2024-03-19
Skip Navigation Links
Destpêk/Anasayfa
Pêwendî/İlişki
Lînk
Skip Navigation Links
Video
Album
Arşîv
Abdulmenaf Kıran
 
Sıtmaya Razı Etmek!
2017-02-08 00:58
Abdulmenaf Kıran
Sıtmaya Razı Etmek!

Özellikle AKP ve MHP’nın referandum için yaptıkları hazırlıklara bakılırsa, sanırım bu gün veya yarın Cumhurbaşkanı Anayasa Değişiklik Paketini onaylayıp referandum için geri sayım başlayacaktır. Bu durumda 60 günlük süre dikkate alındığında tarih de 16 Nisan gibi görünüyor.

Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridirler. Anayasa değişikliklerinden mümkün olduğu kadar toplumun geniş bir kesiminin mutabakatı aranır. Özellikle referandum öncesi Değişiklik Paketinin getirdiği yenilikler, yarattığı fırsatlar ve beraberinde getirdiği riskler her kesim tarafından tartışılması gerekiyor. Tercih yapacak olan halk, neyi tercih ettiği konusundan hem aydınlanmalı, hem de tercihlerinde özgür olması gerekiyor.

Toplumu takım tutar gibi fanatik evetçi yada hayırcı yapmak, kutuplaştırmak, ya da ötekileştirmek demokratik süreçleri işlemez hale getirmekten başka hiçbir şeye yaramaz.

Görüldüğü kadarıyla toplumda Başkanlık sistemi lehine güçlü bir rüzgar yok ise de aslında aleyhine de güçlü bir direnç yoktur. Ana Muhalefet Partisi ve AKP dışındaki kesimin asıl itirazı, çağdaş, demokratik esaslara uymayan ve denetleme denge sistemi olmayan, amiyane tabirle tek adam yönetiminedir. Kanaat önderleri, entelektüellerin asıl kaygısı eleştirisi güçler ayrılığının olmamasınadır.

Şu an ülke Olağan Üstü hal ile idare ediliyor. Yüzbinlerce insan KHK’lerle işini, olanaklarını yitiriyor. İnsanlar çeşitli yaftalarla damgalanmaktan ve KHK’lara konu olmaktan çekiniyor. Muhalif basının hemen tamamı susturulmuş. Mevcut basın ve yayın değim yerinde ise resmi gazete gibi çalışıyor. Her dönemde, menfaati icabı iktidara yalakalık edenler çoktur. Olağan Üstü Halin ilanından sonra iktidar dalkavukluğu tavan yapmaya başladı. Oysa basın ve yayın organları ayna görevi görmelidir. Toplumu aydınlatmalı, iktidarında eksik ve yanlışını gözler önüne sermelidir. Hükümet basın ve kamuoyunun aynasında kendini görüp, varsa yanlışından rücu etmelidir. Ayna yanlış gösterince, doğru düzeltme de olmuyor işte.

Pekala aklı başında herkes biliyor ki, değişiklik paketi güçler ayrılığı ilkesine aykırıdır. Yürütme, yasama ve yargıya göre çok fazla güçlendiriyor. Yasama ve yargı, yürütmeye tabi kılınıyor. İktidar büyük oranda Cumhurbaşkanında toplanıyor.

MHP genel Başkanı “Hayırcılar referandumdan sonra nereye kaçacaklar” diyerek şimdiden açıktan tehdit ediyor. Hükümet kanadı hayırcıları neredeyse ya FETO’ci ya da PKK’li ilan ediyor. Oldum olası vatandaşın bir kısmını devlet yanlısı, bir kısmını devlet düşmanı ilan eden anlayışı sakat bulmuşumdur. Aslında siyasi iktidarlar koltuklarını yitirmemek için hep de böyle sakat tutumları takınırlar…

Ana Muhalefet Partisi, paket kabul edilirse ülke bölünür diyor. Oysaki bu pakette getirilen değişikliklerle bırakın bölünme tehlikesi, ademi merkeziyetçilikten en ufak bir eser yoktur. Tam tersine merkeziyetçilik katmerleniyor.

İktidar tarafı ise, paket geçmezse, terör azacak, her tarafta canlı bombalar patlayacak, kamu güvenliği sağlanamayacak diyor. Bunun da hiçbir maddi dayanağı yoktur. Aslında yapılmak istenen ölümü gösterek, halkı sıtmaya. razı etmektir 15 Temmuz Darbe girişiminden önce de sonra da başkanlık sistemi yoktu. OHAL ilan edilmeden 16 Temmuz sabahı darbe ve terörle ilgisi olduğu sanılan binlerce kişi derhal toplandı. Bir gecede binlerce yargıç ve savcı göz altına alındı. Mevcut Anayasada terörü ya da Paralel Devlet Yapılanmasını benimseyen tek bir satır düzenleme yoktur. Tam tersine anayasanın 6 maddesi “ Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz “ hükmünü taşımaktadır.

İngiltere 14.yüzyıldan beri meşruti monarşiye başlamış. 1640 tan beri parlamenter sistemle idare ediliyor. Bu güne kadar bölünme tehlikesi yaşamamış. Ciddi manada iç güvenlik sorunuyla karşı karşıya gelmemiştir. ABD ise 1776 dan beri başkanlık sistemi ile idare ediliyor. Orada da büyük bir sorun yok. Bu iki örnekte de işleyen bir demokrasi, İnsan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü olduğu için fazla sorun yaşanmıyor.

Bu ülkenin başat sorunu demokrasi yetersizliği, Hukukun üstünlüğünün yaşam bulmaması, İnsan haklarının korunmamasıdır. Bu ülkede yurttaş eşitliği yoktur. Nüfusun üçte birini oluşturan Kürtler ana dillerinde eğitim göremiyor. Aynı şekilde Alevilerin Cem Evleri ibadet yeri kabul edilmiyor. Yaşam alanlarına saygı yok. Kamu hizmetine alımlarda liyakat ve ehliyetin yerini partizanlık almıştır. Seksen milyon insan tek bir merkezde idare ediliyor. Sorunların kaynağına inip çözmediğimiz sürece ne başkanlık sistemi ne de parlamenter sistem bize huzur getirmez.

Sistem değişikliği yapılacaksa öncelikle sorunlar çözülür, Toplumun tüm kesimlerinin ortak katılımı ile sistem de değiştirilir. Öyle ölümü gösterip, sıtmaya razı etmekle memlekete huzur getirilemez. 08.02.2017

Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bşk.Yrd.
Print