|
Amaç, otoriter bir başkanlık sistemi mi?!
|
2016-10-15 11:33
|
Abdulmenaf Kıran
|
|
Son yıllarda Türkiye’de sistem meselesi sık sık tartışılır oldu. Hükümet ve Sayın Erdoğan ısrarla Başkanlık Sistemine geçmek istiyorlar. Görünen o ki yakın gelecekte Başkanlık Sistemini içeren kısmi bir anayasa değişikliği tasarısı meclise gelecektir. Verili durumda AKP tek başına veya MHP desteği ile böyle bir değişiklik önerisini mecliste geçiremez. Bu durumda Türkiye yeni bir anayasa değişikliği referandumuna hazır olmalıdır.
Basından edindiğimiz izlenim, öngörülen başkanlık sistemi Türkiye’ye mahsus bir sistem olacaktır. Tek meclisli ve üniter yapıyı koruyan bir başkanlık sistemi. Geçmişte Irak’ta da tek meclisli bir başkanlık sistemi vardı. Saddam devlet başkanıydı. Baas’da sürekli iktidar partisiydi. İsmi başkanlık sistemiydi ama otoriter ve totaliter bir sistemdi. Eğer Türkiye’ye de böyle bir sistem getirilecekse, bu hiç de halkın lehine olmayacaktır.
Sistem değiştirilecekse, aşırı merkeziyetçi üniter yapıdan başlamak gerekiyor. Evvela yurttaşın güvenlik ve esenliği için değişime gitmek gerekiyor. Yetkilerin merkezileştirilmesinde ve tek adam hükümeti yaratmaktan vaz geçilmelidir. Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alacak, tüm yurttaşları onur sahibi ve haklar bakımından eşit kabul edecek bir sisteme ihtiyaç vardır. Getirilecek Başkanlık Sistemi demokrasiyi tahkim etmelidir.
Bilindiği gibi Başkanlık Sistemi ilk defa Amerika Birleşik Devletlerinde kabul edilmiştir. ABD, 51 federal devletten oluşuyor. Her federe devlet (eyalet) yerinden yönetim ilkesine dayalı kendi iç işlerinde özgürdür. Her federe devletin ayrı ayrı yasaması, yargısı ve yürütmesi vardır. Her federe devletin ayrı bayrağı vardır. Kongre ve temsilciler meclisi önünde 52 bayrak yan yana aynı boyda ve yükseklikte göndere asılıdır. Başkanlık sistemi orada bu federe devletleri birleştiren bir simgedir. Orada yasama ve yürütme kesin yetkilerle bir birinden ayrıdır. Yargı bağımsızdır. Kurumların karşılıklı veto yetkileri vardır. Demokrasi başta anayasa olmak üzere hukuk ile tahkim edilmiştir.
Bizde getirilmek istenen sistem bu gün ki defacto durumun, de jure hale gelmesinden başka bir şey değildir. Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partili bir başkan, dilediği yasayı dilediği zamanda mecliste geçirecek; bu durumda, meclis icra yetkisi üzerinde denetim yetkisini kullanamayacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin hiçbir güvencesi kalmayacak. Hukukun yerini keyfilik alacaktır.
Türkiye homojen bir toplum değildir. Farklı etnik yapılardan oluşuyor. Ne yazık ki etnik siyaset de dünyada bir realite. Etnik sorunlar çözülmedikçe etnik siyaset de olacaktır. Mademki bir sistem sorunumuz var, o halde çağa uygun, demokratik esaslar üzerinde, İnsan Haklarına Dayalı, Hukukun üstünlüğünü esas alan, her yurttaşın hem bireysel hem de kolektif haklarını güvence altına alacak âdem-i merkeziyetçi bir sistem getirelim. Böyle bir sistemle başkanlık sistemi de getirelim.
1776 Amerika’nın bağımsızlığından bu yana, kamu otoritesinin sınırlandırılması arayışı süre gelmektedir. Dahası keyfi yönetimi törpüleme arayışı 1215 Magna Carta’dan bu yana vardır. Anayasalar, Parlamentolar ve bağımsız yargı siyasal iktidarların yetkisinin sınırlandırılması için kabul edilen müesseselerdir. Özgür basın, STK’lar, Siyasi Partiler vs. devlet otoritesini yurttaş lehine sınırlandırmak için kabul edilmiştir. Çağımızda artık yönetim yerine yönetilişim vardır. Toplumu ilgilendiren kararlarda mümkün olduğunca tüm yönetilenleri karar süreçlerine dâhil etmek gerekiyor. Mevcut anayasamızın başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümete verdiği yetkiler, zaten çok fazladır. Şu anda işleyen bir demokrasi için mevcut yetkilerin törpülenmesine ihtiyaç vardır.
Başkanlık sistemine geçilecekse, öncelikle Kürt sorunu çözülmelidir. Türkiye federal bir sisteme geçmeli. Tek meclisli değil, çift meclis olmalı. Yasama ve yürütme bir birinden ayrı olmalı. Yargı bağımsızlığı sağlanmalı, hâkimlerin bağımsızlık ve tarafsızlığı hem hukuki, hem de fiili güvence altına alınmalıdır. Tahayyül edilen Türkiye tipi Başkanlık Sistemi, ülkeye demokrasiyi getirmez, olsa olsa, otoriter bir sistem getirir ki zaten şu anda sistem çok otoriterdir.
15.10.2016
Av.Abdulmenaf KIRAN HAK-PAR Gnl. Bşk. Yrd.
|
|
|
|