|
Mele
|
2011-12-19 11:48
|
Yılmaz Çamlıbel
|
|
Kürt toplumunun önemli aktörlerinden biri olan Meleler, nihayet günümüzün konusu haline geldiler. Bu, çok iyi oldu. Zira Kürt aydınlanmasında, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinde, önemli bir misyon yüklenmiş olan bu toplumsal grubun, hem Türkler ve hem de Kürtler tarafından daha iyi anlaşılmasına neden olacak.
Osmanlı devlet yönetimi, Tanzimattan itibaren bir çok konuda merkezileşmeye yöneldi. Ama eğitim konusunda ciddi bir yapılandırmaya gidemedi.
Kürt medreseleri, Osmanlı devletinin yıkılışına kadar, merkezden bağımsız olan ana yapısını korudu. Bu medreselerde okuyan feqîlerin (Öğrencilerin) yeme, içme, giyinme ve barınma ihtiyaçları halk tarafından karşılanıyordu.
Feqîler, bu medreselerde din bilgilerinin yanında, yabancı dil, astronomi, cebir, matematik, tıp, Kürt dili, sanatı ve edebiyatı derslerini de okuyorlardı. Bunlardan daha önemlisi, Kürt medreselerinin eğitim dili, Kürtçeydi.
Kürt medreselerinde icazet (diploma) alan feqîler, mele statüsüne geçiyorlardı. Daha sonra da köy ve kasabalarda görev yapıyorlardı. Melelerin tüm ihtiyaçları da, yine halk tarafından karşılanıyordu. Kısacası Kürt medreseleri, Kürtdistan’ın genelinde halk tarafından örgütlenmiş, halka hizmet sunan devasa sivil toplum kurumlarıydı.
Kürt meleleri dini bilgilerinin yanında, Kürt tarihi, edebiyatı, sanatı ve kültürü hakkında bilgi sahibi olan, araştırma yapan, eser veren kimselerdi. Bu nedenlerle halkın saygı duyduğu, sözünü dinlediği elit bir sosyal tabakaydı. Bu kişiler sadece din konusunda değil, hayatın her alanında halka öncülük yapıyorlardı.
Feqîler ve meleler, halkla iç içe yaşıyorlardı. Dolayısiyle diğer eğitim kurumlarında olduğu gibi, halkına ve kimliğine yabancılaşmıyorlardı. Bu nedenlerle Kemalist rejimi, Kürdistan’daki kurulu düzeni savunma durumuna düşmüyorlardı. Tam aksine Kemalist rejime ve feodal düzene muhalefet ediyorlardı.
Kemalist rejimin anti Kürt politikaları nedeniyle devlete karşı baş kaldıran Kürt isyanlarına etkin biçimde katılıyor, elde silah savaşıyorlandı.
Bu medreselerden mezun olduğu halde, kominist olan melelerin sayısı küçümsenmeyecek orandadır. Devrimci şiirleriyle Kürt halkının yüreğinde taht kurmuş Cegerxwîn bunlardan birisidir.
Bazı toplumsal gruplara avantajlar sağlayan Cumhuriyet rejimi, Kürtler için tam bir felaket oldu. Kürtlere bir şeyler verme bir yana, olanları da alıp götürdü. Kürtlerin varlığı, dili, kültürü ve tarihi yok sayıldı ve yok edilmeye başlandı. Kürt medreselerinin tümü kapatıldı.
Kemalistler, İslam dininin Hanefi mezhebini, devletin resmi dini haline getirdiler. Hanefi mezhebini, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kanatları altına alarak, İslam dinini Türk ırkçılığının önemli bir payandası haline getirdiler ve onu halka karşı kullandılar.
Fakir fukara çocuklarını İmam Hatip Liselerinde, ilahiyat fakültelerinde okutarak, düzen yanlısı ırkçı bir bürokrası, bir ruhban sınıfı yarattılar.
Devlet, Kürdistan’ın vilayet, kasaba ve köylerindeki camilerde görev yapan meleleri devre dışına atıp, yerine Türk-İslam sentezinini savunan ırkçı militanlarını atadı. Camilerdeki Kürt dili duyulmaz hale geldi. Yani Kürt dilini inanç alanında da yasaklanarak, yok etmeyi hedefine koydu.
Peki, bu mele sorunu durup dururken mi ortaya çıktı? Elbette ki hayır. Bunun, çok ciddi bir maddi temeli var. Buna kısaca değinmek istiyorum.
Kürt halkının özgürlük mücadelesini omuzlayan ve sürdüren sosyalist kadrolar, Kemalizmi taklit ederek, Kürt dindarlarına hep mesafeli durdular, hatta onları ötelediler. Bu durum, Kürt dindarlarının ulusal mücadele saflarına katılmasını önledi ve onları milliyetçi Türk dindarlarının kanadı altına itti. Referansı İslamiyet olan AKP’nin seçimlerde Kürtlerin yarıya yakınının oyunu almasının temel nedenlerinden birisi de budur.
Kürt solu, nihayet bu ciddi hatasının farkına vardı ve şimdi onu düzeltmeye çalışıyor. Bunun için tüm kürtleri kanadının altına alacak bir ulusal birliğe ihtiyaç var. Kürt sorununun ivme kazanmasına mani olmak isteyen çevreler de, bunu engellemeye çalışıyorlar.
Bu çevreden birisi de Türk soludur. Onlar, Kürtleri ulusal mücadeleden uzaklaştırıp, sınıf mücadelesi içine çekmek istiyorlar. Çatı partisi söylemleriyle Kürt dindar ve solcularının bir çatı altında toplanmasının önünü kesmek istiyorlar.
Bazı aklı evvel Kürtler de, tıpkı Kürt müslümanları gibi, Türk solcularının kanadı altına girerek, Kürt sorununu çözmek istiyorlar. Türk solcularıyla, Türk dindarlarının temel amacı, Kürt ulusal birliğinin güçlenmesini engellemek, ulusal kurtuluş mücadelesini yanlış yerlere kanalize etmektir.
Hükümet ve ona akıl verenler, Kürt dindar kesimini düzenin altında almak, onu kontrol altında tutmak istiyorlar. Bunun için bu politikayı Kürdistan’da sürdürecek miktarda Kürt melesini devşirmek istiyorlar.
Bin meleyi sınavla kadrolu imam haline getirerek, onlara Kürdistan’da görevlendirerek, Kürt ulusal birliğini engellemek, din birliğini kurtuluş yolu olarak zihinlerimize kazımak istiyorlar.
Bu sınavda melelerin dini bilgilerinden ziyade, ideolojik ve politik nitelikleri tesbit edilecek. Kurulu düzene muhalif olmayanlar, ulusal kimliğine sahip çıkmayanlar, Kurtuluşu İslamda bulanlar, İslami enternasyonalizm yerine Türk ırkçılığına yandaş olanlar, bu sınavı kazanacaklardır. Buna kalıbımı basarım.
|
|
|
|