|
Sizi gidi yalancılar sahtekarlar entrikacılar
|
2015-09-22 20:59
|
Yılmaz Çamlıbel
|
|
Kişiler ve kurumlar şahsi ve toplumsal çıkarlarını korumak için, birbirlerine yalan söylerler, sahtekarlık yaparlar, entrika çevirirler. Bu durum, devlet vatandaş ilişkilerinde en üst seviyeye çıkar. Toplumu derinden etkileyen yalanlar söylenir, sahtekarlıklar yapılır, entrikalar çevrilir. Türk devletiyle Kürtler arasında yaşanan olaylar buna iyi bir örnektir.
TC’nin kuruluş sürecinde Kemalistler Kürtlere, düşman eline düşen İslam padişahını esaretten kurtarma ve ortak bir devlet kurma önerisinde bulundular. Bu söze inanan Kürtler Kemalistlerle işbirliği yaptılar, TC’nin kuruluşuna ciddi katkılarda bulundular.
Kemalist önderler, devletin kurulmasından hemen sonra, Kürtleri yok saydılar ve yok etmeye kalktılar. Kürtler bu ihaneti kabul etmediler ve devlete başkaldırdılar. Kürt isyanları birbirlerini izlemeye başladı. Tüm isyanlar kanla bastırıldı. Köy, ev, tarla, ormanlar yakılıp yakıldı. Kürt önder aileleri batıya sürüldü. Çok yönlü asimilasyon projeleri yürürlüğe konuldu.
Buna karşın Kemalistler, Kürtler içinde var olan feodal düzenin kılına bile dokunmadılar. Aksine onu kanatlarının altına alıp korudular, güçlendirdiler. Çünkü onlar, feodalizmin tasviye olması halinde, Kürt burjuva sınıfının ortaya çıkacağını, bu nedenle Kürt ulusal bilincinin güçleneceğini, Kürt önder kadroları içinde kaderini tayin etme özleminin güçleneceğini ve Kürt mücadelesinin devletleşme yoluna gireceğini biliyorlardı.
Bunun için, Kürdistan’a yatırım yapmayarak sermaye birikimini engellediler. Kürdistan’da yaratılan artı değerlerinin tümünü batı ya aktardılar. Bayilikler, teşvik kredileri vererek, okumuş çocuklarını bürokraside istihdam ederek, Kürt egemen çevrelerini işbirlikçi durumuna getirdiler.
Bu sinsi projelerini de “Özel sektör, geri kalmış doğuya yatırım yapmıyor. Oranın zenginleri de, sermayelerini batıya kaçırıyorlar, devlet ne yapsın?” biçiminde savundular.
Koro halinde, “Bin yıldan beridir barış içinde kardeşçe yaşıyoruz. Teröristler bu kardeşliğimizi bozmak istiyorlar.” deyip duruyorlar.
İlk Kürt isyanı 1806 yılında Rewandûzlu Abrurrahman Paşa tarafından organize edildi. Yani tam 209 yıldan beridir, Türklerle Kürtler savaş halindeler. Eğer bizler bu sahtekarların dediği gibi barış içinde yaşıyorsak, o zaman Ecinni taifesi mi bizler adına savaşıyorlar, insan öldürüyorlar, kan döküyorlar?
Şu kız alıp verme lafını duyduğumda, cinlerim tepeme şıkıyor. Bu kız alış verişinden de gına geldi artık. Bana bakın sahtekarlar, düzenbazlar, üçkağıtçılar, “Alın kızlarınızı, verin kızlarımızı, bu iş burda bitsin, herkes kendi yoluna gitsin. Sizden bıktık artık anlıyor musunuz?”
Türk yöneticileri yıllardan beridir bizleri “Türkiyelileşin” bambardımanına tuttular, beynimizi yıkadılar. Ha bire sorup duruyorsunuz, “Çabuk söyleyin, siz Kürt partisi misiniz?” Bizim malum çevreler yemin billah ediyorlar “Vallahide billahide biz Kürt partisi değil, Türkiye partisiyiz.” diye cevap veriyorlar. Yani herkes birbirine yalan söylüyor, birbirini kandırmaya çalışıyor.
Türkiye’nin başbakanı, reis-i cumhuru ve de her şeyi olan Tayyip Erdoğan, abuş suratıyla ha bire parmak sallayıp bağırıyor “Etnik siyaset yapıyorsunuz.”
Bizimkiler süt dökmüş kediler gibi pısıyorlar. Allah için biri çıkıp “Hemşehrim sen ne diyon lan. Kürt sorunu etnik bir sorundur, dolayısiyle etnik siyasetlerle çözülür. Yani siz bizleri, karakaşlı karagözlü pala bıyıklı olduğumuz için mi, işkence ediyor, hapse atıyor, öldürüyorsunuz, yoksa Kürt olduğumuz için mi?”
Ben biliyorum “Kürt” denildiğinde halkımıza yaptığınız insanlık dışı vahşet aklınıza geliyor. Onun için ödünüz kopuyor, uykunuz kaçıyor, panikliyorsunuz. Suçunuzu gizlemek için, dağarcığınızda ne kadar yalan, dolan, entrika, sahtekarlık, üçkağıtcılık varsa piyasaya sürüyorsunuz.
Yıllardan beridir, “Kürt diye bir halk, kürtçe diye bir dil yoktur. Etle tırnak gibiyiz. Bin yıldır birlikte kardeşçe yaşıyoruz. Kürtler, birinci sınıf vatandaşlarımızdır. Kız alıp vermişiz. Türkiye’nin kalkınmasını istemeyen dış güçler, aramızı nifak sokuyor v.s.” deyip duruyorsunuz. Bunların işe yaramadığını görüyorsunuz. Söyler misiniz, neden hala bu aptal politikayı sürdürmede inat ediyorsunuz? iki halkın kanını içmekten bıkmadınız mı hala? Vampir misiniz nesiniz?
|
|
|
|