2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Umur Talu
 
Bu ne ya!.. Öyle deme, daha kötü olabilirdi!
2015-12-15 12:00
Umur Talu
Ülkenin en büyük kentlerinden birinde “iç savaş hayatı ve hayatın ölümü” var.

Öyle ama daha kötü olabilirdi!

Değil mi? Herhangi bir ülkenin bütün kentlerinde bu olabilirdi!

O yüzden, orada değilsen, orada değilsindir!

***

Neden dersen?

Misal, ülkenin en büyük kentinde hayat ve onca haber “Güneydoğu’nun Paris’i”ne hakikaten Fransız kalarak sürebiliyor.

İkinci büyük kent başkentten, devlet erbabı “Dünyada barış”tan bahsediyor.

“Büyük ülke” olmak işte böyle bir şey:

Bir yanın kan içinde, öteki yanın pek hissetmiyor bile!

Bir yanın yanık, kırık, ezik, delik deşik; bayrağa sarılı tabutlar ülkenin kesik damarlarından akıyor, bayraksız tabutlar ülkenin kesik damarlarından akıyor.

Fakat ruhu, aklı, muhayyilesi, muhakemesi bölünmüş memleketin:

Her damar ayrı gövdenin, her kan ayrı toprağın sanki!

***

Öyle ya, daha kötü olabilirdi!

Sınırının bu yanında da öte yanında da savaş olan ve içine içine daha çok çekilen bir memleket “topyekûn savaş”ta olabilirdi.

Sanki farklı, bambaşka bir ülkenin meselesidir ki, “bunun felaket olacağı”nı da pek kimse konuşmuyor.

Hayır, elbette ki “herkesin keyfi yerinde” değil; ama muhtemelen herkesin aklı da yerinde değil.

O vakit, ne iç kanamandan, ne dış kanamanın kıyısında dolanmaktan çok rahatsız olmayabiliyorsun.

Düşünmezsen fazla, mesele yok.

Düşünsen bile, öyle ya, daha kötü olabilirdi!

***

O yüzden, Cumhurbaşkanı’nın “Süreci sulh içinde götüreceğiz” sözünü duyunca bir umutlanıyorsun.

“Sulh içindeki süreci götürememiş” bir ülkedesin ama hiç olmazsa “Rusya krizi” için söylenende bir “sulh” kelimesi görüyorsun.

Öyle ya, düşünsene, daha kötü olabilirdi!

Bir kelime “sulh” dahi bulunmayabilirdi!

***
Hepimiz her şeyi biliyor, anlıyor, soruldu mu yahut sorulmadan tam manasıyla anlatıyoruz sanıyoruz.

Ama öyle değil!

Damıtıla damıtıla yeni çıkmış bir kayıttaki sesiyle, bunu altı harf, üç minik kelime ve bir ünlem veya soru işaretinden müteşekkil son sesiyle Tahir Elçi gayet güzel ifade edip Diyarbakır’da, Sur’da, Dört Ayaklı Minarenin ayakları dibine bir mirastır, belki bu hayreti bir sahiplenen olur diye bırakmış:

Bu ne ya?!

***

Cevabı devletin en yüksek katlarından, düşürülen Rus uçağı için söylenmiş bir cümlenin içinden geliyor:

Bir anlık bir olay!

Öyle işte:

Bir an düşünsene, daha kötü olabilirdi!

Tamam, bunca şey olurken, Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi pek ortada yok…

Ama düşünsene, hiç olmayabilirdi!

-----------------------------------------

Habertürk-15 Aralık


Print