2025-01-16
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Yılmaz Çamlıbel
 
Zeka özürlü ve anasının gözü insanlar
2015-02-28 11:55
Yılmaz Çamlıbel
Yıllardan beridir Türk egemen çevreleri, bozuk düzeni değiştirmek isteyen ilerici, demokrat, devrimci, değişimci, dönüşümcü insanlara, “Bölücülük yapıyorsunuz. Halkımızı bölerek birbirine karşı kışkırtıyorsunuz. Devletimizi, ülkemizi parçalayıp yok etmek istiyorsunuz. Sizler vatan hainisiniz” diyorlar.

Biz de onlara “Bu bölücülüğü biz yapmıyoruz. Bu gibi şeyler insanların fıtratında var. Farklı ırk, renk, cins, dil, meslek, din, sınıf, kültür, ideoloji ve politika gibi şeyler tarihi seyir sürecinde şekilleniyor, değişiyor.” diyoruz.

Her toplumda var olan anasının gözü bazı insanlar, toplumun bu bölük börçük durumundan yararlanıp, köklü bir sömürü düzeni kurdular. Kurdukları bu düzen sayesinde, toplumun büyük çoğunluğunu, bir avuç soyguncunun kölesi haline getirdiler. Bu haksız ve adaletsiz düzeni değiştirmek isteyenlere karşı da, güçlü bir prapoganda çarkı çevirdiler.

Yapılan bu sistematik prapogandalar sonucunda, insanların yaratıcı aklı geriye itiliyor, geniş halk kesimleri dar bir toplumsal çember içine sıkıştırılıyor. Bunun sonucunda insanlar, bakma, görme, akıl yürüme, sorgulama ve sentezlere varma yetisini kaybediyor. Zeka özürlü duruma düşüyor.

Bu nedenlerle toplum, anasının gözü insanlarla, sürüleşmiş zeka özürlü insanlar biçiminde iki guruba bölünmüş oluyor.

İnsanların büyük çoğunluğu, papağan gibi klişe laflar ederek, dolap beygiri gibi kendi ekseni etrafında dönerek, egemenlere hizmet ediyor. Egemenler de, sürüleştirilen bu toplumu daha kolay yönetiyor ve kurulu düzenin devamını garantiye alıyor.

Kürt sorunu buna çarpıcı bir örnektir. Mustafa Kemal isimli anasının gözü adam, TC’nin kuruluş sürecinde Kürt önderlerine “İslam padişahı düşman elinde esir düşmüş bulunuyor. Gelin iki Müslüman halk olarak el ele verelim. Padişahımızı esaretten kurtarıp ortak bir devlet kuralım.” diyordu.

Kürt önderlerinin büyük bir bölümü bu çağrıya uyup Türklerle birlik içinde oldular ve cumhuriyetin kurulmasına ciddi bir katkı sundular. Devletin kurulmasından hemen sonra anasının gözü olan bu anlayış, “Ülkemizde Kürt diye bir halk yoktur.” demeye başladı. Yapılan sistematik prapogandalarla bu görüşü insanların beynine kazıdı. Türk halkını sürüleştirdi.

Kürt halkı bu yalana ve ihanete karşı, 28 kere baş kaldırdı. Başkaldırıların hepsi kanla bastırıldı. Jenosit uygulandı. Köyler, kasabalar, ormanlar ve tarlalar yakılıp yakıldı. Sürgün ve asimilasyon politikası yürürlüğe konuldu. Tüm bu zulme rağmen, Kürt halkı ulusal ve insani hakları için, bu ret ve inkarcı uygulamalara itiraz etti, karşı çıktı ve mücadele etti. Bu uğurda ciddi bir bedel ödedi.

Gösterilen bu istikrarlı direniş sonucunda, anasının gözü olan insanlar, Kürt varlığını kabul etmek zorunda kaldılar. Şimdi de, “Kürtlerle et ve tırnak gibiyiz. Bin yıldır birlikte kardeşçe yaşıyoruz. Eksik bir şey varsa onu da tamamlarız.” diyorlar. Yani kurulu tezgah, yapılan revizyonlara rağmen yerinde duruyor ve çalışmaya devam ediyor.

Kürtlerden yana olan Türklerin durumu da bir alem. Onları da zeka özürlü ve anasının gözü olanlar biçiminde iki guruba ayrılmış bulunuyor. Anasının gözü olan Kürt dostu Türkler(!) sağ gösterip sol vurma tezgahı kurmuşlar. Kürtleri yanlış hedeflere yönlendiren, hedef şaşırtması veren, zeka karartan ve aptallaştıran projeler yapıp önümüze koyuyorlar.

Biri “Apo bir dahidir, onu takip edin” diyor. Başka biri “Apo cahilin tekidir ondan uzak durun.” diyor. Kimi “Tayyip bu sorunu çözer” diyor. Kimisi de “Sakın ha! Tayyip sizi kandırıyor.” diyor. Kimi “Silah bırak” derken, ötekisi “Sakın ha!” diye bağırıyor. “Toprak, bayrak, devlet istemek gericiliktir. İnsan hakları, demokrasi, hukuk ve adalet isteyin bu size yeter.” diyenler var. İşin garibi, bu laflara inananlar var.

Eeeee! Bizimkiler de Allah için boş durmuyorlar. Onlar da kallavi projeler hazırlayıp yedi düvele pazarlıyorlar. Ekolojik toplum, demokratik cumhuriyet, çağdaş adalet, kanton siyaset, halkların kardeşliği gibi projelerin biri gidiyor, diğeri dönüyor.

Kısacası, ister Kürt düşmanı olsun isterse Kürt dostu, ister yoldaş olsun ister din kardeşi, İster Alevi olsun ister Sunni, ister kadın olsun ister erkek, Türklerle başımız belada. Dost olan da başımıza dert açıyor, düşman olan da.

Az da olsa, Kürt dostu olan akıllı, namuslu, yürekli Türkler de var elbette. Bu saygın insanları, yürütülen bu tür kirli politikalardan tenzih ederim.


Print