2024-03-19
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Hasan Cemal
 
Üniversiteyi kendine tabi kılmak isteyen bir iktidar, istikrarsızlığı körüklemiş olur!
2012-12-31 22:35
Hasan Cemal
Hiç aklınızdan çıkarmayın. Üniversiteler hiçbir zaman siyasal iktidarların istediği sesi vermek durumunda değildir. İktidarın sesi, borazanı olan üniversite, üniversite olmaktan çıkar. Ak Parti iktidarı eğer üniversiteleri de kendine tabi kılmak istiyorsa, bu ülkede ‘istikrar düşmanları’na en büyük yardımı yapmış olur.

Diyelim ki, ODTÜ bir tezgah... Diyelim ki, Türkiye’de istikrarı zehirlemek isteyenler, Başbakan Erdoğan’ı protesto örtüsü altında ODTÜ’yü savaş alanına çevirdiler.

Diyelim ki, ODTÜ’lü öğrencilerin arasına karışmış olan provokatörler, güvenlik güçleriyle çatışmayı körükleyerek siyaset meydanında kutuplaşmayı derinleştirmek istediler.
Diyelim ki:
Bu tespitler gerçeği yansıtıyor.
Bu durumda, ‘ODTÜ tezgahı’nı kuranlar şimdi zil takıp oynuyor olmasınlar?
Öğrencilerin arasına karışmış olan provokatörler şimdi kendi kuytuluklarına çekilmiş, sevinç içinde ellerini ovuşturuyor olmasınlar?
Bence öyledirler, mutludurlar.
Çünkü iktidar kurdukları ‘tezgah’a düşmüştür.
Çünkü iktidarın hoyratlığı, onların elini güçlendirmiştir.
Başbakan Erdoğan’ın yazıklar olsun diye başlayan, rektöründen öğrencisine kadar herkesi aşağılayan her türlü ölçüden yoksun tavrı, ‘provokatörler’in ekmeğine yağ sürmüştür.
Geçmişte de yaşandı bunlar.
1950’lerde yaşandı.
1960’larda yaşandı.
Türkiye 27 Mayıs ve 12 Mart gibi darbelere ne yazık ki böyle geldi.
Menderesler, Demireller üniversitelerle, üniversite gençliğiyle hep kavgalı oldular. Üniversite rektörleri yerlerde sürüklendi, üniversiteler, yurtlar basıldı. Siyasal iktidarlar o devirlerde gençliğe karşı hep hoyrat davrandı, kıyıcı oldu.
Bu da istikrarsızlığı körükledi. Darbe ortamlarını olgunlaştırdı.
27 Mayıs öncesi de, 12 Mart öncesi de, üniversite gençliğine karşı hükümetlerin aklına ‘sopa’dan, ‘dayak’tan başka bir şey gelmediği içindir ki provokatörlerin, darbe tezgahçılarının işi son derece kolaylaşmıştı.
12 Mart öncesinin darbe tezgahlarının içinde bizzat bulunmuş bir kişi olarak vurguluyorum bu noktayı. İsteyen, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım isimli kitabımı alıp okuyabilir.
Yine darbe mi geliyor?..
Elbette hayır.
Geldiği de, geleceği de yok askeri bir darbenin. Türkiye artık askeri vesayeti çözdü sayılır.
Ama sivil otoriterleşme yaşanıyor.
Başbakan Erdoğan’ın eliyle beslenen öylesine bir süreç ki bu, eğer ODTÜ örneğindeki gibi devam edip giderse, Türkiye çok ciddi bir şiddet ve çatışma sarmalına sürüklenebilir. Siyaset meydanı kutuplaştıkça kutuplaşır.
Çünkü Tayyip Erdoğan’ın bu hotzotçu tavrı ve kibiri üniversiteleri daha beter karıştırır, bütün muhalefeti sokağa, meydanlara dökebilir.
Şu hiç akıllardan çıkmasın.
Üniversiteler, siyasal iktidarların istediği sesi vermek durumunda değildir.
İktidarın sesi, borazanı olan üniversite, üniversite olmaktan çıkar.
Ak Parti iktidarı eğer üniversiteleri de kendine tabi kılmak istiyorsa, bu ülkede ‘istikrar düşmanları’na en büyük yardımı yapmış olur.
BirGün gazetesinin dünkü manşeti düşündürücüydü:
“Rektörler dün cuntaya eğildi, bugün de AKP’ye!”
Bu manşetin ardındaki gerçeği, hem iktidar sahipleri, hem de bazı üniversite rektörleri anlamaya çalışsın. Davranışlarına tahammül, hoşgörü ve soğukkanlılık damga vursun, tersi değil.
Yoksa yazın bir kenara:
Türkiye daha beter gerilir, kutuplaşır ve çatışır kendi içinde...
-------------------------------------------
Milliyet-27 Aralık
Print