir ülke kalkınamaz. Bu tablo bize gösterdi ki, kadınları karar alma mekanizmalarının merkezine yerleştirmek ve temsiliyetlerini sayıca artırmak için cesur ve kararlı adımlar atmaktan geçiyor. Almanyalı Kürtlerinde lobi oluşturması için, sadece kendi oluşturdukları kurumlar değil, yeni nesiller yaşadıkları ülkedeki sol partiler içinde yer almaları artık önemli bir politik güç alanına dönüşmüş durumda.
Darısı, memleketimin başına. Özellikle geçmişte iktidarlara gelmiş bugün muhallafette yer alan partilere daha büyük görev sorumluluklar düşüyor. Vaatler dışında, ülkedeki Kürt sorununun çözümü başta olmak üzere, demokrasi ve barış politikalarını uygun kadın bakış açısı ve sosyalist anlayışındaki kadın parlamenterlerin bakanların çoğalması, federal bir yönetim anlaşıyının Türkiye halkları için doğru ve kurtarıcı bir anlayış olduğunu bu vesileyle yeniden hatırlatmak isterim.
Bunun için de, kadınların siyasette daha fazla temsili için kadın erkek hep birlikte, daha programlı çalışmalıyız. Şu anda ihtiyacımız olan siyasi anlayış budur.
|
|
|
|
|
|
|