|
Artık Kürdleri vurmak kazandırmıyor!
|
2019-06-28 23:45
|
Abdulmenaf Kıran
|
|
İstanbul seçim sonuçları pek çok yönden değerlendiriliyor. 23 Haziran seçimlerinden farklı farklı sonuçlar çıkarılabilir. Bu sonuçlar hem uyum içinde hem de çelişkili de olacaktır. Fakat olan her şeyin başka türlü olma olasılığı yoktur. Bu aynı zamanda bir olasılıksızlıktır.
İstanbul seçimleri aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi açısında başlamış olan gerilemenin ivme kazanmasıdır da.
Türkiye Nüfusunun üçte biri Kürttür. Kürtlerde gelişen bir ulusal bilinç vardır. Bir aidiyet duygusuna sahiptirler. Kollektif İnsan Hakları konusunda belirgin bir hassasiyet taşırlar. Manevi kişiliklerine yönelen saldırıları dikkatle takip ederler. Ve sahip oldukları ekseriyet nedeniyle seçimleri rahatlıkla etkileyebilirler.
Erdoğan’ın “ Biz güneyimizde yeni bir Kuzey Suriye istemiyoruz “ demesi, Federe Kürdistan’ın Bağımsızlık Referandumundan sonra, Habur’da Merkezi Irak Hükumeti askerleri ile Kürtlere karşı askeri tatbikat yapması, Kürtleri açlıkla tehdit etmesi, kardeşim diye hitap ederek Diyarbakır’da ağırladığı Kürdistan Bölgesel Hükümeti eski devlet başkanı Mesut BERZANİ’ye hitaben “ Sen kimsin “ diye küçük düşürmeye kalkışması, Afrin Operasyonu Kürt seçmenin dikkatinden kaçmamıştı. Kürt seçmen AKP’nin de diğer üniterci, asimilasyoncu partilerden farkının kalmadığına kanaat getirdi. Özellikle hükümetinin ilk yıllarında AB’nin de etkisi ile bazı reformlar yapan AKP Kürtlerde bir umut yaratmıştı. Suriye iç savaşından sonra hükümetin Kürtler statü elde etmesin diye gösterdiği çaba Kürtlerde yeşermiş olan umutları soldurdu. Her fırsatta “Terör koridoruna müsaade etmem“ ibaresi, Habur tatbikatlarından sonra Kürtler tarafından, “ Biz Kürtlerin hiçbir statü elde etmelerine, haklarına kavuşmalarına müsaade etmeyiz “ olarak okundu.
İstanbul seçimleri Kürtlere hiçbir şey kazandırmadı. Fakat AKP’ ye kaybettirdi. Bu seçimde ciddi siyaset ustalığı da vardır. Avrupa’da uzun bir zaman dış politikada denge politikası izlenerek, Avrupa’nın tek bir devlet egemenliği altına girmesi engellenmiştir. Güç güç ile dengelenmiştir.
İstanbul seçmeni ve Millet İttifakı bileşenleri de AKP’yi dengelemek için adeta güç dengesi kurdu. Birbirinden çok farklı fikir ve düşüncede olanlar bile AKP’ye dur demek için birbirleriyle kenetlendiler.
Seçim startından sonra kandile daha çok sorti yapıldı. Her gün etkisiz hale getirilen örgüt militanı sayıları son dakika haberleri olarak sunuldu. Fakat bu durum seçimin AKP aleyhinde gelişmesini önleyemedi. Kamuoyu araştırmaları her gün “ Millet ittifakı adayının, Cumhur İttifakı adayına daha çok fark attığını “ tespit etti.
Neticede seçimlere saatler kala son bir atak olarak AKP İmralı’dan Öcalan’ın el yazması mektubu getirtti. Yetmedi, Osman ÖCALAN TRT Kürdi’de canlı yayına alındı. Bu arada Millet ittifakı da boş durmadı. Onlar da Selahattin DEMİRTAŞ’ın Twitlerini sık sık ekranlara taşıttı. Nerdeyse iki taraf da tüm enerjisini Kürt seçmene yöneltti. Zira sonucu tayin edecek olanın Kürt seçmeni olduğunu iki taraf da anlamıştı. Ne Kandil üzerine boca edilen bombalar, ne de imralı mektubu AKP’ye seçimi kazandırmadı.
Kürtleri vurmak artık Türkiye’de seçim kazandırmıyor. Türkiye dışındaki Kürtlerin siyasal mücadelelerine engel olmaya çalışmak, Türkiye"de yaşayan Kürtler tarafından hoş karşılanmıyor. Kürtler gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışındaki Kürtlere, Türkiye hükümetleri tarafından yapılan müdahaleleri direk kendi güvenliklerine yönelmiş gibi algılıyor. Oydaşmacı demokrasilerde seçmen hassasiyetini gözetmeyen hiçbir parti başarılı olamaz, uzun süre iktidarda da kalamaz.
Kürtler İstanbul seçiminde bir şey kazanmadılar. Hatta Millet İttifakı daha çok ulusalcı ve ünitercidir. CHP ve müttefiklerinin aklında, ajandasında Kürtlerin Kollektif İnsan Haklarını hukuksal güvenceye bağlamak yoktur. Sözde Kurtleri temsil ediyormus gibi gösterilen HDP nin ulusal temelli bir Kurt politikası yoktur.
Ama Kürtler sahip oldukları çoğunluk nedeniyle dogru bir siyasetle, taleplerle seçim sonuçlarını değiştirebilirler. İktidarları değiştirip, iktidar veya iktidar ortağı olabilirler.
İstanbul seçimleri demokratik yollarla Kürtlerin Türkiye’de siyasal sistemi kendi lehine düzeltebileceğini de net bir şekilde gösterdi. Bu da bizim yıllardır savunduğumuz şiddet dışı demokratik mücadelenin ne kadar doğru ve verimli olduğunu gözler önüne seriyor.
Av. Abdulmenaf KIRAN
|
|
|
|