2024-03-29
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Yılmaz Çamlıbel
 
Sevr ve Lozan Antlaşmaları (1)
2016-10-11 20:54
Yılmaz Çamlıbel
Son günlerde Türkiye’de Sevr ve Lozan antlaşmaları üzerine yoğun bir tartışma yaşanıyor. Ben de bu konuda önemli bulduğum bazı bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye’de en ciddi konular bile; çoğu zaman, kulaktan dolma bilgilerle tartışılıyor. Kimse tartıştığı konu hakkında, araştırma yapma, sağlıklı bilgiler edinme, donanımlı hale gelme zahmetine katlanmıyor. Yandaş olduğu kişi ve çevrelerin sözlerini mantık süzgecinden geçirmeden, aynı şekilde tekrar ediyor. Bu nedenle en ciddi konuları bile, futbol amigosu mantığıyla tartışılıyor. Türklerle Kürtlerin durumu buna tipik bir örnektir.

Örneğin Türkleri çılgına çeviren, 10 ağustos 1920 tarihinde imzalanan Sevr Antlaşmasında, bir Kürt devletinin kurulmasından söz edildiği doğrudur. Devlet, ama nasıl bir devlet, kimse ona bakmıyor. Şimdi, Sevr Antlaşmasında bu konuda yer alan üç önemli maddeye dikkatinizi çekmek istiyorum.

Madde 62-İngiltere, Fransa, İtalya hükümetlerinin tayin edecekleri birer üyeden oluşacak ve merkezi İstanbul’da olacak 3 kişilik bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyonun görevi, bu antlaşmanın imzalanmasından itibaren 6 ay içinde, Fırat’ın doğusunda daha sonra kararlaştırılacak olan Ermenistan sınırlarının güneyinde ve Türkiye’nin Suriye ile olan sınırının kuzeyinde, Mezopotamya’da yer alan ve halkının çoğu Kürt olan bölgeler için bir mahalli özerklik planı hazırlanacaktır.”

Madde 63- “Osmanlı Hükümeti, 62. Maddede belirtilen komisyon kararını bildirdikten sonra 3 ay içinde, bu kararı benimsediğini kabul edecektir”

Madde 64- “62. Maddede belirtilen bölgede yaşayan Kürt halkı, bu tarihten itibaren bir yıl içinde, bu bölge halkının çoğunluğu, Osmanlı Devleti’nden ayrılıp bağımsız olmayı arzu ettiklerini bildirirse ve Milletler Cemiyeti bunların bağımsızlık kazanma yeteneğine sahip olduklarını uygun bulup, kendilerine bağımsızlık tavsiye ederse, Osmanlı Devleti böyle bir tavsiyeyi uygulamayı kabul ettiğini ve o bölgedeki bütün haklarından ve imtiyazlarından vaz geçtiğini kabul edecektir.”

Metinde açıkca görüldüğü gibi, önce Ermenistan’ın sınırları belirlenecek. Arta kalan küçük bir alanda Kürtler için bir özerk plan hazırlanacak. Burada yaşayan Kürtler şayet bir devlet olmayı isterse ve Milletler Cemiyeti de onları buna laik görürüse, işte o zaman bir Kürt devleti kurulacak. İşte Kürtleri mutlu eden, Türkleri ise çılgına çeviren antlaşmanın özü budur.

Lozan Antlaşmasını irdelemeye geçmeden önce, Kürtleri yakından ilgilendiren çok önemli tarihi bir olaydan da bahsetmek istiyorum.

Amasya’da, 20-22 ekim 1919 tarihleri arasında, Osmanlı Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti üyesi Mustafa Kemal Paşa arasında bir toplantı yapılmıştı. Burada alınan kararlar tutanağa geçirilip imzalanmıştı. Amasya Tamimi denilen bu belgenin 1. Maddesinde şöyle deniliyor.

“Osmanlı Devleti’nin tasavvur kabul edilen hududunun, Türk ve Kürtlerin mesken olduğu araziyi ihtiva ettiği ve Kürtlerin Osmanlı camiasından ayrılmasının imkansızlığı izah edildikten sonra, bu hususun asgari bir talep olmak üzere temin edilmesi, müştereken kabul edildi. Bundan başka, Kürtlerin serbestçe gelişmelerini temin için, ırki ve içtimai (ulusal ve toplumsal) hukkukları aynen kabul edildi.”

Kısacası deniliyor ki, Osmanlı Devleti’nin kabul edilir hududu, Türklerle Kürtlerin üzerinde yaşadıkları toprakları kapsar. Kürtler, Osmanlı camiasından ayrılmayacaktır. Ancak, Kürtlerin ulusal ve toplumsal hak ve hukuku aynen korunacaktır.

Anadolu hareketini örgütleyen Mustafa Kemal bilindiği gibi, Kürt temsilcileriyle beraber Erzurum ve Sıvas Kongrelerini örgütlemişti. Mustafa Kemal, Kürt önder kadrolarına yazdığı mektuplarda şu öneride bulunuyordu. Vatanımızı istila eden sömürgecileri ülkeden kovalım. Bunların elinde esir olan İslam Halifesinin kurtaralım. İki Müslüman halk olarak, ortak bir devlet kuralım. Yani Kürt kardeşlerinin bu mücadeleye destek vermesini talep ediyordu. Kürtler de bu davete evet dediler ve destek verdiler. Peki sonra ne oldu? Şimdi ona bakalım.

Lozan tartışmalarının en önemli konusu Kürt sorunuydu. Bu konuda İngiliz heyetinin başkanı Lord Curzon ile Türk heyet başkanı İsmet Paşa arasında dişediş bir mücadele yapılıyordu.

Lord Curzon, bir Kürt Devleti’nin kurulması gerektiğini savunuyordu. İsmet Paşa ise “Ayrı bir Kürt Devleti’ne gerek yoktur. Zira bizim Kürtlerle beraber kurduğumuz yeni devlet, Türk ve Kürtlerin ortak devletidir.” diyordu.

Yazı devam edecek. Yazının ikinci bölümünde, Lozan Antlaşmasını irdelemeye, önemli bölümlerine dikkat çekmeye çalışacağım.
Print