|
Cumhurbaşkanı maarif işini hiç anlamamış
|
2016-03-28 23:30
|
Eser Karakaş
|
|
Sözlüklerde maarif kelimesi karşılığında eğitim-öğretim yazıyor.
Aslında maarif kelimesi irfan kökenli, bilgi anlamına da geliyor.
Eğitim anlamına gelmediği kesin.
Geçenlerde ekranlarda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı dinliyorum, bu kez de eğitim-öğretim konusunda vatandaşları tenvir ediyor ve biraz da konunun felsefesine (!) giriyor.
Cumhurbaşkanımız eğitim sisteminden çok şikayetçi, öğretim konusunda, öğrenci-öğretmen sayıları, okul binaları falan, önemli başarılar yakalandığını ama eğitim konusunda ülke olarak sınıfta kaldığımızı belirtiyor.
Salonda bulunan Maarif Vekilimize, yani Milli Eğitim Bakanımıza da bu konuda talimatlar, vazifeler veriyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız bu eğitim-öğretim işlerinden galiba gerçekten hiç anlamıyor.
Ya da anladığı şey demokratik bir hukuk devleti için asla kabul edilemeyecek şeyler.
Demokratik bir hukuk devletinde eğitim tekelini, tevhid-i tedrisat, kullanan devlet vatandaşları eğitemez, eğitmemeli.
Maarif sistemi insanlara bilgi aktarmak içindir (idi), eğitmek için değildir.
Devlet insanları eğitmez, eğitmemelidir.
Zaten, hayvanlar eğitilir, insanlar değil.
Eğitim diye bir şey varsa, bu ailenin, toplumun genelinin, arkadaş çevresinin, sokağın, medyanın, kitapların falan yıllara, süreçlere yayılan işidir, tekel pozisyonundaki devletin işi asla değildir.
Devlet öğretim işinde, objektif bilgi aktarma süreçlerinde önemli görevler üstlenmelidir.
Devletin kuşaklararası bilgi aktarma misyonu da artık tarih oluyor zira bilgi de günümüzde artıkserbest bir mal yani ulaşılması çok kolay ve bedava; devlete öğretim alanında düşen temel misyon bilgi kanallarını açmak ve genç kuşaklara bunları göstermek.
Devlet öğretim ayağında olabilir, olmalıdır da ama eğitim, yani insanları şekillendirmek tekelci bir örgütün, devletin işi asla olamaz, olmamalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı ülkemizdeki manzaraya da çok yabancı.
İşler fena gitmiyor dediği öğretim ayağı da kelimenin tek anlamıyla dökülüyor.
2016 YGS sayısal bilgileri daha çok yeni yayınlandı.
Puanı hesaplanan tüm adaylar içinde 40 Türkçe sorusuna verilen ortalama doğru cevap 19.1.
40 sosyal bilimler sorusunda bu oran 10.7, yine kırk soruda ortalama matematik doğru cevap sayısı 7.8.
Fen bilimlerinde ise 40 soruda ortalama doğru sayısı 4.6.
Son sınıfta okuyan ve YGS’yegiren adaylarda da oranlar aşağı yukarı aynı.
Bu mudur öğretimde başarı?
Üstelik bu oranlar, sıkı durun, geçen senelere oranla bir parça yükselmiş bile oranlar.
Öğretimde yani Türkçe, sosyal bilimler, matematik, fen bilimlerinde dökülüyoruz.
Uluslararası karşılaştırmalar da aynı sonuçları işaret ediyorlar.
Devlet asli işi olan öğretimde, bilgi aktarmada son derece başarısız.
Gençler okul denen kurumdan da nefret ediyorlar, bu da başarısızlığın başka boyutu.
Oysa, eğitimde, yani üstüne vazife olmayan bir alanda ise, başarılı demeyeceğim ama çok gayretkeş.
Aynı tekelci devlet senelerdir Kemalist nesiller yetiştirmeyi hedeflemiş idi.
Sonunda Erdoğan başkanlığa yürüyor.
Bu tekelci devlet bugün ise dindar nesiller yetiştirme peşinde.
Bu süreç, paradoksal olarak, nasıl bir sonuç verecek göreceğiz.
Devletin işi yabancı dil öğretmektir, matematik öğretmektir, bilgiye ulaşım kanallarını açıp gençleri özgür bırakmaktır.
Yedi sene İngilizce okuyan gençler en temel kelimeleri bilmiyorlar, matematikte dökülüyorlar.
Çocukları Kemalist ya da dindar yapmak ise devletin, siyasetçilerin, bakanlıkların işi asla olamaz, olmamalıdır.
Olursa, Kemalist nesiller yetiştirme projesi darbeci Kemalistler üretir; ya da dindar nesiller projesi yolsuzluk bağımlısı, çocukları taciz eden sözde dindarlar(!) ortaya çıkarır.
Ne zaman bu toplumu rahat bırakacaklar acaba?
--------------------------------------------
Haberdar-28 Mart
|
|
|
|