2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Yılmaz Çamlıbel
 
Kardeş ve Kardeşlik
2014-12-10 20:51
Yılmaz Çamlıbel

yilmaz2014.camlibel@gmail.com

Kardeş ve kardeşlik; sevgi, emek, paylaşma, dayanışma gibi, geniş bir alanda kullanılan, İnsanlar arasında güçlü bağlar oluşturan, bireyleri yan yana getirip toplumsallaştıran iki kelimedir. Bu iki kelime, milyonlarca insanı sarıp sarmalar, onları aynı şeye gülen aynı şeye üzülen, kaderini belirleme konusunda aktif bir hale getiren ortak bir üst kimliğe kavuşturur. Bu da insanı edilgen, pasifist, teslimiyetçi bir konumdan çıkarıp aktif bir konuma getirir. İnsanları sosyalleştirir.

Kardeş ve kardeşlik, her şeyden önce biyolojik bir durumu ifade eder. Aynı anne ve babadan dünyaya gelenler, birbirinin kardeşleridir. Daha doğar doğmaz, bir birilerinin kardeşi, amcası, dayısı, dedesi, halası, teyzesi ve kuzeni oluruz. Bu akrabalıkta, insanların iradesi ve tercihi söz konusu değildir. Bu kardeşlikte, seçme ve seçilme hakkı yoktur. En önemlisi emek yoktur. Amiyane tabirle “Kaderimdir, çekerim.” durumudur.

Bu grupta yer alan insanların bazıları, diğerlerinin hak hukukunu da korumaya özen gösterirler. Kendisi için istediklerini onlar için de isterler. Onlarla iş ve güç birliği içinde olmaya özen gösterirler. Bazıları ise, şahsi çıkar gereği, kardeşlerine zarar veren her türlü davranışta bulunmaktan çekinmezler.

Aynı dine ve mezhebe mensup olan insanlar arasında bir inanç kardeşliği grubu oluşur. Aynı inancı paylaşan farklı ırk, renk, cins, sınıf, dil ve kültüre mensup milyonlarca insan arasında, güçlü bir ortaklık şekillenir. Bu kimseler de, kutsal amaçlara ulaşmak için, aralarında iş ve güç birliği yaparak din kardeşi olurlar. Ama bazıları Allah, peygamber ve kitap dinlemeden bir ötekini, (örneğin Kürtlere yapıldığı gibi) baskı altına alır, ezer, sömürür, adeta kimliksiz yaşamaya mahkum ederler. Onlara hayatı zindan ederler.

Gelelim en güçlü ve en anlamlı kardeşlik konusuna. Bu, ideolojik ve politik kardeşliktir. Bu kardeş ve kardeşlikte, akıl, düşünme, karar verme, kalıp basma, tercihde bulunma ve emek verme söz konusudur. Yani bu kardeşlik, diğerlerinden çok farklıdır. Daha anlamlıdır, daha kutsaldır ve daha etkileyicidir.

Örneğin, ırkımızı, rengimizi, cinsiyetimizi, amcamızı, dayımızı, dedemizi, hala ve teyzemizi seçme şansımiz yoktur. Keza bu kardeşliğe son verme şansımız da yoktur.

Ama ülküdaşımızı ve yoldaşmızı biz seçeriz. Beğenmediğimiz anda, bu kardeşliğe son verme şansımız da vardır. Yani bu kardeşliğe sürdürmeye mahkum değiliz. Bu kardeşlikte, statükoya teslim olmamız, istemediğimiz şeyleri sineye çekmemiz, birilerinin kuyruğa takılmamız söz konusu değildir. Tersine itiraz etme, ortaklığı revize etme, onu kökten değiştirme iradesine sahibiz. Zira bu, gönüllü bir birliktir.

İdeolojik ve politik kardeşlik, milyonlarca insanı bir hedefe doğru yönlendirir. Onları birbirleriyle uyumlu bir biçimde yaratan, üreten ve bölüşen bir metebolizma haline getirir. İnsanlar arasında vijdan, hak ve hukuka dayalı bir yaşama ve yönetme anlayışının kurumlaşmasına neden olur. İnsanları tasada ve kıvançta ortak hale getirir. İnsanları kutsal bir duruma yüceltir.

Şimdi esas konuya gelmek istiyorum. Biz dördü kız, sekizi erkek olmak üzere on iki kardeşiz. Kardeşler arasında bir kıymet biçme söz konusu olduğunda, hiç tereddüt etmeden kardeşim Ahmet Cengiz Çamlıbel’i en üst sıraya koyarım. Çünkü o, bir çok konuda kalıp bastığım bir insandır. Yani ikimiz, hem biyolojik hem de ideolojik kardeşiz.

Ahmet Cengiz Çamlıbel, Kürt ulusal çıkarını, şahsi ve ailevi çıkarının önüne koyan bir insandır. O, isteseydi eğer, mal ve mülk, şan ve şöhret sahibi olabilirdi. Ama O, kendini Kürt ulusal mücadelesine adadı. Bunun için hiç bir fedekarlıktan kaçınmadı. Ailesiyle, sesiyle, kalemiyle ve silahiyle, bu kutsal mücadeleye katıldı. Elinden gelen her şeyi yaptı. Tüm enerjisini seferber etti.

Yıllardan beridir, o yanık ve içten gelen sesiyle, Kürtlerin kurtuluş mücadelesi üzerine yakılmış türküleri söyledi, söylemeye devam ediyor. Etkileyici kalemiyle, aynı konularda şiirler, kitaplar ve makaleler yazdı, yazmaya devam ediyor. Ayrıcı bir zamanlar, Doğu Kürdistan dağlarında peşmergelik de yaptı.

Bu kalıp bastığım değerli insan, akciğerinde meydana gelen bir yara dolayısiyle, 9 aralık 2014 tarihinde, bıçak altına yattı. Başarılı bir ameliyat geçirdi. Üç hafta sonra, ikinci bir ameliyat daha geçirecek.

Anlatılmaz acılar içindeyim. Olanları kabullenmekte zorlanıyorum. Ne yapacağımı da bilemiyorum. Keşke ben onun yerinde olsaydım. Eminim, o zaman daha az acı çekerdim.

Onu hastahanede ziyaret ettim. Her zamanki gibi, dinçti, yüzü gülüyordu, geleceğe umutla bakıyordu. O haliyle bana, direnme gücü verdi. İyi ki kardeşim, yoldaşım ve sırdaşımsın. Seninle gurur duyuyorum.


Print