2025-01-16
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Yılmaz Çamlıbel
 
Milliyetçilik Irkçılık Soykırım
2016-06-30 23:28
Yılmaz Çamlıbel
1915 Ermeni soykırımının Alman Parlementosu tarafından kabul edilmesi, soykırım üzerine yeniden düşünmemize neden oldu. Ben de bu yazımda, milliyetçilik, ırkçılık ve soykırım konusunu kısaca irdelemek istiyorum.

Feodal düzende toplumlar din kimliği üzerine dizayn edilmişti. Düzenin sahibi olan krallar ve senyörler, her alanda ülke ve toplumların tartışılmaz sahibiydiler. Diğer insanlar, onların kullarıydı.

Dünya genelinde çevrilen feodal sömürü çarkı nedeniyle, ciddi bir sermeye birikimi sağlandı. Biriken sermaye, sermaye sınıfını doğurdu. Buna bağlı olarak kapitalist sınıfın ideolojisi olan milliyetçilik, toplumların başat kimliği haline geldi.

Tarih sahnesine çıkan burjuva sınıfla feodaller arasında, kıran kırana bir iktidar savaşı başladı. Tarih sahnesine çıkan sermaye sınıfı, eski dünyayı yıkıp, yerine yepyeni bir dünya kurdu ve onu yönetmeye başladı.

Feodal İmparatorluklar yıkıldı, ulus devletler kuruldu. Din kimliği geriye itildi, ulus kimliği öne çıkarıldı. Milliyetçilik devlet ile toplumun eleştirilmez, dokunulmaz başat kimliği haline geldi. Bu yeni kutsal kimlik ekseninde acımasız bir sömürü çarkı çevrilmeye başlandı.

Bu vahşi sömürü sonucunda, tarih sahnesine işçi sınıf çıktı. Bu sefer de, burjuva sınıfıyla işçi sınıfı arasında dişe diş bir mücadele başladı.

Dünya sermaye sınıfı, ülke yönetimini elinde tutmak için burjuva ideolojisini olabildiğince tahrim etti. Onu vaz geçilmez kutsal bir ideoloji haline getirdi. Bu politika sonucunda dünya kapitalist sistemi emperyalist aşamaya geldi. Buna bağlı olarak milliyetçilik önce ırkçılık, daha sonra da faşizm aşamasına geldi. Birinci ve ikinci dünya paylaşım savaşlarında burjuva sınıfı, bazı ülkelerde soykırım politikaları uyguladı.

Bu politikalırın ne olup olmadığının daha iyi anlamak için, önce “Soykırım, jenosit” kelimesinin ne anlama geldiğini bilmemizde yarar var.

Jenosit, birleşik bir kelimedir. genos, Yunanca “ırk soy” anlamına geliyor. Cidium ise Fransızca “katletmek, yok etmek” anlamına geliyor. Bu iki kelime, jenosit biçiminde yan yana gelmiştir. Anlamı, bir halkı, toplumsal grubu yoketmek anlamına geliyor.

Ancak bu konuda önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Bazı insanların dediği gibi soykırım kelimesi, bir milletin tüm üyelerini asarak, keserek, kurşuna dizerek biyolojik olarak ortadan kaldırmak anlamına gelmiyor.

Bunu söyleyenlerin amacı, böylesine ekstrem bir tarifle sorunu çarpıtmak, bilinç karartarak, hedef şaşırtması vererek soykırım uygulamalarını gizlemektir. Şimdi, soykırım kelimesinin ne anlama geldiğine bir bakalım.

Soykırım kelimesinin anlamını şu şekilde özetliyebiliriz. “Soykırım, ulusal ve toplumsal bir grubu yok etmek amacıyle, o grubun maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap veren değerlerin yok edilmesi amacını taşıyan, çeşitli hareketlerden oluşan,örgütlü bir plandır.

Bu tür planların temel hedefi, ulusal ve toplumsal gruplara ait siyasi ve toplumsal kurumların, kültürün, dilin, milli hislerin, dinin ve iktisadi varlığın tahrip edilmesi ve bu gruplara mensup kişilerin bireysel güvenlik, özgürlük, sağlık, onur ve yaşamlarının yok edilmesidir. “


Bu ifade, uzun yıllar soykırım üzerine yapılan bilimsel, akademik çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış bir tariftir.

Örneğin, Uluslararası Ceza Mahkemesi, aşağıda sıralamaya çalıştığım eylemleri ve uygulamaları soykırım olarak değerlendiriyor.

“Bir grubun üyelerini öldürmek. Bir grubun üyelerine ruhsal, fiziksel ve zihinsel olarak zarar vermek. Bir grubun üyelerini bilerek tamamen veya kısmen yok oluşa götürecek kötü yaşam şartlarına tabi tutmak. Gruptaki doğumları engellemek. Bir grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek.”

Genocide Watch (Soykırım Gözlem Örgütü) ise dünya genelinde uygulamaya konulan soykırım projelerini şu şekilde özetliyor.

“İnsanları, bizden ve onlardan diye ikiye bölmek. Nefret doğuran simgeleri bir gruba mal etmek. Bir grubun varlığını inkar etmek. Bir grubun insanlarına çirkin belirlemelerde bulunmak. Bir gruba yönelik milis ve ya özel ordu birlikler kurmak. Bir gruba yönelik nefret aşılayan yayanılar çıkarmak, propagandalar yapmak. Bir grubun üyelerini insan dışı yaratıklar olarak göstermek. Hedef gruplara yönelik işlenen insanlık dışı suçları inatla gizlemek ve inkar etmek.”

Şimdi,yukarıdaki tariflerin ışığında, aşağıdaki belirlemeleri tarafsız bir gözle yorumlamanızı rica ediyorum. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, bunlar soykırım uygulamaları değil mi yani?

Kuyruklu Kürt. Ermeni dölü. Korkak Yahudi. Pis Arap. Terörist, Mağara numaran kaç? Cemde Mumsöndü. Kürt ne bilir bayramı zırzır içer ayranı.

Kürtlerin varlığını ret etmek. Kürtçe eğitimi yasaklamak. Kürt çocuklarını zorla Türkçe eğitime tabi tutmak. Kürt dili ve kültürünü yasaklamak. Çeşitli gerekçelerle Kürdistan’ın demografik yapısını değiştirmek. Kürtçe, Keldanice, Asuruce, Ermenice, Rumca olan coğrafi isimleri Türkçeleştirmek ve benzeri uygulamalarda bulunmak soykırımdır.


Print