2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Dr. Şükrü Güler
 
Kemal Abi’nin dönüşü ve geçmişten bazi izler...
2011-10-23 11:20
Dr. Şükrü Güler

Sayin Kemal Burkay abimizin 30 Temmuz günü uzun ayrılıktan sonra ülkeye döneceğini biliyordum. Ama Stokholm’dan saat kaç uçağı ile hareket edeceğini sevgili Kek Kovan Amedi ile telefon konuşmasından sonra öğrendim. Saat 12.30 THY uçağı, 16.45 Istanbul...

Almanya dışında olduğum icin diğer dostlarla da irtibat kurdum, uçak bileti alımı ve Kemal Abimizi İstanbul’da Karşılama heyecanı... Evet, yaşamı boyu onurlu duruşu, bilgili ve coşkulu yurtsever duyguları beni her zaman Kemal abiye hayran kılmıştır.

Kendisi ile ilk sohbetim 1969 yılının güzel bir sabahında olmuştu. Dersim’den TİP (Türkiye İşçi Partisi) milletvekili adayi idi. Seçim neticelerinin açıklandığı gecenin sabahı, ki sabahları Dersim bir başka güzeldir, Munzur Irmağının sabahki nemli buharı Dersim’e ayri bir özellik katar (Önde Munzur ırmağı, arkada ormanlı Kalan tepeleri, değişik bir güzellik verir Dersim’e). Dersim’in mütevazi bir kahvesinin önünde kendisini seven hemşerileriyle oturuyor ve sohbet ediyorduk. Üzüntüsünü belli etmek istemiyordu ama canı sıkkın idi. Secim yorgunluğu da vardı tabii. Burjuva partilerinin ve aşiretlerin olumsuzluğu az oyla seçimi kaybettirdi Kemal abiye. Buna rağmen masadan kalkıp dimdik yürüyerek avukat bürosuna gitti. Arkasından baktım: İnce, uzun ve zarif hali ile göklere uzanan selvi gibi idi.

Bizim Ovacik yolu Kemal abinin bürosunun önünden geçerdi, geçerken bürosuna, Kemal abiye hayranlıkla bakardık. Kemal abinin, mesleğinin ve politikanın yanı sıra sanat ve kültürü de çok sevdiğini bilirsiniz. Dersim’de ilk tiyatroyu 1970 yılında bir kaç dostu ile Kemal abi organize etti. “ Pir Sultan Abdal “ oynayacaktı. Tepebaşı Sineması’nda aydın bir Tiyatro gurubu olan Halk Oyuncuları tarafından. Rahmi Saltuk dostumuz, Tuncer Necmioğlu, Sivas’ta yakılan Nesimi Çimen de içinde idi. Dersim’de heyecan doruk noktasında idi. Oyun daha başlamadan Vali tarafından yasaklandı. Yer yerinden oynadı, Dersimliler galeyana geldi. Kemal abi ile tertip komitesi karakola götürüldü. Biz de karakolun önüne gittik. O anda Mehmet Kilan güvenlik gücleri tarafindan öldürüldü. Korku ve üzüntü ile geceyi orada geçirdik.

„ Gece saat iki-üç civarı karakol yetkilisi Kemal abiye „Kemal bey siz gidebilirsiniz“ demiş - Kemal abi de „acelesi yok Sabah olsun gideriz ,“ demiş. Kendisine gece niye çıkmadın diye sorulduğunda Kemal abi „bunlarin işi belli olmaz, gecedir çıkarım arkadan vururlar, sonradan derler, kaçarken dur emri ne uymadi, ateş ettik vuruldu.“

Evet Kemal abi, bunlarin işi sahiden belli olmaz. Hangi ülkede on senede bir askeri cunta, sivil yönetimi alaşağı eder? ( Sivil yöneticilerin yürekli olduğu, demokrasinin işlediği ülkelerde bu düşünülemez bile, düşünmek mümkün değil.)

Her cunta diğerinden daha zalim idi ama, bence en iğrenci 1980 cuntası idi. Yüz binlerce insan işkenceden geçirildi, tutuklulara olmadık zulüm yapıldı, 17 yaşındaki insanların yaşı büyütülüp dar ağacına çekildiler. Kemal abi, sen ve diğer dostlar da ülkeyi terketmek zorunda kaldınız. Bir çoğumuzu da vatandaşlıktan attılar. Ben atılanlarin 147’ncisiyim. Altında cunta şefi Kenen Evren’in imzası var. Çoğu zamanlar Berlin’de evin balkonundan Dersim yönüne bakar gözyaşlarımı tutamazdım tam 16 yıl. Biliriz ülke şirin-gurbet zordur. Evet, Kemal abi ile daha sonra Almanya’da Karşılaştık. Ulusal alanda duyarlı olduk, mütevazi katkılarımız oldu. Kemal Abimizin yanında olduk gurur duyduk. 1972 yılında Almanya – Berlin’e geldiğimden beri dostlarla/yurtsever insanlarımızla demokrasi, insan hakları, doğayı koruma ve entegrasyon alanında mütevazi uğraşılarım/uğraşılarımız oldu. Bunun için Almanya Cumhurbaşkanlığı tarafından, Komkar Berlin’de düzenlenen bir törenle bana Almanya Devlet Ödülü/Madalyası verilmişti. Çok sevinmiş ve onur duymuştum; ama en çok beni sevindiren ve onurlandıran senin bana verdiğin anıların kitabına şu cümleyi yazman idi. „Arkadaşım Dr. Şükrü’ye sevgilerimle...“ Sık sık bu sayfayı açıyor ve bu güzel cümleyi okuyorum.

Kemal abi, Dersim’e giderken yolun Xarput/Elaziğ’dan geçer. Oralar eskisi gibi değil. Ana caddedeki güzelim Ermeni evleri yıkıldı, yerlerinde beton bloklar yükseldi. Hozat garajına yakın Çay Bahçesi’ne büyük bir cami yapıldı, Xarput Kovancılarla birleşti, eski güzelliği kalmadı. Dersim de betonlaştı, beton binalar Sixeng’i doldurdu.

Bir de Siğenk altına baraj yapıldı, o yem yeşil ağaçlı alan su altında kaldı. Eski ormanlar yok edildi. Köyler bomboş. Derin Devlet amacına ulaştı.

Buna rağmen sürecin haklıdan yana işleyeceğini biliyoruz. Tüm gücümüzle Kemal abimizle beraberiz ..

Güle güle Kemal abi!

Print