|
Neo Putperestler
|
2017-06-29 12:50
|
Yılmaz Çamlıbel
|
|
İnsanlar, ideolojiler ve olgular, doğar büyür ve ölürler. Bunların bazıları irademizin içinde, bazıları ise irademizin dışında meydana gelirler.
Örneğin, Hollywoot’ta kurulan kapitalist bir çark, fiziği güzel, aklı, birikimi ve donanımı zayıf bir genç kızı allayıp pullayıp, dünya çapında bir star halene getirirler. Daha sonra, onu piyasaya sürerler. Belli bir süre sonra, metalaştırılmış bu insanlar üzerinden vahşi bir sömürü çarkı dönmeye başlar.
Piyasaya sürülen yeni bir star, öncekilerini yavaş yavaş sollamaya başlar. Eski star, arayı kapatmak için, bir eroinman gibi “Kozmetik” denilen sanayinin ürünlerine saldırmaya başlar. Milyarlarca dolar piyasada dolaşmaya başlar.
Tüm çabalara karşın yeni star, aşağılara yuvarlanmaktan kurtulamaz. Zamanla bir enkaz haline gelir ve dünyanın sanat çöplüğüne atılır. Yerine bir yenisi konulur.
Siyasetçi, akademisyen ve kanaat önderlerinin durumu da aynen böyledir. Dünyada kurulan organizasyonlarda yer alan bu kişiler, içlerinden birini öne çıkarırlar. Onu allıyarak, pullayarak, iterek ve kakarak, en üst tepeye kadar çıkarırlar. Sonuçta, bu insanlar arasında, şeyh-mürit ilişkilerine dayalı bir düzen kurulur. İnsanlar oluşturulan bu düzen içinde sürüleştirilir ve güdülür.
Söylenenlere ve yazılanlara bakarsak eğer, dünyaya 40 bin peygamber gelmiş gitmiş. Bu peygamberlerin (Konfüçyüs ve Buda hariç) hepsi Ortadoğuludur. Yani Ortadoğu halkları, tarih boyunca, 40 bin peygamber yaratmışlar ve 40 bin peygamberi de yok etmişler.
Bu nedenledir ki Ortadoğu da süpermen haline getirilmiş, siyasetçi, akademisyen, kanat önderi ve ilahiyatçı meydanlarda at koşturuyor. Bu putlaştırılmış insanlar, halkları sürüleştirerek ve güderek yönetiyorlar. Bu, üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir konudur.
Neyse, biz esas konumuza dönelim. Dikkat edersek eğer, Ortadoğulu siyasetçilerin durumuyla, Ortadoğulu peygamberlerin durumu bir birlerine çok benziyor. Çünkü toprak aynı. Aynı topraktan benzer nebatlar yeşerir. Bunda şaşılacak bir şey yok.
Bu coğrafyada, her hangi bir siyasi, sosyal, ekonomik, dinsel ve mezhepsel bir organizasyon kurulduğunda, bireyler arasında anında, bir şeyh-mürit ilişkisi şekillenmeye başlar. Bu iş, müridlerin yarattığı şeyhi uçurtma aşamasına getirinciye kadar devam eder.
Malum, tek tanrıcı dinlerden önce insanlar putlara taparlardı. Peki bu putları kim yapıp piyasaya sürüyordu? El becerisi olan insanlardan birisi, bir kütük parçası alıp onu geyik başı gibi yontar, beraber yaşadığı insanların önüne koyardı. Bu yontuyu gören tüm insanlar, onu yapan usta da dahil olmak üzere, bu putun önünde anında secdeye kapanırlardı.
Her topluluğun bir putu vardı. İnsanlar, onlardan şefaat beklerdi. Onlardan kendilerine sıhhat , huzur, bereket ve mutluluk getirmesini dilerlerdi. Yani kendilerini, kendi elleriyle yaptıkları putlara emanet ederlerdi. Ve tüm özlem, istem ve beklentilerinin bu put tarafından karşılanmasını beklerlerdi.
İçinde yaşadığımız insanlık ailesi, 3 bin yılından beridir, tek tanrıcılık dinini kabul etmiş bulunuyor. Ne var ki, aradan geçen bunca zamana karşın, insanlar hala putperest kültüründen yakasını tam kurtarmış değil.
Günümüzde hala put da var, putpereslik de. Putperest kültürü, toplumdaki anasının gözü insanlar aracılığıyla kendisini yenileyerek, toplum üzerindeki ilahi hegemonyasını tüm azametiyle sürdürmeye devam ediyor.
Musolini, Hitler, Salazar, Stalin, Atatürk, Hümeyni, Mao, Saddam, Hafız Esat, Apo... say say bitmez. Bir put gidiyor, başka bir put geliyor. Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçtaroğlu Türklerin son model putlarıdır.
Sizin anlıyacağınız, Neo Liberal ve Neo Nazi gibi, Neo Putlarımız da var. Bunların ortaya çıkardıkları yeni düzene de, Neo Putperestlik düzeni diyebiliriz her halde.
Dünya kapitalist sistemi, sömürü ve hegemonyasını sürdürmek için, nasıl Neo Liberalizmi, Neo Naziliği şekillendirmişse, Neo siyaseti, Neo dini, Neo kültürü, Neo sosyolojiyi de, öyle şekillendiriyor. Kurulu düzen sıkıştığında, “Dünya Evrensel Üst Aklı” derhal devreye girip yeni bir putu allıyıp pullayıp piyasaya sürüyor.
Kürt ulusal mücadelesinin ivme kazandığı bu süreçte, dünya egemen güçleri, bilinç karartarak, hedef şaşırtması vererek Kürt ulusal mücadelesini içinden çıkılmaz bir bataklığa sürüklüyor. Dünya putperest atölyesinde Kürtler için her gün çeşitli yeni putlar yapılıp piyasaya sürülüyor. Beğen beğen al. Hediyesi bir tabak tırşık. Gel vatandaş gel. Batan geminin malları bunlar...
|
|
|
|