2024-11-22
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Vahap Coşkun
 
Korkuyu dağıtmak ve demokrasiyi büyütmek gerek
2016-03-19 11:57
Vahap Coşkun
Türkiye’de birçok fay hattı var. Ellerinden geldiğince bu hatları tetiklemeye çalışan ve yoğun bir hareket içinde oldukları gözlemlenen örgüt sayısı da çok fazla. Son emarelere bakılırsa (Irak ve Suriye’nin kaotik hali, PKK’nin sol örgütlerle birleşerek kurduğu yeni “cephe”) bundan sonrası da zor geçecek.

Terör her yerde belli amaçları gözetir:

· Hükümeti aciz göstermek ister.

· Sağduyuyu ortadan kaldırıp toplumsal nefreti harekete geçirmeyi amaçlar.

· Kimlikleri karşıtlık içine sokup çatıştırmayı planlar.

· Korku salıp normal hayatı işlemez hale getirmeyi arzular.

· Ülkeyi yönetilemez kılmanın peşinden koşar.

· Demokrasi dışı arayışlara zemin hazırlamaya çabalar, vs.

Bununla birlikte Türkiye’nin karşındaki dalga bundan öte bir boyuta sahip. Etyen Mahçupyan’ın belirtiği gibi, artık salt “kör bir terör faaliyeti” yok, stratejisi olan “sistematik bir savaşın taktiksel hamleleri” var. Mesaj açık: “İşler sizin sandığınız gibi olmayacak ve siz bizim merkezimize girdiğiniz ölçüde biz de sizinkine gireceğiz.” (Karar, 15.03.2016)

Sorun, içte ve dışta buna nasıl karşılık verileceğidir. Herkese düşen vazifeler, herkesin elini altına koyması gereken taşlar var. Bu meyanda beş noktaya temas edilebilir:

1. Patlamalar araçsallaştırılmamalı. Saldırganlar hedeflerinin mevcut iktidar olduğunu belirtirler. Gayeleri; iktidar karşıtlarının desteğini almak veya en azından kendilerini “anlamalarını” sağlamaktır.

HEDEF İKTİDAR DEĞİL TOPLUM

Oysa hedef iktidar değil, toplumun bütünüdür. Bombalar adres sormaz. Nerede patlayacakları bilinmez. Kimi kurban alacağı kestirilemez. Hedef, herkestir. Dolayısıyla hepimizin hayatıyla direkt alakalı bir meseleyi ucuz siyasi polemiklere meze yapmaktan kaçınılmalı.

2. Olay en ince ayrıntısına kadar tahkik edilmeli. Doğrular ve yanlışlar kantara vurulmalı. Eksiği veya hatası olanlar varsa bunlar açığa çıkarılmalı. Sorumlular hakkında –hiçbir komplekse kapılmadan- gerekli işlemler yapılmalı.

Fakat “Hükümet istifa” gibi talep libası giymiş sloganlara da itibar edilmemeli. Halkın demokratik iradesi fesada uğratılmamalı. Her patlamanın ardından hükümetlerin gitmesini istemenin, seçmenin hakkını örgütlere ve bombalara delege etmek manasına geleceği akıldan çıkarılmamalı.

3. Korku atmosferi mümkün olduğunca çabuk dağıtılmalı. Mağdurların ve ailelerinin yanlarında durulmalı. Onlarla dayanışmalı, onların her türlü ihtiyacı karşılanmalı. Güven duygusunu yükseltmeli.

Bu, hem insani bir görev, hem de demokratik siyaseti korumak için bir mecburiyet. Zira insanlar kendilerini güvensiz bir ortamda hissedip korkmaya başladıklarında, normal zamanlarda akıllarından geçirmeyecekleri uygulamaları dahi kabul edebilir bir noktaya gelebilirler. İnsanlar “Özgürlük mü, güvenlik mi? diye bir seçime zorlanmamalı. Çünkü böyle bir durumda kitlelerin, uzun vadede zararlarına olsa da, kısa vadede güvenliği tercih edecekleri unutulmamalı.

RAKİP VE DÜŞMAN

4. Gerilim düşürülmeli. Siyasi elitler arasındaki tansiyon had safhada. Politika, rakipler değil, düşmanlar arenası adeta. Rakip ile mücadele edilir, düşmanın ise yok edilmesi gerekir. Maalesef, bu bakış çok yaygın. Öyle ki, sırf düşman olarak kodladığı iktidara zarar vereceğini düşündüğü için toplumun geniş kesimlerini yüreğinden vuran patlamalardan bile içten içe memnuniyet duyanları görmek mümkün. Bu, sürdürülebilir bir durum değil. İçeride birlikteliği sağlayacak asgari bir zeminin, dışarıda karşıtları azaltmayı ve müttefikleri artırmayı öngören bir diyalogun inşasına odaklanılmalı.

5. Demokrasiden ödün verilmemeli. Duyguların ayağa kalktığı bir dönemdeyiz. Öfkeli sesler yükseliyor. Sert tedbirler alınmasına dair çağrılar çoğalıyor. Lakin aklıselim muhafaza edilmeli. Anti-demokratik tedbirlerin, öngördüğünün aksine, şiddet ve terör için mümbit bir ortam yarattığı akıldan çıkarılmamalı. Kolay bir çözüm yok. Evet, güç olacak ancak bu meydan okumaya ancak demokrasi içinde çare üretebilir.

-----------------------------------------------------

Yeni Yüüzyıl-19 Mart
Print