2024-05-20
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Hüseyin Kızılocak
 
Bu cinayet kimin işine yarıyorsa, katili orada aramak gerek
2013-01-14 11:08
Hüseyin Kızılocak
Paris’te işlenen cinayet yada katliamın arkasında bu yeni ılımlı sürece engel olmak isteyenlerin olduğu konusunda herkes hem fikir, ama sorun kimin yaptığı konusuna gelince, her kafadan bir ses çıkıyor.

Soruna çok yönlü bakmak lazım ve en önemlisi de bunun kimlerin işine geldigine bakmak lazım.

Bunu böyle irdeledigimizde, cinayeti işleyenleri yakalamasak bile, bunların inine çok yaklaşmış oluruz.

Eger kapı kırılmadan, zorlanmadan açılmışsa ve içerde her hangi bir kavga alameti yoksa, o zaman kurbanlar, cinayeti işleyenleri tanıyorlardı. O zaman bunu iyi irdelemek gerekir.

Durum böyledir diye, Başbaka’nın dedigi gibi, bu bir iç hesaplaşmadır diye kesip atmak mümkün degil.

Evet bu bir iç hesaplaşma olabilir ama bunu yapanlara asıl emri verenlere bakmak lazım.

PKK içinde, Ergenakon’un, MİT’in, Suriye’nin, İran’ın ve hatta yeniden Irak’ın elinin olduğu bilindigine göre, cinayetin arkasında bu güçlerden biri olabilir.

Öte yandan PKK çevresi bu işin Türk Gladyosu tarafından yapıldğını söylüyor.

Olabilir, ama Gladyonun şimdi ki adı, Ergenekon.

Niye Ergenekon konusunda sessiz kaldınız? Hep AKP’ye saldırdınız ama derin devleti ve Ergenekon’u unuttunuz?

Peki Fransa konsolusluğuna yürümek ve siyah çelenk bırakmak da neyin nesi!

Bu tür olaylardan haberi olmayan bir kişi, bu cinayetin Fransa makamları tarafından işlendigini sanacak. Hele bazıları, Fransa’nın bazı başka nedenlerle bazı PKK’lıları tutukladıklarını yazıp söyleyince, insanın vey be, bu işin arkasında Fransa var diyecegi geliyor.

Oysa Fransız makamları niye böyle bir cinayet işlesin, bunda ne çıkarları var? Yok amacınız bu degilse, o zaman Elçilige yürüyüş niye? Kim bu kararı verdi, kimse bunu konuşmuyor.

Kısacası bu tür acele verilen karar ve tepkilerden kaçınmak lazım. Elbette bu cinayeti kınamak gerekir, cinayetlerin aydınlanması için çaba göstermek gerekir, ama bunu yaparken yanlış adres göstermek, sadece bu işin arkasındakilerin işine yarar.

Hem Hükümet çevresi ve hem de PKK veya BDP içinde bu işin çözümünü isyenler, bu ucuz suçlamalardan kaçınmalıdırlar.

Bu cinayetin kimlerin işine yarayacağını hesaplayarak yola devam etmek lazım.

İlk olarak kurbanların görüşmeler konusundaki tavırlarına bakmak lazım. Her halde bazıları bunların nasıl bir tavır içinde olduklarını biliyor ve onların bildiklerini açıklamaları lazım.

Hükümet kesiminden ve PKK içinden, silahların susmasını isteyenlerin bu dönemde böylesine bir cinayetten menfaatları olamaz.

Gelelim diger ihtimallere!

PKK içinde, silahların susmasını istemeyenler, Suriye, İran ve son zamanlarda yine Irak ve elbette şimdiye kadar binlerce cinayetin arkasındaki Ergenekon, bu cinayetlerin arkasındaki olası güçler olabilirler.

Elbette, açıkta barış çığırtkanlığı yapan ama kapalı kapılar arkasında başka dümen çevirenlere de dikkat etmek gerekiyor.

İşte tam da bu zamanda,

Hükümet bu konuda bildiklerini açıklamalı.

PKK içindeki yurtseverler, bu konuda bildiklerini açıklamalıdır. PKK içinde, yurtseverliklerini yitirmemiş ve şu yada bu şekilde maşa durumunu gelmiş olanlar, duyduklarını, bildiklerini ve gördüklerini açıklamalıdırlar. Onlar ancak bu şekilde onurlarını kurtarabilirler. Eger korkuyorlarsa, Fransız makamlarına sığınarak, onlara açıklamalıdırlar. Yoksa günün birinde, birileri onların durumunu açıklar ve ondan sonra yalvarmak da fayda vermez.

Bu iş yine kapalı kapılar ardında yürütülürse, ne bu cinayetin sorumluları ortaya çıkarılabilir, ne silahlar susar, nede başka haklar elde edilebilir. Kör döğüşü devam eder.

Halklarımız bu gizli saklılıktan bir fayda görmedi. Her şey açık yürütülürse, herkesin neler olup bittigini görmesi ve iyi yapanların da, kötü yapanların da belli olması sağlanır. Böylece şer güçlerinin kendilerini saklaması kolay olmaz.

Hem Kürt ve hem Türk kesiminden, silahların susmasını isteyen örgüt ve aydınlar bir platform oluşturmalıdırlar. Bu platform güçlü bir destek bulabilir, sorunun açıkça tartışmasını sağlayabilir, öneriler yapabilir ve provakasyonların karşısına çıkabilir.

Peki böylesine bir platforma ajan ve prövakatörler sızamaz mı diyebilirsiniz! Elbette örgütlenmelere her zaman kimi ajan ve prövakatörler sızabilir, hatta yönetim kadrosuna kadar yükselebilir, ama eger onlar yönetimi kendi kontrollerine geçirirlerse, o zaman yapılacak en iyi iş, ordan hızla uzaklaşmak ve onları deşifre etmektir.


Print