2024-05-01
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Enver Sezgin
 
Kamplardan notlar
2014-10-28 22:26
Enver Sezgin
Uzayıp giden bir çarşısı ve sağlı sollu dükkânlar. Dükkânların önünde insan kalabalığı. Bu insanların bir kısmı kentin yeni sakinlerinden oluşuyor. IŞİD’in, Kobani’ye saldırdığı ilk günden itibaren sığınmacıların sayısı her geçen gün artmış. İki yüz bin insandan söz ediliyor. Bunların büyük çoğunluğu evlerde misafir ediliyor. Çok zor koşullarda yaşıyorlar. Pek çok şeye ihtiyaçları var. Burada sığınmacılara yardım etmek; onları biraz olsun rahatlatmak için çok sayıda insan gönüllü olarak çalışıyor. Bunlardan biri olan, Av. Emin Baran’ın ofisine uğruyoruz. Emin Baran’ın söylediğine göre Suruç Belediyesi ve AFAD’ ait iki ayrı çadır kamp var. Bu kamplarda toplam on beş bin insan barınmaktadır. Çok büyük çoğunluk akraba evlerinde ve tanıdıklarda kalıyor. Emin Baran anlatıyor: “Burada insanlar büyük bir fedakârlık örneği göstererek, en az bir aileyi evlerine alıyorlar. Bir aile deyip geçmeyin. Her aile en az on beş kişiden oluşuyor. Bu, her şeyden önce on beş yatak, on beş battaniye demektir. Burada, bir kalıp sabunun bile çok büyük bir önemi vardır. Özellikle çocukların pek çok şeye ihtiyacı bulunmaktadır.”

Şengal’den kaçıp gelen Ezidiler ise Batman, Şırnak ve Diyarbakır’daki kamplarda ikamet ediyorlar.

BatmanBelediyesi’ne ait olan kamp, Uğurca köyünün yanı başına kurulmuş. Bu bir Ezidi köyü. Arkadaşım ve hemşerim olan kamp sorumlusu Sıddık Toptaş’la sohbet ediyoruz. Ezidiler, Türkiye topraklarına zorlu bir süreçten sonra varabilmişler.

Özellikle, yaşlılar, hastalar ve çocuklar büyük bir eziyet çekmişler. Ölülerini bile gömmeye fırsat bulamadan yirmi saat yürümek zorunda kalmışlar. Tedirginlikleri hâlâ devam ediyor. Onlar yaşadıkları toprakların özlemini çekiyorlar. Irak topraklarında kalan yakınlarının akıbetinin ne olduğunu bilmiyorlar. Sığınmacıların bir bölümü boş olan evlere yerleştirilmiş. Toplam 1500 kişinin kaldığı bu çadır kentte yaşamak o kadar kolay değil. Ancak, belediye elinden geleni yapıyor. Yerler parke taşlarla döşenmiş, elektrik, tuvalet ve su ihtiyacı karşılanmış. Her gün banyo yapmalarının olanakları yaratılmış. Buna rağmen eksiklikler çok fazla.

Bu kez Diyarbakır çadır kampındayız.

YenişehirBelediyesi’nin sınırları içinde ve daha önce spor alanı olarak kullanılan geniş bir sahada dört bin Ezidi’nin yaşadığı bir kamp kurulmuş. Burası büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerinin ortak sorumluğu altına alınmış. Özellikle Diyarbakır halkının yardımları sayesinde burada hayat bir biçimde devam ediyor. Ancak soğuklar bastırdığında bu çadırlarda kalmak pek mümkün gözükmüyor. Kamp sorumlusundan izin alarak çadırları dolaşıyoruz. Biraz ileride bir kamyondan yardım malzemeleri dağıtılıyor. Aracın önünden geçerek yukarıya doğru yürüyoruz. Bu esnada bir çocuk yanımızda beliriyor. Adının İbrahim olduğunu söylüyor. Yanımdaki arkadaş çocuğa geceleri üşüyüp üşümediğini soruyor.

Yanıtı, “üşüyorum” oluyor.

Peki, battaniyen yok mu?

“Var ama küçük kardeşime veriyorum.”

Kardeşin kaç yaşında?

“Üç yaşında, adı Erkan.”

Okulunu ve arkadaşlarını çok özlemiş. Sohbetimiz bir müddet devam ediyor. Ayrılık vakti.

Elini sıkıp vedalaşıyoruz. Birkaç adım ilerlemiştik ki bize doğru koştuğunu gördük.

Durup derdinin ne olduğunu öğrenmek istedik.

“Bana oyuncak göndermenizi istiyorum.”

Yanıtımızı beklemeden konuşmasını sürdürüyor: “Yanlış anlamayın, oyuncağı kendim için değil, Erkan için istiyorum.”

Oyuncak göndereceğimize dair söz verip kamptan ayrılıyoruz.

Akşam Diyarbakırlı dostlarla yemekteyiz. İbrahim’in söyledikleri ve o “vakur” duruşu gözümün önünden gitmiyor.

Artık kendime hâkim olmam mümkün değil, ağlıyorum.

Değerli okurlar, onbinlerce sığınmacı zor koşullarda yardımlarınızı bekliyor.

Battaniye, çocuk maması, yatak, giyecek, temizlik maddeleri; pek çok şeye ihtiyaçları var.

Ne gönderecekseniz gönderin fakat her yardım kolisinin içinde mutlaka oyuncak olsun.

Erkan’ı/ Erkanları oyuncaksız bırakmayalım.

------------------------------------------------------

Taraf-28 Ekim
Print