|
Birlikten güç doğar sözünün pratik siyasi yaşamda yeri
|
2022-08-31 21:54
|
Necla Çamlibel
|
|
Uzun yılların birikim ve çabası sonrasında legal alanda önemli yol kateden siyasi anlayışımız, yavaş ama emin adımlarla hedefe doğru yürüyor.
Ancak, birlikten güç doğar sözü pratik siyasi yaşamda yerini buldu mu?
Her dönemde söylem olarak hiçbir siyasi partinin ve anlayışın dilinden düşmeyen birlik üzerine, 2011 yılında yazdığım arşivimdeki bu yazıyı, tam da döneme denk geldiği için sizlerle paylaştım.
Uzun zamandır, partiler niçin kurulur? Konusu üzerine düşünüyorum. Partiler, dernekler, vakıflar ve diğer kurumla, kişilerin ve toplulukların, hak ve hukukunu koruyan birer araçtır. Lakin söz konusu söylem ve doğrular her zaman gerektiği gibi yürütülmüyor.
Geri kalmış ülkelerde, muhafazakâr parti, kişi ve kurumlar böyle davranmıyorlar. Bunlar genellikle partilerini vaz geçilmez, liderlerini ilah, ilkelerinin tek doğru olduğuna inanıyorlar. Ben neden HAK-PAR’lı oldum? Çünkü HAK-PAR, demokratik çağdaş, eşitlikçi, barışçıl federal bir politikayı savunuyor. Bu yolda yürümeye devam ediyor.
İnsanlar doğar büyür ve ölürler. Doğadaki her canlı gibi. Yani hayat bir süreçtir. Bu süreçte önemli olan ayakta kalabilmektir. İlkelerinden taviz vermeden, kişisel, ailesel ve aşiretsel çıkarlarını, ulusal çıkarlarının önüne koymadan mücadeleyi sürdürmektir.
Bir örgüte liderlik, başkan, yönetici olmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Her insanın yapabileceği bir iş hiç değildir. Bir yönetici; yönetme sanatını iyi bilmelidir. İnsanlarla nasıl iletişim kurulur, insanlar nasıl ikna edilir. Kalıcı bir birlik nasıl kurulur. Kitlelere nasıl güven verilir. Ortak örgütsel bir bilinç nasıl yaratılır bunu bilmek zorundadır. Bir partili, örgütlü kişi hiçbir zaman sağduyusunu, verici, sempatik olma özeliğini hiçbir zaman yitirmemelidir, sıradanlaşmamalıdır. Söz, davranış ve yaptıklarıyla kitlelerin dikkatini çekebilmeli, güven uyandırmayı yaptıklarıyla sürdürebilmelidir.
İnsanları hor gören, ona kulak asmayan, hesap sormasını ve vermesini beceremeyen, her şeyi zaman ve oluruna bırakan, yanlışlıkların üstüne yürümeyen, başarıları ortaklaştıramayanlar, yanlışlıklarını kabul etmeyenlerle birlik ancak sözde kalır. Birlik oluşturacağına dair sözleri ve yaptıklarında inandırıcılığını yitirir.
Adam kayıranlar, neme lazımcı olanlar, ideolojik politik hedef ve amaçlarına ters düşenler, kendi davasına mücadele anlayışını inat ve en olabilire çomak sokan inandırıcılığını yitirenler, dediğim dediktir diyenler, demokratik disiplini uymayan ve uygulayamayanlarla birlik oluşturulsa da maya tutmaz.
Örgütü önce kendi gibi aynı gelenekten gelen temel yapıya hakaret edenlerle ve kışkırtıcı ayrımcı saygı ve siyasal ahlak, Kürt kültürel anlayışına ters düşüp, başkalarına karşı baskı aracı olarak kullananlarla hareket noktası olsa da var olanı tüketmek üzerine oturtuşmuş olunur. Bu tür insanlar eğer bir parti veya kurumda yöneticilik yapıyorlarsa, bu şahıslara ait kusurlar zamanla örgütün genel yanlışları haline dönüşmüş olur.
Örgütsel siyasi yaşamda, kararlar kollektif alınmalı. Herkese gücüne uygun görev verilmelidir. Hiç kimse özel muamele görmemelidir. Yöneticiler birine yakın, diğerine uzak durmamalıdır. Günden güne büyüyüp gelişmek esas alınmalıdır. Küçük olsun benim olsun anlayışına prim verenlerden daha çok uzak durulma zamandır. Yaratılan değer ve hala sürdürüle bilen değerlerimiz sahip çıkamayanlar birlik olsun benim olsuna dönüştüğüne defalarca tanıklık edildi. Hala birlik olsun diye bu çaba niye?
Birlik, her derdin devası değildir. Bu nedenle “her birlik iyi, her ayrılma kötüdür” söylemi doğru değildir. Bu nedenle, Kürt halkının çıkarına zarar getirecek birliklerden uzak özellikle bu sürçte uzak durmalıyız. Kısacası içinde bulunduğumuz olumsuzluklara yanlışlıklara, eksikliklere dur demek için, siyasal anlayışımızın tartışılmaz öngörülü başarılı partimizin daha fazla zarar görmemesi için, birlik adı altında önerilere çok temkinli bakılmalı.
Kişilerin değil, yanlışlıkların üstüne yürümeliyiz. HAK-PAR’ın siyasetini ve çalışmalarını beğenmeyenler, ilahta başkan olmak, lider olmak, makam ve rütbe sahibi olmak isteyenler, kendine uygun yerlere gittiler. Sonuçta yeniden Kürkçü dükkânı hikayesine dönüştürülmeye izin verilmemelidir. Bilinmelidir ki; ne Kürkçü ne de tilki olmayan yurtsever inançlı kadrolar büyük bir azimle kararlıkla sürdürdükleri çalışmalar paha biçilmez derecede kıymetlidir.
Bu sarsıntılı dönemde Kürt halkının en güçlü kabul gören anlayışı; HAK-PAR’ın ilkelerine, amaçlarına uygun çalışmalarını inançla sürdürüyor. Ancak siyasi partimizin çalışma biçimine zarar vermeye çalışan anlayış ve kişiler gidecekleri yere hizmet edecekleri yere gittiler.
Kimi partiler kendilerine ve çevresinde dolananlara kapılarını sonuna kadar açanlarla ne kadar birlik olabilir? Siz sağduyulu Kürtlere soruyorum. Özgürlük yolu anlayışına sahip çıkanların yolu da kervanı da gedeceği hedefine odaklanması en hayırlı birliktir.
Halkımızın kutsal değerleri ve özlemleri hala tüm canlılığıyla önümüzde duruyor. Halkımızın özgürlüğüne kavuşması umudunu taşıyanlar bir arada kendi partisinde sürdürmeye devam ediyor. Kanımca, bir şey üretemeyen, çabaları bir döneme ait parti ve yöneticilerin sözde ve sadece seçim dönemlerinde çok da dillendirilen birlik sözü artık gerçekliliğini Kürt halkı içinde yitirdi. Bunu dillendirmek yetmiyor. Kısacası, kalbi Kürdistan için atan her bireye düşen görev bu uzun yolu kısaltmaya çalışmaktır.
Dikkatinizi çekmek istediğim, önemli bir başka nokta da yurtdışında partinin ilkelerini doğru bulan ve bugüne kadar önemli katkılar sunan kurumlar ve derneklerdir. Avrupa’da kurduğumuz, geçmişte içinde aktif olarak çalıştığımız tüm kurumlar bizim dost kurumlarımızdı. Bu kurum ve derneklere yeni oluşumlar ve sivil toplum örgütleri eklenilmesi canlılık ve hareketlilik getirecektir. Bu bakımdan güç kaybına neden olmamak için tüm bu kurumlar birbirleriyle uyum halinde olması önemini hala koruyor.
HAK-PAR amaç ve hedeflerine halkımızın çıkarına hizmet eden eylem ve etkinliklerde ancak kurumsal olarak bir araya gelebiliriz. Geçmişte içinde bazı hastalıklar barındıran kurumları yararlı bir hale getirmek için, reorganize etmeliyiz.
Partimizi destekleme derneğinin merkezle iş ve güç birliği içinde çalıştırılması ve denetlenmesi çok önemlidir. Çalışmalarımızı kendi öz dinamiğimiz üzerine oturtmamız halinde, halkımıza ve partimize en yararlı işi yapmış oluruz.
Haklı davamızın özüne ve yürütücülerine, kendimize güvenmeliyiz.
Geçmişte üye olduğu kuruma bağış yapmayan, üye aidatı ödemeyen, ama her yerde kurum adına konuşan tiplerden yakamızı kurtarmalıyız. Bu tür insanların irademizi ipotek altına almalarına fırsat vermemeliyiz. Asıl hüner, hiçbir kuruma üye olmadığı halde, bu kurumların adını kullanarak, piyasada prim yapan şahsiyetlerin, partilerin yapacağı birlikten yarar yerine zarar verileceği artçı sinyallerine takılmamaktır.
İşlevsiz partiler, yapılar haline getirilen kurumlar ve partileri işlevsiz hale getirenlerle birlikte neyi başaramadık, şimdi ne başaracağız sorusunu sordurdu bir kez daha?
Selam ve saygılarımla.
|
|
|
|