2024-12-21
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Ali Bayramoğlu
 
Yazık ve ayıp: Milli hassasiyet cinayetleri…
2013-05-17 23:01
Ali Bayramoğlu
Yüzleşme, temizlik, arınma bir ülkede demokratik değişimin, demokratikleşmenin önemli taşıyıcıları arasında yer alır.

Siyasi suçlara, kıyımlara, resmi infazlara, cinayetlere ilişkin yüzleşme ve arınma, şüphe yok ki ahlaki, siyasi, hukuki hesaplaşma içerir.

Hesaplaşma hakikati ortaya çıkardığı oranda vuku bulur.

Hakikatin ortaya çıkması ise bir telafi aracıdır.

İnsana onurunun iadesi, resmi itiraf ve ayıklanma, yeniden yapılanma…

Ergenekon, Balyoz, 12 Eylül, 28 Şubat davaları, süren kimi JİTEM soruşturma ve kovuşturmalarıyla Türkiye de bu konuda yol alıyor.

Ama alınan bu yolun henüz çok kısa olduğunu teslim etmek gerekir.

Sadece son 10 yıla bakalım…

Santoro cinayeti, Misyoner katliamı, Dink cinayeti…

Hangisinde hakikatin kıyısına yaklaşıldı?

Ve kimin umrunda?

Sokak çocuklarının, çetelerin, örgütlerin işi olarak görülen bu hadiselerden bir kısmı tasnif edildi, diğer kısmı tasnif edilmek üzere…

Misyonerlik karşıtı devlet seferberliği, AB sürecine, reform hamlelerine karşı beslenen, tahrik edilen yerel otoriter ve milliyetçi reaksiyonlar "derin devlet"ten bağımsız düşünülebilir mi?

Askeri darbe için zemin hazırlama çabaları, hükümet devirmek için girişilen miting politikaları gayri müslimlere yönelik eylem ve cinayetlerden bağımsız ele alanabilir mi?

Bir de madalyonun öte yüzü var.

Bu yüzde toplumsal vicdan meselesi bulunuyor.

Bu olaylar karanlıkta kaldıkça, hakikat bizden uzak durdukça, toplumsal vicdan nasıl temizlenecek, vicdan sıkıntısı nasıl dinecektir?

Bu sıkıntı ki, bize otoriter uygulamaların ahlaksızca sıradanlaşması, doğrulanması olarak geri döner. Döner ve tüm toplumsal benliğimizi kaplar.

Dink cinayeti, Hrant Dink örneğin…

Tarih Hrant Dink"i önce bu ülkenin vicdanı, ölümünden sonra ise vicdan azabı olan adam olarak anacaktır.

Doğrudur bu ve katmanlıdır.

Onun öldürülmesiyle ilgili hakikat bizden uzaklaştıkça bu azap daha derinleşecektir.

Nitekim öyle oluyor…

Yargıtay, bir kaç gün önce verdiği kararla, cinayetin soruşturulması, ardından kovuşturulması sırasında yaşanan eksik ve vahim hukuk tablosunun son halkası oluyordu. Bu kararda Dink"in bir örgüt tarafından, ama mahalle çocuklarının kurduğu bir örgüt tarafından öldürüldüğü söylüyordu.

Kararın varsaydığı, kastettiği milli hasasiyet üzerinden kurulan küçük çeteler…

Santoro"yu vuran 15 yaşındaki çocuk örneğinde olduğu gibi, okuyup, dinleyip, öfkelenenler, milli hassasiyetleriyle harekete geçenler…

Bırakın hakikate yaklaşmasını, bu ima bile siyaseten, hatta ahlaken vahimdir. Zira maktülleri tekrar vurulması ve aşağılanması anlamına gelir. Onları en azından milli hassasiyeti kaşıyan insanlar olan insanlar olarak ilan eder.

Yazık…

Bu ülkeye yazık…

Ayıp…

Bu zihniyeti sulayanlara ayıp…

-----------------------------------------------

Yeni Şafak-17 Mayıs


Print