|
Ne Olursan Ol, Ama Kürt Olma
|
2015-03-15 12:07
|
Yılmaz Çamlıbel
|
|
Türkiye’ye eleştiriyel bir gözle baktığımızda, yansız ve nesnel analizler yaptığımızda, Kürt ulusal mücadelesinin öne çıktığını, ivme kazandığını, lokomotif durumuna geldiğini, toplumda var olan tüm muhalefet gruplarının sözcüsü haline geldiğini görürüz.
Bu durum, Türkiye sermaye sınıfı ile kurulu düzeni korkutuyor. Türk egemen çevreleri, bu gidişi durdurmada zorluk çekiyorlar. Bu nedenle mücadeleyi sulandırmak, bilinç karartmak, hedef şaşırtması vermek için, içiçe geçmiş tuzak projeler yapıp piyasaya sürüyorlar. Bir kaç örnek vermek istiyorum.
Türk müslümanları, İslam dininin enternasyonal yapısıyla çelişen, dolayısıyla müminleri şirk koşmaya, küfre sevkeden sözler söyüyorlar, bunun üzerine çeşitli projeler yapıyorlar. “Türk-İslam Sentezi” bunlardan birisidir.
Malum, milliyetçilik ırk esasına, Müslümanlık ise inanç esasına dayalı bir kardeşliktir. Bir milliyetçi için, Hıristiyan, Müslüman, Musevi, Budist, Ataist, Türk ırkından gelen her kes, bir birinin kardeşidir. Bir Müslüman için de, Rus, Türk, Afgan, Bulgar, Kürt, Arnavut, zenci olan tüm Müslümanlar birbirinin kardeşidir.
Bu durumda, Müslüman olan Türkçü, Türkçü olan da Müslüman olamaz. Yani, ırkla dinin sentezi yapılamaz. Ama iş Türke gelince “Bal gibi oluyor.” Nitekim yıllardan beridir de Türkiye, Türk-İslam senteziyle yönetiliyor.
Ama bizden birisi, Kürt-İslam sentezi yapmaya kalktığında, kıyametler kopuyor. “Bu kavimiyetçiliktir. Kavimiyetçilik islama aykırıdır. Yapılan bozgunculuktur, gühahtır, küfürdür.” diye bağırıyorlar. Yani bize diyorlar ki “Müslüman ol, ama Kürt olma.”
Prof. Necmettin Erbakan’ı hepiniz tanırsınız. Türk-İslam sentezi, onun eseridir. Erbakan Hoca, legal demokratik meşru zeminlerde kalarak, bu siyaseti Türkiye’de iktidara getirmek için çok çalıştı, ciddi emek sarfetti. Partisinin birini kapattılar, o yenisini açtı. Sonunda başarıya ulaştı, AKP iktidar oldu.
Erbakan Hoca, oluşturduğu bu politikaya “Milli Görüş” adını vermişti. Şimdi beraberce düşünelim. Burdaki milli kelimesi hangi milleti temsil ediyor acaba? Elbette ki Türk milletini temsil ediyor.
Erdoğan’ın da piri olan Necmettin Hoca, Türk ırkçılığınının üstüne Müslüman sosu dökerek, Türkiye’nin Müslüman halklarına servis yaptı. Eğri oturup doğru konuşalım, Erbakan Hoca tam anlamıyla, anasının gözü bir adımdı. Elbette çırakları da öyle....
Gelelim Türk solcularına. Onlar da kendilerini “Türk Solu.” biçiminde nitelendiriyorlar. Biz Kürt solu dediğimizde, kıyameti koparıyorlar. Kendileri “Türkiye Komünist Partisi” kuruyorlar. Ama biz Kürt Komünist Partisi kurmak istediğimizde, “Bu işçi sınıfını bölmektir, gericiliktir, bölücülüktür, emperyalizme uşaklıktır.” diyorlar. Keza onlar da bize, “Komünist ol, ama Kürt olma.” diyorlar.
Bir Kürt Alevisine “Kardeş! sen hangi millettensin?” diye sorulduğunda genellikle, “Ben Aleviyim.” diye cevap verir. “Mezhebini değil, milliyetini sordum” dediğinizde bu sefer de “Ben insanım.” diye yanıt verir. Israr ettiğinizde “Alevi Mezhebi, insanı hayatın merkezine koyar. Yani bize göre aslolan ırk değil insanlıktır.” diye inciler dizmeye başlar. Yani onlar da bize, “Alevi ol, sakın Kürt olma.” diyorlar.
Feministler de bir alem doğrusu. Onlara da milliyetini sorduğunda “Ben kadınım.” diye cevap veriyorlar. Biraz eşelemeye kalktığınızda “Önemli olan kadınlıktır, milliyet değil.” biçiminde bir sürü lafı peş peşe sıralıyorlar.
Allah illah aşkına! hele seçim meydanlarına bir göz atın, Türkiye’nin çözüm bekleyen onca sorunu varken, “Tükiye partisi” lafı yeri göğü inletiyor. bağıranlara, çağıranlara göre yaşadığımız ülkede, Türkiye partisi yoktur.
Kendi hesabıma bu duruma çok üzülüyorum. “Etle tırnak olduğumuz (!), binlerce yıl birlikte kardeşce yaşadığımız (!) ” Türk kardeşlerimizin içine düştüğü bu hazin durum, inanın beni kahradiyor. Vallahi içim parçalanıyor, ciğerim yanıyor.
Anladığım kadarıyla Türk kardeşlerimiz, Türkiye partisi kurma görevi de, biz Kürtlerin sırtına yüklemiş bulunuyorlar. Aynı telden çalan anasının gözü Kürt kardeşlerimiz de, malum mutfakta hazırlanan bu projeyi uygulamaya koymak için, can havliyle çalışıyorlar.
Sizin anlayacağınız sağcı-solcu, Alevi-Sünni, laik-dindar, kadın-erkek, kapitalist-proleter ve devlet, elele vermiş yurtsever Kürtlere, “Her şey ol, ama sakın Kürt olma” diye parmak sallıyorlar.
O zaman yapacağımız şey bellidir. Elimizdeki tüm Kürt partileri, “Devlet istemiyoruz, toprak istemiyoruz, bayrak istemiyoruz, ana dilde eğitim istemiyoruz. Zaten Kürt diye bir halk, Kürtçe diye bir dil yoktur.” diyerek, Allahına bir Türkiye Partisi haline getirelim. El ele tutuşarak er meydanına inelim. Etnik siyaset yapan bölücülere hadlerini bildirelim. Zavallı Türk kardeşlerimizi bu azaptan kurtaralım. Haydi koç yiğitler! görev başına....
|
|
|
|