|
Yol üstündeki taşlar
|
2016-02-03 17:44
|
Vahap Coşkun
|
|
IKYB’nın bağımsızlığı, Ortadoğu’da yeni bir sayfanın açıldığı bir dönemde gündeme geliyor. Lakin dikensiz bir gül bahçesinden bahsetmiyoruz. İç ve dış birçok parametre bağımsızlığa direkt tesir edecek ağırlıkta. İlk etapta beş tanesini saymak mümkün:
Evvela ekonomi darboğazda. Merkezi hükümet ile ekonomik meselelerdeki anlaşmazlıklar had safhada. Petrol fiyatları sürekli düşüyor. Geliri azalan hükümet, memur maaşlarını ödemekte aciz kalıyor, elektrik kesintilerinin önüne geçemiyor. Birkaç yıl öncesine kadar büyük bir şantiye izlenimi veren bölgede yatırımlar duruyor, alt yapının tamamlanması gecikiyor. Bunların yanı sıra Kürdistan cüssesine oranla büyük bir göçe maruz kaldı. Suriye ve Irak’ta IŞİD’den kaçan yüzbinlerce insan Kürdistan’a sığındı. Zaten tıknefes olan ekonomi, göçmenlerin yükü de binince iyice zayıfladı. Halkın alım gücü düştü. Yönetime karşı rahatsızlık büyüdü, protestolar arttı.
İkinci sorun alanı, güvenlik. IŞİD, halen aktif ve büyük bir tehlike. IŞİD’in Erbil’e saldırısı, hem güvenlik endişesini en üst seviyeye çıkardı, hem de IKYB’nin coğrafyasını koruma potansiyelinin sorgulanmasını beraberinde getirdi. Ne yazık ki IKYB’de halen modern bir ordu yok, askeri yapıdaki eksiklikler giderilmiş değil. Peşmergeler, KDP ve YNK’nin peşmergeleri olarak ayrılıyorlar. Ciddi bir ordusu olmadan Kürdistan’ın Ortadoğu’da ayakta durması ise imkân dışı.
‘KÜRT DEVLETİ İSTEMEK GERİCİLİK’
Üçüncüsü, Kürt örgütleri arasında bağımsızlık hakkında mutlak bir mutabakatı oluşmadı. Farklı ajandalar söz konusu. PKK, her vesile ile bir devlete karşı olduğunu belirtiyor. Cemil Bayık’a göre “Kürt devleti istemek bir gericilik.” Goran, bağımsızlığın vakti olmadığı kanısında. YNK ise açıktan bağımsızlık karşıtı bir duruş sergilemese de bağımsızlık için KDP kadar heveskâr değil. Ortak bir tavır geliştirilememesi, bağımsızlığa olan mesafeyi uzatıyor.
Dördüncüsü, İran faktörüdür. Bağımsız bir Kürdistan’ı “Ortadoğu’da ikinci bir İsrail devletinin kurulması” olarak nitelendiren İran, böyle bir devleti asla tanımayacağını bildiriyor. İran, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünden yana ve bağımsız bir Kürt devletinin de Kürtlerin zararına olacağını savunuyor. Barzani’ye, Irak’ı bölüp orada bir Kürdistan kuracağına Irak’ın bütünlüğü ve güvenliği için çalışmasını salık veriyor. İran, bağımsızlıktan vazgeçmenin Kürtlerin hayrına olacağını söylüyor, birçok Kürt örgütünün de kendisiyle aynı çizgide olduğunu belirtiyor ve böylelikle Barzani’ye gözdağı veriyor.
BAĞIMSIZLIK KARTI
Son olarak uluslararası güçlerin hesaplarınadeğinilebilir. Bilinen manada bir Irak ve Suriye bugün meydanda yok ama buralarda nasıl bir iktidar haritasının çizileceği de henüz belli değil. Sınırlar silik, gelecek belirsiz. Kimse önünü net bir biçimde göremiyor. Dolayısıyla ABD, Avrupa ve Rusya gibi iddia sahibi kuvvetler, mevcut istikrarı derinleştirme ihtimali barındıran bir hamleye girişmekten imtina ediyorlar, bunun yerine eski statükonun tahkimini ve muhafazasını ehven-i şer olarak değerlendiriyorlar. Fakat bugün Ortadoğu’da bütün müttefiklikler ve pozisyonlar geçici olduğunu da hatırda tutmak gerekiyor.
Bütün bunlar bağımsızlığın bugünden yarına halledilebilecek bir mesele olmadığına işaret. IKYB, muhtemelen, yolu açmak adına bir referandum yapacak. Ancak referandumdan bağımsızlık yönünde güçlü bir karar çıksa bile bunu hemen yürürlüğe koymayacak. Tedbiri elden bırakmayacak, meçhul bir gelecek adına eldeki kazanımları tehlikeye atmayacak. Referandumdan beklenti iki yönlü:
Biri, halkın hakemliği sayesinde Kürt partileri arasındaki siyasi görüş ayrılıklarının aşılması ve ortak bir çerçevenin belirlenmesidir. Diğeri ise, uluslararası ilişkilerde bu kart olarak elde tutulması, bağımsızlığın engellenemez bir aşamaya geldiğini göstermek için bir kart olarak elde tutulması ve itirazların savuşturulmasıdır. Yol üstünde temizlenmesi gereken çok taş var.
------------------------------------------------
Yeni Yüzyıl-3 Şubat
|
|
|
|