|
Yılmaz Çamlıbel |
|
|
|
|
|
|
|
Lozan’da Kürt ve Kürdistan sorunu tartışılıyor (3)
|
2012-07-29 22:05
|
Yılmaz Çamlıbel
|
|
Daha sonra Lozan’da özellikle Kürt ve Kürdistan sorunu tartışılmaya başlandı. En sert tartışmalar, Musul, Kerkük ve Süleymaniye şehirlerinin statüsü, dolayısiyle Kürdistan konusunda yapıldı. Türklere göre, bu bölgedeki nüfusun % 52 si Kürt, %28 i Türk, % 8 i ise Araptı. İngilizlere göre ise, %55 i Kürt, % 8 i Türk, % 23 ü ise Araptı. Yani, her iki tarafa göre de bölge nüfusunun yarıdan fazlası Kürttü.
İsmet Paşa Türklerle Kürtlerin ayrılmaz bütünlüğünü şu şekilde savunuyordu. „Türkler ve Kürtler, soy, inanç, özlem, töre ve gelenek bakımından uyum içindedirler. Yüz yillardır bu iki halk birlikte yaşıyorlar. Kürtler, Türkler gibi her zaman yurttaşlık haklarından yararlandılar. İki halk arasında siyasi ve sosyal açıdan ayrılık gayrılık söz konusu değildir. Şu andaki parlementoda Kürtlerin temsilcileri var. Kürtler, ülke yönetimine etkin biçimde katılıyorlar.
Musul, Kerkük ve Süleymaniye Kürt şehirleridir. Kürt halkı Musul’daki kardeşlerinden ayrı yaşamak istemiyor. Ankara’daki hükümet, Türklerin ve Kürtlerin ortak hükümetidir. Bu nedenlerle, adı geçen şehirlerin bize verilmesi gerekir.“
Lord Curzon, İsmet Paşaya şöyle cevap veriyordu. „Kürtlerin Türklerle beraber yaşamak istediği görüşü doğru değildir. Kürtler, Türk yönetiminden hoşnut değillerdir. Kürdistan’ın bağımsızlığı ve özerkliğiyle ilgili olarak, Kürtlerden bizlere yoğun talepler geliyor. Kısacası dil, kültür, gelenek ve görenekleriyle Türklerden ayrı bir halk olan Kürtler, sosyal ve siyasal bakımdan Türklerden ayrı bir statü içinde yaşamak istiyorlar. Bu nedenlerle Kürt halkı, Türklerin insafına bırakılamaz.“
Evet, Lozan’da yapılan en sert tartışmalar Kürt ve Kürdistan üzerineydi. Lord Gurzon, Ermenilerle Kürtlerin devlet sahibi olmasını savunuyordu. İsmet Paşa ise, Türklerle Kürtlerin ayrılmaz iki halk olduğunu, iki halkın kurtuluş mücadelesinde el ele verdiklerini, iki halkın bir ortak hükümet kurduğunu, bu nedenlerle Kürtlerin ayrı bir devlete ihtiyaçlarının olmadığını söylüyordu.
Lord Curzon konuşmasının bir yerinde şöyle söylüyordu. „İsmet paşa Türklerle Kürtlerin aynı soydan geldiğini söylüyor. Aklı olan hiç bir kimse bu lafa inanmaz. Kürtçe, İrani dil grubuna bağlı, bağımsız zengin bir dildir. Kürtlerin görünümü Türklere benzemez. Kadın erkek ilişkileri, dil, kültür, gelenek ve görenekleri bir birine benzemez. Ben Kürdistan’da çok kaldım. Her zaman bir Kürdü bir Türkten ayıracağıma bahse girerim. Kör olmayan her kes de bunu yapabilir.“
Lord Gürzon daha sonra şunları söylüyordu. „Kürtlerle Türklerin el ele mücadele ettikleri de doğru değildir. Kürtler defalarca Türklere karşı baş kaldırıp savaştılar. Bitlis ve Dersim başkaldırıları bunun çarpıcı örnekleridir.“
İsmet paşa bu sözlere, günümüz Türkiye’sinde kullanılan biçimiyle cevap veriyordu. „Bunlar, dış devletlerin kışkırtmalarıyla meydana gelen lokal olaylardır. Kürtler ulusal mücadelesinde Türklerle beraber kahramanca savaşmış, Türk generallerinin taktirine mazhar olmuşlardır.“
İsmet Paşa daha sonra sözü İngilizlerin kurmak istediği Kürt devletine getirerek şöyle diyordu. „ İngiliz heyeti, bizim Kürtlere özerklik vermeye niyetli olmadığımızı söyleyerek, Bu konunun burada çözümlenmesi gerektiğini söylüyor. Buna gerek yoktur, zira Kürtler ülkemizde her zaman siyasal ve sosyal haklarını kullanmışlardır. Hükümete etkin biçimde katılıyorlar.
İngilizler, verecekleri Kürt özerkliğine ne ad koyarlarsa koysunlar, bu özünde sömürge statüsü olacaktır. Bu statüyü kabul edecek bir Kürt bile bulamazsınız. Tanıyacağınız bu statü, Kürt soyu gibi üstün bir soyu asla tatmin etmeyecektir.“
Vay babam vay! Hele bakın İsmet paşa ne diyor? “Kürtler soylu bir halktır, sömürgeciliği kabul etmez.” diyor. Peki sonra neler oldu? Kemalistler Kürdistan sömürgeleştirdiler. Soylu Kürt halkını da, kuyruklu Kürt yaptılar. Kürtlerin varlığını inkar ettiler. Kürtleri yok saydılar ve yok etmeye çalıştılar. Kürdistan’da terör estirdiler.
Hele bir düşünelim, acaba dünyada Kemalistler gibi, düzenbaz, üç kağıtçı, hilekar, tezgahtar, sahtekar insanlar varmıdır? Dünya’da hangi milletine bu denli vahşi bir eritip yok etme politikası uygulanmıştır?
Devam edecek..
|
|
|
|
|
|
|